Site icon Politik Merkez

Ekonomide Denge, Disiplin, Değişim

Okuyucu

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak adet üzere “yeni” dedi. Bu defaki Orta Vadeli Plan (OVP), yani 2019-2021 planı Sn. Albayrak’ın tabiri ile Yeni Ekonomik Plan (YEP). Diğer yandan bu planın anlatımı 3D ile açıklanıyor; Denge, Disiplin ve Değişim. Bu kadar çok kodlu sunulan planın içine bakarsak 19 sayfalık bir anlatımdan müteşekkil. Uzmanlar ilk yılı dengeli ve tutarlı, bu bakımdan uygulanabilir; ardından ifade edilenler ilk ve sonraki yılların uygulama başarılarına tabi olacağından, bir tür vizyon belirleme gibi diyorlar. YEP’te neler var?

Bu tür makro ekonomik planların anlatımı başka türlü olmaz; stratejiler, hedefler, programlar… Kapsamları da üç aşağı beş yukarı aynıdır. Burada yeni olan uzun zamandan bu yana alışık olduğumuz yapılanmanın ve programın dışında bakış açısı, sunum ve kurumsal yapılanmalarıyla yeni.

Önce şahsen görmek istediğim anlatıma bakmak isterim. Zira bundan önceki OVP’larda örneğin vergi konusunda dolaylı vergiye bir yüklenme vardı. Bu tamamen bir eşitsizlik ve kolaycılık idi. Maliyeyi dolaylı vergiyle yönetme zihniyeti yanlıştı. Bundan kurtulmak istenmesi bile bana göre yeni bir bakış açısıdır. Başka örnek, hep derdik ya, katma değeri olan ürünlere yönelmek gerekir diye, işte bu alanda tespit edilmiş somut yatırım alanları var ve krediler ile teşvikler bunlara doğru kaydırılacak. O halde işini gören yani bankadan kredi koparıp istediğini yapan bir yatırımcı profiline artık yol gösteren bir plan var diyebiliriz. O halde bu planın aslında Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) gibi çalışması söz konusu olacak.

Anlaşılan, “Önce başlayalım, sonuç almak için çabalayalım,” mantığı terk edilmiş, bunun yerine “Ne gerekiyor, şu, o zaman gerekene odaklanalım,” fikri hakim. Plan sunumunda; vergi sistemi düzelecekse şunun yapılmaı, istihdam artacaksa bunun yapılması, ihracat artırılacaksa bunun yapılması, gelir artırılacaksa buralara yönelim sağlanması, tasarruf yapılacaksa şu alanlarda olması, bu işlerin takip ve kontrolü için şöyle kurumların ihdası “gerekir” denmiş. Bu bakışla yeni bir yaklaşım olduğu anlaşılıyor.

Elbette reformlar gerekecek. Bu sözcüğü de çok duyduk. Özellikle eski Bakan Mehmet Şimşek sürekli “Bu yapılan reformdur,” dedi ama işleri eksik planlamış ki bugün Sn. Albayrak toptan bir değişiklik öngörmüş.

Bir kere kaynak varsa ve uygunluk şartı tam ise yatırım olacak, kaynak yoksa bir süre disiplin dışı davranışlar görülmeyecek. Ama bu yaklaşımda hemen akla başka soru geliyor, Yap-İşlet-Devret (YİD) tipi büyük projeler ne olacak? Bu yönde en bilineni Kanal İstanbul oluyor. Bildiğim kadarıyla bu konuda Çin çalışma yapıyor ve eğer hesapları tutarsa Maliyeye ilave yük gelmeden bu proje (ve benzerleri olursa onlar,) uygulanacak.

Merak edilenler arasında şunlar var: Kur baskısı ne olur? Eğer ekonomik saldırılar varsa bunlar devam ederse ne tedbirler öngörülüyor? Petrol ve gaz gibi enerji giderler konusu var ve bunlar döviz artışından etkileniyor. Dolayısıyla dış dengeler nasıl okunacak ve tedbirler alınacak?

Bu bakışla denebilir ki dengeli, disiplinli ve değişimi öngören yeni bir anlayış var. Hep beraber uygulayacağız, biz istersek tatbik edilebilirliği artacak. Örneğin dövizle ev alıp satmayacak olan biziz, vergi beyannamelerimizde hile hurda olmayacak, ev aldık diyelim, fiyatını tam göstereceğiz, vs. Devlet yanlış yapana ceza kestikçe belki bizdeki anlayış da yenilenir, disipline olur, değil mi?

Merak edenler rakamlara bakabilirler. Aşağıdaki tablolarda sunulmuştur.

Exit mobile version