|
Okuyucu
|
FED’in (ABD Merkez Bankası) son toplantısına göre Haziran toplantısında faiz artırımı söz konusu edilecek. Birkaç gün önce FED, Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) 1-2 Mayıs tarihlerinde düzenlenen son toplantısına ilişkin tutanakları yayımlayarak piyasalara bu sinyali vermiş oldu. FOMC toplantı tutanaklarına göre üyelerin politika faizini %1,50-1,75 aralığında sabit tutma kararı aldığı görülmektedir. Ülkede ekonomik faaliyetlerin ve iş gücü piyasasının güçlenmeye devam ettiği vurgulanan tutanaklarda, son enflasyon verilerinin %2 hedefine ulaşılacağına dair güven verdiği belirtilmektedir. Bu durum diğer ülkelerin ekonomilerini doğrudan etkileyecektir.
FED yetkililerinin güçlü ekonomik görünüm ışığında “sıkılaştırmaya devam” edilmesini desteklediği vurgulanmaktadır. Tutanakta şöyle bir ifade var: “Üyelerin çoğu, gelecek bilgilerin ekonomik görünümü genel olarak teyit etmesi durumunda, FOMC’nin yakında politika desteğinin azaltılması için bir adım daha atmasının muhtemelen uygun olacağını öngördü.” Bu ifade, FOMC’nin Haziran ayında düzenlenecek toplantıda faiz artıracağına yönelik beklentileri güçlendirmektedir.
FOMC üyelerinin ABD devlet tahvillerine yönelik getiri eğrisindeki yatay seyrin nedenlerini de tartıştığı görülmüştür. Üç değerlendirme noktası var: 1) Faiz hadlerinin yükseleceğine yönelik beklentiler, 2) FED’in bilançosuna yönelik vade primleri üzerindeki aşağı yönlü baskı, 3) Diğer merkez bankalarının varlık alım programları. Bu değerlendirme noktalarına bağlı olarak getiri eğrisi yatay görünümlüdür. Buna göre sıkılaştırma politikasının devam etmesiyle faiz oranının uzun vadeli seviyesine yaklaşacağı işaret edilmektedir. Toplantıların ardından yayınlanan karar metinlerinde yer alan; “para politikası genişlemeci kalmayı sürdürüyor” ve “faiz oranları bir süre daha uzun vadeli seviyelerinin altında seyretmeye devam edecek,” ifadelerinin güncellenmesi önerilmiştir.
Haziran 2018’de FED’in sıkılaştırmaya devam etmesi ve faizleri artırması halinde küresel piyasalarda dolara olan ilginin daha da artacağı ortaya çıkmaktadır. Doların daha da değer kazanması birçok ülkenin merkez bankalarına ve reel sektörlerin borçları üzerine ilave yükler getirecektir. Dolayısıyla değişik alanlarda ülkeler şimdiden ilave tedbirler almaya başlamışlardır. Önümüzdeki ayda Türkiye’de dövizle ilgili mücadele daha da kısışacak görülüyor.