Site icon Politik Merkez

İstihbarat Oyunları ve MİT

istihbarat-oyunlari-ve-mit

İstihbarat Oyunları ve MİT

Okuyucu

Milli güvenliğimiz ve iç huzurumuz açısından önemli olan bir konuyu çözmenin gururunu yaşıyoruz. Nedir bu konu? Türk istihbarat servisi MİT bu konuda dünyada öne çıkan servisler kadar etkin olmaya başladı. Bu demek oluyor ki bekamızla alakalı konularda önemli bir sorunu giderdik ve bundan sonraki dönemlere güvenle bakabileceğiz. Peki, nedir bu konunun ayrıntısı, birlikte şimdi bakalım.

Öteden beri dominant istihbarat örgütleri nasıl olurlar, CIA, MOSSAD, MI6, FSB (eski KGB) gibi örgütleri milli çıkarları için dünyadan neler yapıyorlar, bu konuları anlatmış idim. Aslında sözünü ettiğim bu konu MİT’in de aynı çerçevede dominant olması gerektiğini işaret etmemle alakalıydı. Neden MİT bu saydığım örgütler gibi olamıyordu? Öncelikle işaret edelim, Marshall yardımlarından 15 Temmuz’a kadar MİT ne tam milli idi ne de olması gerektiği gibi. Ya şimdi? Şimdiki icraatlara bakılırsa bir istihbarat örgütünün milli güvenlik açısından neler yapılabileceğine dair örnekler görünüyor. Bu demektir ki tehdit ileriden önleniyor, caydırma sağlanıyor ve çıkarlar doğrultusunda ortaklarla daha geniş çerçeveli planlar yapılıyor.

15 Temmuz sonrası süreçte MİT yurtdışından yakaladığı FETÖ’cüleri birer birer getirmeye başladı. MİT’in yurtdışından getirdiği FETÖ’cü sayısı az değil, elliden fazladır. Geçenlerde PKK’nın Sincar sorumlusu terörist İsmail Özden’in Hava Kuvvetleri ile nokta atışlı nasıl vurulduğunu tüm dünyaya göstermiştik. Buna benzer pek çok olay meydana gelmeye başladı. Şimdi de 53 vatandaşımızın ölümüne sebep Reyhanlı saldırısının faili terörist Yusuf Nazik Suriye-Lazkiye’den alındı, getirildi.

Reyhanlı saldırısının faillerinden olan Nasır Eskiocak daha önce yine MİT’in operasyonu ile Suriye’de yakalanarak Türkiye’ye getirilmişti. Reyhanlı saldırısı talimatı El Muhaberat tarafından Hacı kod adlı bir görevli tarafından terörist Eskiocak’a bizatihi verilmişti. Terörist Eskiocak’tan alınan bilgiler de birleştirilerek bu kez terörist Yusuf Nazik yakalandı.

Suriye İstihbarat teşkilatı El Muhaberat düne kadar bu teröristleri kullanıyordu. El Muhaberat bu tür faaliyetleri hep yaptı. Hatta Abdullah Öcalan’ı bile yıllarca nasıl korudu? Şimdi Türkiye’ye getirilen terörist Yusuf Nazik’in sorgusu devam ediyor. Öğrenilecekler var. Operasyonlar yapılacak ve kirli ilişkiler tek tek ortaya çıkarılacak. Bazı davalar daha somut görülecek.

İstihbarat işte bu işe yarıyor. Bu arada istihbarat ülkede politika yapanlara da yarayışlı bilgiler getiriyor. “Esad iyi adam,” gibisinden konuşanlar konuyu bir kez daha düşünmeliler! Politikacılar şunu da düşünmeliler: Esad ve FSB işbirliği yapabiliyor ama aynı anda FETÖ, Esad, MOSSAD, CIA da nasıl işbirliği yapabiliyor?.. Bu karmaşık denklemleri anlamadan fikir ileri sürmek, hatta politika yapmak başka bir anlam taşır, dikkatli olmak gerekiyor.

Kirli denklemler konusunda en büyük kanıtlardan birisi, CIA’nın Türkiye’ye yönelik tertiplediği kontrespiyonaj faaliyetlerinden biri olan MİT TIR’ları operasyonunu yürüten FETÖ’cü eski Reyhanlı savcısı Özcan Şişman’ın nasıl bu işin içinde olduğu konusudur. Şişman, zamanında Reyhanlı saldırısı hakkında eline bilgiler (teröristlerin kullandığı araç plakaları, telefon numaraları, fotoğraflar…) geldiği halde kullanmamıştı. Şişman, “2012 yılının Kasım ayında MİT yetkilileri yanıma gelerek, aralarında Murat Özdeş isimli bir kişinin de bulunduğu bir grubun bombalı saldırı hazırlığında olduğunu ihbar etti. Suriye istihbaratı adına faaliyet yürüten grubun Suriye’den getirecekleri patlayıcıları Hatay Yayladağı’ndaki Suriyeli muhalif askerlerin bulunduğu çadır kampta patlatacaklarını söylediler. Patlayıcının çöp kamyonuna yerleştirileceğini söylediler. Bunu ihbar kabul edip soruşturmaya geçtik. Teknik takip sırasında sadece bir kez ortam dinlemesinde saldırıya ilişkin görüşmeler tespit edildi. Ancak fiiliyata geçildiğine dair tespit yapılamadı. MİT yetkilileri bir kaç kez operasyon yapsanız diye teklifte bulundular. Yeterli delil olmadığını ve işimize karışmamalarını söyledim. Soruşturma sürerken Reyhanlı saldırısından 3 gün önce, 8 Mayıs Çarşamba günü MİT’ten bir yetkili geldi. Tedirgin ve panik bir halde operasyon yapılmasında ısrar etti. Somut bir gelişme olmadığını söyleyince işimize karışmamaları uyarısında bulundum. MİT’in Reyhanlı saldırısı öncesinde, benimle ve emniyet birimleriyle görüştüğü kesinlikle yalandır,” demişti. (Hatırlatayım, “FETÖ savcısı Şişman, MİT‘i suçlamak isterken kendini ihbar etti” başlıklı 10 Temmuz 2015 tarihli Akşam Gazetesi Haberi vardı. 13 Eylül 32018’de Hürriyet Gazetesi Yazarı Abdülkadir Selvi de bu ayrıntıyı yazdı.) Peki, sonuç ne oldu? Reyhanlı saldırısı ve 53 masumun ölümü. Gerisini siz düşünün!..

Suriye’den IŞİD, DHKP-C, PKK başta olmak üzere teröristler ellerini kollarını sallayarak ülkemize girip terör saldırısı yapıyorlardı, masum insanları katlediyorlardı. Ama önemlisi milli birlik ve beraberliğimiz ile irademizi kıracak ve bekamızı zaafa düşürecek faaliyetleri gerçekleştiriyorlardı. Görüyoruz ki MİT bu tür tehditleri bertaraf etmekte öne çıktı ve şimdi sözü edilir servisler arasına girdi. Bu demektir ki bundan sonra Türkiye’ye oyun kuranlar ya karşılığını bulacaklar ya da en kısa zamanda ele geçirilecekler. Politika mı? Bu konu zamanla yerine oturacak. Zira bu da bir kültür işidir.

Exit mobile version