uzay-savasi-programlari
Uzay Savaşı Programları

Uzay Savaşı Programları

1 Temmuz 2019
Okuyucu

Burada ABD, Rusya ve Çin’in kıyasıya sürdürdüğü Uzay Savaşı programlarına dikkat çekilecektir. Bu ülkelerin son olarak gerçekleştirdikleri programlar ve açıkladıkları projeler neler? Kısaca göz atalım.

Son birkaç yıldır ABD ve Çin’in çabaları teknolojik anlamda ileri gitmiştir. Bugüne kadar Rusya’nın uzay programları Kazakistan Baykonur Uzay Üssü’ndeki ucuz hidrojen üretim kapasitesinden dolayı cazip idi. Rusya durumunu yenilemedi. Bugün ABD ve Çin onun biraz olsun önüne geçti.

Diyelim ki bu uzay konusunun ekonomik ve teknolojik tarafı öne çıkıyor. Günlük yaşamada nelerin değişebileceğini hayal edebiliyor muyuz? Elimizdeki medya cihazlarından sağlığa, iş ve finans geliştirici uygulamalardan sosyal yaşam, her alanda standartlar ve limitler değişiyor.

Geçenlerde SpaceX ABD Hava Kuvvetleri’ne ait yükleri yörüngeye ikinci kez götürüp bıraktı. Bu sizlere sıradan bir uzay faaliyeti gibi gelmiş olabilir. Ancak bundan sonra dikkatimizi çekmesi gerekiyor. Bu tür yükler bir Uzay Savaşı’nın konuşlanma, pozisyon alma, intikal hazırlığı cinsinden faaliyetleridir.

Neydi konu? İkinci SpaceX’in yükü, 24 adet Hava Kuvvetleri özel yüküdür. Sorarsanız en azından meteoroloji uydusu diyeceklerdir. Ancak uzayda grid oluşturma, parselleme, yığınaklanma yapma gibi sözleri söylemeyeceklerdir.

İnsanlık tarihi açısından, bir füzenin bir kerede uzaya 24 uydu bırakması ve dünyaya dönmesi bile başlı başına çok önemli bir görevdir. SpaceX bu yönüyle uzay yarışında ABD’ye büyük bir avantaj kazandırmıştır. Diyelim Çin veya Rusya, bir fırlatmada, bir veya iki uyduyu uzaya atıp, taşıyıcı roketi kaybetmek suretiyle yüklü miktarlarda masraf yapması söz konusuyken, ABD onlardan daha fazla uzaya yerleşecek ve bunu çok daha ucuza mal edecektir.

Bu arada, Elon Mask’ın Starlink projesi şeklinde taktim edilen bir iddia var. 2020-2024 yılları arasında yörüngede internet yansıtıcılarıyla bir grid ağı oluşturulacak. Binlerce uydu (7.000 kadar uydudan bahsediliyor,) dünyada ve uzayda internetin daha ucuz ve kolay olmasını temin edecek.

Gelelim Çin’in çabalarına. Çin Havacılık ve Uzay Bilim ve Teknoloji Kurumu (CASC) tarafından sürdürülen faaliyetleri incelememiz mümkündür. Bugün China Daily’nin verdiği habere göre, Çin’in 2021’e kadar 192 uzaktan algılama uydusundan oluşan bir takımyıldızı programını başlatmayı planladığı bildirildi. Çin Yapay Zeka (AI) teknolojisiyle hazırlanmış yeni versiyon uyduları uzaya gönderiyor. Anladığım şu, ABD’nin programına karşı, her ne kadar pahalıya mal olsa da Çin, yörüngede askeri pozisyon alma sürecinde geri kalmamak ve hatta yapabilirse öne geçmek için kendi programını açıklamış bulunuyor. Yeni uydular çoklu çözünürlüklü algılayıcılara sahip. Bu plan Çin’in 2021 uzay projesi olarak biliniyor.

Ayrıca Çin’in teknolojik olarak çokça dikkat çeken, Tiangong-2 uzay laboratuvarı tarafından geliştirilen bir projesinden bahsetmeliyiz. Kuantum teknolojisiyle çalışan, uluslararası açılımı da olan “Quantum Experiments at Space Scale” olarak bilinen bir projesi Micius uydusu var. Bu konu 5G, Kuantum ve Yapay Zeka (AI) teknolojisi ile yeni nesil bir ağ oluşturmakla ilgili projedir. Uzmanlarca, yerdeki kabiliyetlerle uzaydaki kabiliyetler ortak çalışma programına sahip olacak ve buna katılmayan bir gömlek geride kalacak, deniyor. Bunun ne önemi var? Eğer Çin bu teknolojiyi kendine göre dünyada belli bir coğrafyada kullanacak olur ise dünya uzaydan itibaren ikiye bölünmüş olacak. Bunlardan ilki Çin’in Micius ağına bağlı ülkeler, diğeri ise ABD ağına bağlı olanlar.

