Gürsel Tokmakoğlu|
Okuyucu
|
Papaz Brunson İzmir’de görülen mahkeme sonrasında ABD Başkanı’nın gönderdiği bir uçakla Amerika’ya döndü. Almanya’daki molada bir görüntü verildi, Brunson ABD bayrağını öptü. Sonra uçuşa devam edildi. Dün Washington’da Oval Ofis’te Başkan Donald Trump beklemekteydi, Brunsonlar ailece konuk edildiler. Ben de bu White House misafirperverliğini size yorumsuz konu etmek istedim.
Ama önce kişisel olarak neyi önemsemekteyim, onu ifade etmeliyim ki Oval Ofis’ten anladıklarımı ve olayın Türkiye’deki yankılarını siz tahmin edin.
Bir. Eğer başka bir ülke halkından biri veya yöneticisi benden, benim milletimden ve yöneticimden bahsediyorsa önemlidir, kulaklarımı açar dinlerim. Önemsizdir diyemem, belki söylenenlere tepki vermem, ama hafızama yazarım.
İki. Herkesi muhatap almam, belli bir yeterlilik ararım. Asgari yeterlilik seviyem nedir, tarif edeyim: İnsani. Ama ölçek ne? Eğer bugün bilimde bu denli ilerleme sağlandıysa şunu düşünürüm; benimle tartışacak biri en azından üç-beş güncel beyin, genetik, psikoloji, fizyoloji, biyoloji kitabı okumuş olmalıdır. Bir insan hukukçu, uluslararası ilişkiler uzmanı, hatta politikacı olabilir, ama bu belirttiğim konularda yeterlilik sağlayamadı ise derim ki, önce insanı, yani kendini öğren, sonra diğer işlere bakarız.
Şimdi gelelim dün Oval Ofis’te olanlara. Haber kanallarına baktım, sevinenler çok, kaygılananlar da var. Oradaki şov sadece Brunson ve Trump yönetimi arasında olanlar değildi, hem Amerikan iç politikası için mesajlar doluydu, hem de, ki beni burası ilgilendiriyor, oradaki insanların olaylara, kendilerine, başkalarına, vs. bakış açılarının ipuçlarını veriyordu. Trump’ın konuşmalarından alıntılar… Şöyle ki:
Bir. “Müzakere ettik. Fidye ödemeyeceğiz dedik. Buradaki insanlar çok mücadele etti, savaştı. Eğer serbest bırakmazlarsa çok kötü şeyler olacak dedik.”
İki. “(Papaz Brunson’u kastederek,) … tebrik ederim. Bu ülkeyi birleştirdiniz. Çok kötü şeyler yaşadınız. Bütün dünya sizi seviyor.”
Üç. “(Kendi yönetimini kastederek,) … en az günde bir kere konuştuk, halledeceğiz dedik. Tekrar Türkiye’ye gider misiniz, sormak istemiyorum.”
Dört. (Soru oldu, zamanlama hakkında.) “Ekonomi karmaşık. Zamanlama rastlantısal. Dünyada yaşananları biliyorsunuz.”
Beş. “Türkiye’deki diğer Amerikalılar için söylüyorum (hapiste olanlar kastediliyor), avukatlar bütün Amerikalılar için ilgileniyorum.”
Altı. (Suudi Arabistan, İran, Türkiye soruları sonrasında,) “İran ve diğer ülkelerde yaşananları gördüğüm zaman durumun çok kötü olduğunu göreceksiniz. Dünyanın o bölgesinde çok sorun var.”
Yedi. (Trump ve Brunson tekraren teşekkür etti, kime?) “Türk halkına teşekkür ederim. Erdoğan’a teşekkür ederim.”
Pardon, First Lady’nin bu ağırlamada olmaması dikkatimi çekmişti. Neticede misafir olarak Bayan Brunson’un yanında oturup elini tutması uygun olurdu. Ayrıca eşi Başkan Trump hakkında dini bir törenle Pastör Brunson tarafından dua yapıldı, amin demek gerekmekteydi.
Öyleyse, ben bu sözlere kulaklarımı tıkayamam, şu an tepki vermesem de hafızamda yer edecektir. Eğer uzmanlardan bazıları, ben bu sözlerden bir şey anlamadım diyorsa, bu durumda ne anlaması gerektiğini açıklamama bile gerek yok kanısındayım.
