Site icon Politik Merkez

Turizmin Büyük Krizi

turizmin-buyuk-krizi

Turizmin Büyük Krizi

Okuyucu

Yaşanan bölgesel politik gerginliklerin ardından zarar gören sektörlerin başında turizm oldu. Suriye sınırındaki olaylar, gerçekleşen birkaç hain terör eylemi ve Rus uçağının düşürülmesi gibi başlıca olaylar turizmin beklentilerini zora soktu.

Bugünlerde dört koldan turizm konusunu tartışır olduk. Sadece bu yıl değil, birkaç yıl daha Rus ve Alman başta olmak üzere yurtdışından turistin önceki yıllara göre daha az sayıda gelebileceği tehlikesi ağırlık kazandı. Turizmciler; bu işleri başımıza devlet açtı, o halde devlet çare bulsun, iması ile yetkililerden destek istediler. Hükümet dokuz maddelik bir eylem planı açıkladı ve işte size devlet babanın eli, biz üstümüze düşeni yaptık, hadi şimdi bakın işinize, şeklinde karşılık vermiş oldu.

Öncelikle hükümetin belirtilen eylem planı sonrasında ortaya neredeyse dokuz büyük firmanın desteklendiği şeklinde bir değerlendirme çıktı. Bu düşünceleri sektörün içindekiler televizyon kanallarındaki programlarında söylüyorlar. Söylemedikleri bir konu daha var, eylem planı kapsamında kredi verilecek ve borçları ertelenecek şirketlerin önemli bir kısmıyla sermayedarı yabancı olan operatörler. Yani bu durumda devlet baba, turizmin derdine çare olacağına, yabancı sermayeyi korumuş oldu.

Politika kaynaklı gelişen bu turizmdeki kriz en fazla Antalya’yı etkiledi ve etkilemeye devam edecek. Konunun ekonomik boyutu ötesinde özellikle Antalya’da sosyal yönüyle de etkisi olacak görünüyor. Turizm sektöründen doğrudan veya dolaylı etkilenen ailelerin durumu ve yaşam standartları şimdiden bir hayli zorda. Hele sorun birkaç yıl uzar ise aldıkları kredileri ödeyemeyen veya çocuklarını paralı okullara kaydettirmiş aileler başka sorunlarla yüzleşecekler. Bırakın Rusya’ya, otellere domates satan çiftçi bile bu durumdan etkileniyor, o da borçlarının ertelenmesini talep edebilir, onların da yaşamları etkilenmiş haldedir. Tekstilciler ellerine bavullarını alıp çareyi başka ülkelerde aramaya başladılar bile.

O halde konuya iki başlıkla bakılmasında yarar var. İlki kanayan yaraya ilişkin acil eylem plan, ilan edilen bu destek paketi olmadı, yenisi yapılmalı, adil ve kapsayıcı olmalı. İkincisi ise köklü turizm reformu, devletin yatırımcıya dağıttığı alanlara yapılan otellerin kapasitesiyle dünyaya kum ve güneş satma fikri bir yere kadar işleyecek görülüyor.

Genel olarak kazançlı bir turizm anlayışımızın olmadığını hiç düşünmüş müydünüz? Rakamların bile dikkate değer aldatmacalarla dolu olduğunu… Bugün bir kriz oldu diye yetkililer konuşuyorlar. Ama asıl mesele, turizm sektörü bütünüyle ele alınması gereken bir alandır.

Türkiye doğal imkanlarını ve alın terini heba ediyor, yazık!..

Exit mobile version