Bugüne kadar iyi bildiği uzay çalışmaları için Rusya yenilik yaratamadı. Son birkaç yılın hikayesine ekleyeceği yeni bir paragraf olmadı. Rakiplerine göre avantajlı olacak bir yönünü gösteremedi. Ancak Rusya uzayı da bir satranç oyun alanı gibi görebilir. Uzay oyununda piyonları bile olsa hasmın vezirini zor duruma düşürebilir. Çünkü Rusya mevcut kabiliyetlerini stratejide ve taktikte çok iyi hamlelerle kullanabilen tecrübe sahibi bir ülke. Yine de sürpriz yaparak, oyunda uzay savaş gemilerini ileri süremese bile, sonsuz uzun menzilli silahları üreterek uzaya tehdit oluşturabilir. hatta mevcut uydularını kullanarak yer sistemlerine bilgi aktararak kapsamlı bir hile oyununa başvurarak diğerlerine kendi varlığını hissettirebilir.

İfade edilen bu teknolojik durum her ne kadar ekonomik bazı anlatımların konusu gibi görülse de esasen geleceğin Uzay Savaşlarının emareleri olarak kayda geçecektir. Dünyada Uzay Komutanlığı adıyla askeri kuvvete sahip ilk ve tek ülke ABD’dir. ABD Uzay Komutanlığı’nın şimdiden uzayda grid oluşturması, her irtifada, her yörüngede parsel kapması, yeni bir uzay hukuku anlayışında ön almak olarak düşünülmesi gereken bir konudur. Askeri uyduların bilgileri her ne kadar Uluslararası Uzay Ajansı’na deklare ediliyorsa da aslında uzayda yer tutmakla ilgili bir çaba başka sonuçları da ortaya çıkarır. Belli pozisyonları sahiplenmek demek, aynı zamanda başkalarına yer bırakmamak demektir. İşte size şimdiden gelişen hukuki bir tartışma konusu. Henüz denizlerde bir hukuk rejimi uygulanamıyorken uzayda uygulanmak zorunda kalınacak.

Uzay Savaşları’nın ileri versiyonunda şunları görmek mümkün: Uzaydan yere elektromanyetik spektrumda baskılama, uzaydan uzaya tahribat, uzayda yerleşmek ve çıkar alanları yaratmak. Uzay kuvvetleri kendi kabiliyetleriyle savaşır. Uzay kuvvetlerinin başka kuvvetlerle, örneğin Kitle İmla Silahlarına karşı kullanılabileceği de söz konusudur. Bu stratejik savaş anlayışına ek kabiliyetler katacak bir konudur. Bunlar savaş denince akla gelenler değil mi?

Başka konular da var, örneğin sistemlerin sistemi konusu. Uzaydaki sistemlerin başka sistemlerle eklenmesi sayesinde meydana gelen ek kapasite (veri alma, işlem, iletimi, vs.) artışının diğer bütün sistemlerde meydana getireceği katma değer. Bu katma değeri elinde bulunduranları jeostratejik önemi artacak. Hatta meydana gelen ekonomik kazancın yaratacağı güçle başka baskı unsurları geliştirilecektir. Uzayın sivil faaliyetlerle kullanıma açılmasının kendi içinde bir ekonomisinin de döneceğini aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Bu yeni ekonomik alanın getirisi yüksek derecede olacak, hukuku ve sigorta konuları da.

Diğer ülkeler uzayda mevzilenen ABD ile Çin’in yeni teknolojilerinin ve Rusya’nın sürpriz hamlelerinin etkisinde kalacaklar. Bu savaşın etkileri dünyada başka bir sorun yumağı. Diyelim ki Rusya gibi bir ülke, Hürmüz’de Global Hawk’ın düşürülmesinde İran’a destek verdi, bunun ne denli önemli olduğunu anlayabiliyor muyuz? ABD’den kalkan stratejik 135 milyon dolarlık bir İnsansız Hava Aracı (İHA) uçarken kendi koruma sistemleriyle Komuta, Kontrol, Bilgisayar, İletişim, Keşif, Gözetleme ve İstihbarat (C4ISR) görevi yapıyor. Ama İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma bir füzeyle düşürülüyor. Eğer bu bir tesadüf değilse, başka bir destek olmadan, Global Hawk’ın bu kadar kolay düşürülmesinin mümkün olmaması gerekir.

