daglik-karabag-sorunu-ve-kafkas-denklemi
Dağlık Karabağ Sorunu ve Kafkas Denklemi

Dağlık Karabağ Sorunu ve Kafkas Denklemi

23 Haziran 2016
Okuyucu

Azerbaycan ve Ermenistan arasında uzun süreden beri devam eden Dağlık Karabağ sorunu hakkında bir sarı ışık yanmış bulunuyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı İdaresi Dış İlişkiler Şube Müdürü ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Novruz Memmedov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın 20 Haziran 2016 tarihinde St. Petersburg’da gerçekleştirdiği Dağlık Karabağ toplantısının sonuçları hakkında bilgi verdi. Azerbaycan ve Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’da aşamalı çözüm için prensip bir anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Memmedov, “Aşamalı çözüm ise şöyledir: Birinci aşama, işgal altındaki 5 ilin Ermenistan ordusunca tahliyesi. İkinci aşama, Dağlık Karabağ ve Ermenistan arasındaki iki ilin tahliyesi. Üçüncü aşama, bir koridorun belirlenmesi. Dördüncü aşama, Dağlık Karabağ’ın statüsünün belirlenmesi. Taraflar bu yönde prensip anlaşmasına vardı,” şeklinde açıklama yaptı.

Bu gelişmeyi doğru okumak gerekiyor. Gelin diğer bilgilerle birlikte genel bir çerçeve çizelim:

  • Değişik yazılarımda ifade ettiğim gibi Kafkaslar’daki mesele Ortadoğu’nun (özellikle Suriye ve Irak) meseleleri çözülür çözülmez gündeme gelecek bir konudur.[1] Rusya bu tür gelişmeleri beklemektedir. Hatta yakın zamanda Almanya’nın sözde Ermeni soykırım yasa tasarısı konusunda pek de beklenmeyen bir hamle yapması dikkat çekmişti.[2] Bu hamle ile Ortadoğu oyunu dışında tutulan Almanya bu kez Kafkas coğrafyasında oyunda olmak istiyor, diye düşünmüştüm. Bu bakışla, Batı açısından orta vadede yeni çıkar alanı Ermenistan üzerinde gerçekleşecek gibi görünmektedir.
  • Değişik açılardan bakıldığında Kafkas coğrafyasında çıkarlarını gözeten bir güç var olacak ise önce Ermenistan’ın Batı’ya açılamayıp yoksulluğuna çare bulması ve sonra Dağlık Karabağ sorununda barışçı bir ilerleme şartını gözetmesi söz konusudur. Bu, ABD, Fransa, Rusya gibi Almanya açısından da vazgeçilemez bir jeo-stratejik ve jeo-politik mesele olarak önemli görülmektedir. Acaba geçtiğimiz günlerde karara varılan St. Petersburg toplantıları vasıtasıyla Rusya’nın bu girişimi bitirici mi olacak, yoksa uzun soluklu bir sürecin ilk hamlesi midir? Henüz tamamlanan bir konu yok, bu bir prensip anlaşmadır. Beklenip görülecektir.
  • Rusya, Kafkaslar’da inisiyatifin Batı’ya geçmesinin önüne geçmek istemiş olabilir ve tarafları ikna edecek hamleleri bugün için sadece başlatmış görünebilir. Her ne kadar mesele Azerbaycan ve Ermenistan ile ilgili görünse de Rusya’nın bölgedeki çıkarları yadsınamaz bir gerçektir. Rusya’nın Ermenistan’da konuşlu önemli bir askeri gücü vardır. Rusya, Azerbaycan ve Gürcistan’dan çekilmiştir. Ermenistan ile Rusya’nın ikili güvenlik ve stratejik, diğer yakın ülkelerle birlikte ekonomik, ticaret, gümrük ve güvenlik anlaşmaları vardır. Önemli Ermeni diasporası Moskova’da yaşamaktadır. Eğer Rusya, Ermenistan’dan askeri gücünü geri çekmek zorunda kalırsa Batı ile hattını Çeçenistan’a kadar (Kafkas Dağları’nın gerisine) geriletmiş olacaktır. Bu ise Rusya’nın Avrupa’ya uzanan stratejik petrol ve doğalgaz hatlarındaki kontrolünü azaltması anlamına gelecektir.
  • Batı ise özellikle Amerika ve Fransa’da yaşayan varlıklı ve etkin Ermeni diasporasıyla, zaman içinde Ermenistan’ın serbest piyasa ekonomisi ile yönetilen açık bir ülke konumuna gelmesini istemektedir ve Rus varlığının buradan tedricen uzaklaşmasını beklemektedir.

Bugünden sonra Kafkas cephesindeki gelişmeleri daha çok işiteceğiz. Hatta yarın (23 Haziran) Papa Francis Ermenistan’a ziyarete gidiyor. Burada sözde soykırım için ne söyleyeceği merak konusudur. Türkiye, Suriye’deki gibi bir git-geller yaşamayacak pozisyonunu en baştan, hem de bugünden alması gerekmektedir. Çünkü konu sadece ne Azerbaycan, Ermenistan, soykırım, Dağlık Karabağ, Rus askeri üsleri ne de boru hatlarıdır; konu bütünüyle bir Kafkaslar meselesidir.

[1] https://politikmerkez.com/kafkaslarin-ve-ortadogunun-2016-jeostratejik-gorunumu/

[2] https://politikmerkez.com/ermeni-soykirim-tasarisi-almanya-ve-tarihsel-muhasebe/

Politika 'ın son yazıları

28 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
35 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
70 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
112 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
87 views

Modern Rekabet

Burada modern rekabetin küreselleşmesi öyküsünü kendi içindeki kavramlarını tartışarak, Rusya ve Çin örnekleri üzerinden otoriter yönetimlerin eleştirisini yaparak açıklayacağım. Kavramsal olarak "modern rekabet" anlayışını bu şekilde açıklama imkanı bulacağım. Sonlara doğru kapitalizmin yozlaşmasını açıklayacağım. Bu kısımda da Anglo-Sakson yapıyı ve Kıta Avrupa'sını işaret edeceğim. Burada anlaşılması gereken şu olacak: Demokrasi ve insanlığın gelişimi kimsenin insafına kalmamalı, rekabetin yapılma amacı değer üretmek esaslı olmalı.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme