Site icon Politik Merkez

Lezyon

lezyon

Lezyon

Okuyucu

Dokudaki bozukluk… Bu kadar basit mi? Ama öyle! Doğal ve gerçek. Belki tıpta, mikro biyolojide lezyon gayet teknik bir konudur, hatta bu konu insanın daha uzun ömürlü ve sağlıklı olmasına dönük çabaları açıklamaya odaklanır; ama işlevselliğin getirisine ve doğal süreçlerde insanın etkisine bakarak konunun sadece tıp veya mikro biyoloji ile sınırlı olmadığını, sosyal ve politik yaşama varana dek pek çok alanda kullanılabilecek değerde bir kavram olduğunu söylemek gerekiyor.

Birbirine benzemez özelliğiyle bu denli çeşitliliğe hükmeden bilgi kümelerinin kodladığı yaşamdan söz ediyorum. İsterseniz organların özüne bakın, isterseniz işlevlerin süreçlerine. Doğa ve gerçekçilik bağlamında durum aslında bütün çıplaklığıyla ortadadır. DNA, kromozom, organel, hücre, doku, organ, canlı, işlev… İşlevsellik yaşamın başka bir dışavurumu. Doğal yapı bu kadar dengeli ve aynı zamanda kararlı bir yapıysa, özellikle insanın yaşamdaki gerçekçiliği çok daha belirgin değil midir?

Lezyonlar bizi temeldeki bozukluğa götürür. Doğal gerçek şu: Canlı kusursuz yapısını kusurlu olanlardan öğrendikleriyle ortaya çıkarıyor. Düşünebiliyor musunuz, aslında lezyonlar sayesinde daha mükemmel yapılar türüyor da denebilir. Bu bir gelişme yöntemi kabul edilebilir.

Ancak bir canlı yaşamına bakıp kesit alırsanız şu sonuca varırsınız. Münferiden lezyon sahipleri diğerleri için denektir, öğreticidir, inceleme konusudur. Çünkü hastadır, arazı vardır. Elbette bu o anın verdiği imkanlar ölçüsünde kazanılan bir bilgiyi yansıtır. Zaman ilerler, imkanlar artar ve o anların dokusuna daha derinden bakmak mümkün olur, lezyonlar hakkında daha ayrıntılı bilgiler edinilir. Demek ki canlılar kendilerini geliştirmek için zamanın getirdikleriyle fazlasıyla ilgilidirler. İşlevselliğin gücü bu noktada dinamik bir haldedir.

Operatörlerden de bahsedelim. Deneklerin üzerinde çalışan teknik kişi ve kurumlar bir nevi operatördürler. Hatta öğrenmeyi hızlandırmak için denek yaratmak bu operatörlerin işlevleri arasındadır. Bu işlev de diğerleri gibi doğal ve gerçektir.

Sahip olduğu lezyonlar sebebiyle masada olan bir denek başkasına operasyon yapabilir mi? Dokular ortada, mikro biyolojik laboratuvarlar devrede… Başında sayısız operatör var. Organ yaşama tutunmak için çeşitli uğraşlar halinde. Gözlemciler her bir duruma göre organın verdiği tepkiyi daha ayrıntılı görmek istiyor. Aslında lezyonlar üzerinde iki taraflı bir öğrenme süreci işletiliyor. Bu iki taraflı işlevsellik masada yatanı aldatabilir. Diğerlerinin o an için görmek istediklerinde kendilerine dokunan bir zarar yok, her ayrıntı onlara zaten yarar sağlıyor. Masadaki için durum kritik ise gerekli olan nedir sizce?

Birey, hane, mahalle, kent, kuruluş, devlet, ülke, dünya, ekonomik, sosyal ve siyasi işlevler… Ülke olarak bakın isterseniz, bu size kesit versin. Ne görüyorsunuz? Dünya coğrafyasında diğerlerine denek olan bir ülkeden söz ederseniz, o denekten sonuna kadar yararlanmadan bırakır mı yaşamın bu apaçık gerçeği? Diğerleri daha sağlam kalmayı hedeflediyse, ki doğal işlev olduğu nedenle aksi düşünülemez, neden öğrenme imkanını görmezden gelsinler?

Mesele ne biliyor musunuz? Sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak. Değer bilmek, istikrarı bu noktada korumak. Bir kez dokuda lezyonlar geliştiyse ve masaya yatılırsa işler başka bir evreye girmiş demektir. Doğuştan gelen hastalıklara söylenecek yok. Kader bu diyebilirsiniz. Doğal ortamdan kapılan salgın hastalıklara söylenecek ne? Bağışıklık sistemi koruyamıyorsa işler kötüdür. Türlü sözlerle tecrübe satanlar çıkabilir, onları da dinleriz, ama aslında çok basit: Yemene, içmene, uykuna, sporuna ve sinir sistemine dikkat edeceksin, değil mi? Devletsen veya bir kurumsal yapının başındaysan eğitime, bilime, adalete, lejyonlara, vs. iyi bakacaksın. Doğallığı bozmayacaksın, gerçekten uzaklaşmayacaksın, çok kurcalamayacaksın. Kararlı ve istikrarlı yapıları pek ellemeyeceksin. Önce sahip olduğunun değerini bileceksin. Kendi kendini hastalık hastası yapmayacaksın. Kendi sağlığını evvela kendin düşüneceksin ve koruyacaksın. “Ben” veya “öteki” demiyeceksin, “hep beraber” demenin erdemini kavrayacaksın. Çünkü organlar birileri için çok önemli işlevlere sahiptirler. Biri diğeri ile vardır.

Konu bu değil mi?

Exit mobile version