Uzay insanlığın yeni hikayeler yazacağı gerçek bir alandır. Uzaya gidip gelmek daha ucuz olacak, ama usuller belirlenecek ve bunlar çok kompleks uygulamalar olacak. Yeni ekonomik gelişmeler (ki burada geçecek para cinsinin ne olacağı biliniyor ve geliştiriliyor, sanırım kripto para olacak,) söz konusudur. Nasıl buharlı gemi bulununca dünyadaki bütün zenginlikler katlandı ise uzayla birlikte daha da ileri noktalara gelinecek. Bunlar yeni açılımlar ve tezatlar anlamı taşıyan konular.

İnsanlık uzayda yeni limanlar, istasyonlar, platformlar, yaşam alanları kuracak. Bunları güvenliği için insana dayalı kuvvetler görev yapacak, uzay vasıtaları polis tedbirleri alacak ve devriyeler gezecek.

Aslında bu anlattıklarım size fütüristik bir konu gibi gelebilir. Ancak onyılların gerilimlerinde uzay kabiliyetleri tartışma masasına hemen konmasa da dolaylı etkilerini fazlasıyla hissedeceğiz. Gelecekte ise savaş alanının uzayda yaşanmasını hayal edin. Uydular vuruluyor, uzaydan sürekli parçalanmış madde yağıyor, elektromanyetik ve lazer silahları atışlar yapıyor… Hepsi geçerli şeyler bunlar.

Stratejistlerin meşhur sözleri vardır. Yarının söz şu olacak gibi, “Uzaya hükmeden dünyaya hükmeder!”

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

degisim-cagi
ÖNCEKİ YAZI

Değişim Çağı

mikrop-oyunlari
DİĞER YAZI

Mikrop Oyunları

İnovasyon 'ın son yazıları

186 views

 Sonsuz Şiddet Dönemi ve Doğal Endişe

Yapay zekâ konusunun doğurduğu belirsizliği size, dahi makineler, derin karmaşa, sonsuz şiddet ve doğal endişe şeklindeki kavramlarla betimleyeceğim. Yaşam tarzımız hızla değişirken bireyler olarak alınan kararlarda herhangi bir etkimiz olmuyor. Daha çok kullanıcı oluyoruz, sayıdan ibaretiz, yani birer veriyiz. Yaratılan medeniyette her birimizin bir anlamı var.
2K views

Sosyal Medya Dilemması

Günümüzde derin bir biçimde sosyal medya dilemması veya gelişim paradoksu yaşanıyor! Dördüncü Sanayi Devrimi’nin etkileri her alanda değişimi tetikliyor. Teknolojinin ürünü medya platformları sosyal yaşamın ötesinde, hukuk, ekonomi, politika, uluslararası ilişkiler, güvenlik (ki içinde terörizm de var), sağlık ve eğitim gibi pek çok değişimin yerli yerine oturmasını baskılıyor. ABD’de yaşanan son 6 Ocak Senato Binası baskınını büyüteç altına alıp, konu hakkında tartışmak istiyorum. Ayrıca yazıda hukuki ihtiyaçlar açısından bazı temas ettiğim noktalar da olacaktır.
2.9K views

5G Teknolojisi ve ABD-Çin Rekabeti

Son birkaç yıldır en fazla duyduğumuz konulardan birisi 5G teknolojisi oldu. ABD ile Çin arasında büyük bir savaşa dönen teknolojide somut konu 5G’dir. Çin, 5G teknolojisini üretti. ABD henüz 3G’de kaldı. ABD bu alanda adım atana dek Çin’in teknolojiyi yaygınlaştırmasını yavaşlatmak veya durdurmak için önlemler almaya çalışmaktadır. Bu konu teknoloji kadar, istihbarat, ekonomi, altyapı, iletişim konusudur. Nedir 5G teknolojisinin farkı? ABD neden bu denli saldırgan davranıyor?
1.3K views

Netizenlerin Beyni Büyük mü?

Ağ tabanlı yaşam kalıplarının daha belirgin olacağı bir dönem girmiş bulunmaktayız. Yeni dönemin en önemli konularından birisi de kentlerin nadide noktalarında yaşayan ve değişik yaratıcılık kabiliyetine sahip genç beyinlerden azami istifade etmenin yollarını bulabilmektir. Silikon Vadisi örneğinden yola çıkarak birçok gelişmiş ülke kendi yaşama normlarına göre yeni bir sosyal yaşam dokusu oluşturmayı hedefliyorlar.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme