Site icon Politik Merkez

Suriye Hava Sahası ve Türkiye-Rusya

suriye-hava-sahasi-ve-turkiye-rusya

Suriye Hava Sahası ve Türkiye-Rusya

Okuyucu

Dün (20.2.2020) Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın bir televizyon kanalında verdiği bilgiye göre anlıyoruz ki, İdlib konusunda Rusya ile yapılan görüşmelerden birinde de Türk Hava Kuvvetleri’nin Suriye Hava Sahası’nda harekât icra etmesine izin verilmemesidir. İşte bu şartlarda Esad rejim güçlerine karşı mutasavver bir harekât esnasında satıhta icra edilecek bir harekât, hava harekâtı olmaksızın gerçekleştirilebilecektir. Bu durumu inceleyelim.

Harekât sahasında hava harekâtı görevleri icra etmek demek, satıh birliklerinin başarısını artırmak, riskleri azaltmak, sonuca daha erken ulaşmak ve karşı tarafa baskı uygulama kabiliyetini artırmak demektir. Bunu çeşitli vasıtalarla ve görevlerle yapmak mümkündür. Uçaklarla, İHA’larla, helikopterlerle, taarruzi, savunma, tecrit, keşif-gözetleme, nakliye, gibi pek çok imkândan yararlanılması söz konusu söz konusuyken Rusya’nın bu konuda ‘stratejik ortağım’ dediği Türkiye’ye karşı tavrı irdelenmelidir.

Halen terörle mücadele adı altında Suriye kendi halkına hava harekatı yapmaktadır. Rus uçakları da Suriye’de halkı ve şehirleri bombalamaktadır. Bunlar uçaklarını ve helikopterlerini kullanmaktadırlar. Hava harekatı yapılması bu nedenle önemlidir.

Ruslar hava harekâtına neden izin vermiyor? Bilindiği gibi Rusya, Suriye Silahlı Kuvvetleri’nin danışmanlığını ve tam desteğini, mimarisinden icrasına kadar, tümüyle üslenmiş durumdadır. Kendi Hava ve Deniz Üslerinin savunulması yanı sıra Suriye’de rejimin ayakta tutulmasının yegâne teminatı işte bu teknik ve harekât desteği ile gerçekleşmektedir. Rusya bu desteği tam olarak ‘stratejik’ amaçla açıklamaktadır. Doğu Akdeniz’de Rus varlığının on yıllardır bulunması ve eğer varsa geleceği, işte bu kabiliyetle teminat altında tutulmak istenmektedir. Eğer Türkiye’ye bu manada bir taviz verirlerse kendi stratejik hamlelerinin ortadan kalkacağını değerlendirmektedirler. Üstelik Suriye-Türkiye sınırı aynı zamanda NATO’nun da sınırıdır. Eğer NATO uçakları burada Esad rejimine yönelecek olurlarsa, Rusya’nın Suriye’deki misyonu için bu demek olur ki; artık rejimin koruması senin elinde değil. Suriye hava sahasından mevcut hava sistemlerinden bir karşı koymak söz konusu olursa Rusya ya mukabelede bulunacak ya da NATO’nun operasyonunun önünü açacaktır. Rusya bu tehlikeyi gördüğünden olsa gerek, Sayın Akar’ın işaret ettiği olumsuzluk söz konusudur.

Merak edilen bir konu, acaba Suriye hava savunma sistemleri kolaylıkla aşılabilir mi? Evet. İsrail bunu sayısız defa başardı. Suriye’nin uzun menzilli ve yüksek hava savunması ile hava savunma uçak kabiliyetleri iyi durumda değildir. Niceliksel bir durum var olsa da esasen nitelikleri zayıftır. Suriye hava savunması kolaylıkla elektronik harp metotlarıyla ve bazı teknik başka uygulamalarla geçilebilir. Bu durum Şam’ın yani rejimi ayakta tutan merkezin kolaylıkla ele geçirilebileceği anlamına gelir ki bu durum Rusya’nın bölgedeki meşruiyetini bitirir.

Suriye hava savunmasının alçak irtifa savunması bakımından belli bir değeri vardır. Bu ise eğer entegre olan hava savunma yapısının baskılanmasıyla bir çırpıda etkisizleştiriliyorsa önemi ortadan kalkacak bir hal alır.

Benim burada gördüğüm şudur, muhalifler veya başkaları, eğer satıhtan ilerlemekle ilgili bir direnci harekete geçirirlerse, mutlaka zaman alacak ve uluslararası sistem dahi bu olumsuzluktan dolayı yorulacaktır. Ancak hava kuvvetlerinin kullanılması ile bugünden yarına Esad rejiminin değiştirilmesi hava kuvveti vasıtasıyla mümkün bir konu halinde olduğu değerlendirilmelidir. Türkiye’nin amacı ise bu şartlarda bu değildir. Türkiye’nin amacı çok basit, Soçi mutabakatını uygulamak. Ancak Rusya bu uygulamayı aynı basitlikte görmediğinden itiraz ediyor ve Türkiye ile anlaşma zemininde bir ilerlemeye gidemiyor. İşte bu durum Rusya’nın Suriye’de sıkıştığının veya aynı yönde ısrarcı olunursa daha da sıkıştırılabileceğinin bir göstergesi mahiyetindeki sonuçtur. Batılı uzmanların bakış açıları da böyle bir baskı üzerine yoğunlaşmaktadır.

Şimdi uluslararası sistem ölçeğinde değerlendirelim. Eğer ABD veya NATO Hava Kuvvetleri’nin Esad’ın kimyasal silahların kullanımına yönelik giriştiği o şartlar tekrar oluşursa müdahalesi kolaylaşır. Ancak Rusya buna da imkan vermeyecek gözükmektedir. Eğer Birleşmiş Milletler Esad’a yönelik sivil katliam yaptığını karara bağlarsa bunu ilk veto edecek Rusya olur. Bu da Rusya’nın konumunu düşürür.

Exit mobile version