Site icon Politik Merkez

Yayım Dünyasına Destek Gerek #yayimadestekgerek

yayim-dunyasina-destek-gerek-yayimadestekgerek

Yayım Dünyasına Destek Gerek #yayimadestekgerek

Okuyucu

“Üç ve yedi yaş arası çocuklara ebeveynleri kitap okurlarsa gelişimleri yerinde olur.” Bilim insanları böyle diyor. Konuyu açmaya buradan başlarsak daha iyi anlatmış olurum ama bu noktaya geçmeden önce bir soru ile bu hususu pekiştirip öyle geçelim: “Hangi ebeveynden bahsediyoruz?” Benim niyetim eleştiri yapmak değil, aslında tam tersine. Ben 2017 yılı için kişisel bir dileğimi dile getirmek istiyorum, siz de katılırsanız eğer… Yayım dünyasına destek vermek memleket için iyidir! Çok yayın olsun, seçebilelim, alabilelim, çok okuyalım…

İstatistikleri boş verin, olanı ifade edelim. Sorular belli… Neden okur yazar değiliz? Okuma yazma bilenimiz var ama yeterince okumuyor ve yazmıyoruz, öyle değil mi? İran bizden katbekat ileride, dini kitap okuyan var ama daha çok bilim, sanat, vs.

Peki, ülkede okunacak ne var? Seviye ne durumda? Bütün bu soruların cevabı para ile mi, başka bir şeyle mi ilgili? Mesela devlet sübvanse edemez mi bütün bu alanı, belki belirli bir süre, kalkındırmak için? Devlet bilimde, sanatta, edebiyatta, akılda, vs. ileri bir toplum olmak istemiyor mu? Başbakan bugün söyledi, alem aklıyla para kazanıyor diye. Demek ki malum bir konu bu. Serbest piyasaya düşmeyecek bir konu olarak görülemez mi bu yayım dünyası işleri?

Daha önceden Bâb-ı Alî der anlatırdık. Şimdi neresi yayım dünyasının merkezi? Bilmiyoruz. Bir isim takalım, “O Yer” diyelim. O Yer’de para dönmüyor. Arz ve talep konusu işte. Talep çok olsa arz da olacak. Böyle deyip olup bitene ve müsebbiplerine hak mı verelim yani?..

Entelektüel, bilim insanı, sanatçı, edebiyatla vaktini geçirmek isteyen, vs. kitap okumak istiyor ama iyi kitap bu ülkede basılmıyor, basılırsa da gecikiyor. Para çıkışırsa orijinaline tonla para verip okumaya çalışıyor iyi okuyan ve ihtiyacı olan. Düşünsenizi bilim insanını, entelektüeli, dünya literatürünü takip edecek. Dünyada, özellikle Batı’da çok kitap basılıyor. Girin Amazon’a görün ne durumda bu dünya? Bütün bunların O Yer’de tercüme edilmesi ve basılması gerekir. Telif hakkı çok yüksek. bundan da feragat edemeyiz, çünkü sistemin başlangıç noktası burası. Doğru düzgün yazan olmaz ise gerisi gelir mi? Hele bu günlerde Dolar karşılığı Türk Lirası bu noktaya gelince işler daha da sıkıntıya girdi. O Yer’de bir cesur ve paralı yayımcı çıkacak, telif ödeyecek, kitap basacak, raflara koyacak; ya satın alan?..

Başka bir sorun kapısı açıldı demektir. İyi kitabı binlerce okuyucu aramıyor zaten, paradoks bu. Entelektüel dediğimiz kesim belli tarz kitaplarla kısır bir döngüde. Kötüsü okunan aynı olunca fikirler de sabit, işler bir biçimde tarif edilmiş, sıra dışı bahisler kafa karıştırır mahiyette görülüyor olmalı. Kitap şöyle biraz uzakta dursun istenmiyor olsa gerek. Ne olacak öyleyse?

O Yer’de yayımcı tercümana, editöre, grafikçiye, baskıcıya, reklamcıya, vs. para ödeyecek. Kolay işlere doğru yönelinse nasıl olur? Mesela aynı kitapları bas dur. Okuyanı belli, telif istenmiyor veya çok az bir tutar, hesabı yapılabilir bir iş. Neden olmasın? Böyle yapılıyor olmalı!

Yeni kitaplar için O Yer dışında bazı yerler daha ortaya çıktı. Buralar neresi? Üniversiteler, vakıflar, şirketler… Olsunlar tabii, ama esasen yazan ve okuyan olsun, hem de dışarılarda aranan kitaplarımız olsun… Ama sözünü ettiklerimizin ya okuru belli veya “Al arkadaş bu kitabı,” diyeceği yeterli kişi sayısı var, ya da yayım dünyasına hizmet etmek için birilerince feragatte bulunmak söz konusu. Yani kıt kanaat yürüyor bu önemli iş, dedim ya İran bile bizden ileri.

Bir yazar çıkıyor kitap yazıyor, basılsın diye O Yer’e gönderiyor. Sonra ne oluyor dersiniz? Program dolu… Yayın politikamız başka…vs.

Yazık oluyor üniversite okumuş gençlerimize, iş bulamıyorlar. Kültür, sanat, edebiyat ve bilim alanında eser yazma işleri için dil fakültelerinden, edebiyat fakültelerinden, grafik tasarım bölümlerinden her yıl binlerce memleket evladı mezun oluyor. O Yer’de çalışacağına evde oturuyorlar veya parklarda dolaşıyorlar. Parklarda yatanlar da var.

İşte kısır döngüde çok kabaca bir anlatım, siz düşünün memleketin gelişimini… Devlet sorumluluk alsın, alacağından da eminim, çünkü seferberlik var. Yetkililer aklın para ettiği bu çağda o aklı geliştirecek yere yatırım yapmanın yolunu çoktan telaffuz ettiler.

İşte size devasa bir sorun sahası, ama çözümü belli. Belki bu henüz tartışılmamış ve politikası belirlenmemiş bir alan, hem de aklımızla ve yüreğimizle alakalı. Kapasitemiz var, motor demek gerekiyor!..

Farkındasınız, fazla detaya girmedim. Okurken bile sizlerin aklından çok şey geçmiştir. Ben size başka bir sorun daha söyleyeyim. E-kitap işi bile henüz oturmadı biliyor musunuz? İnternetten olunca işler bedava olacak mı zannettiniz? Aynı paralar, aynı dertler; ama en azından bilinsin ki bunun da pek çok boşluğu var memlekette.

Devletten talebimdir: Yayım dünyasına destek vermek memleket için iyidir! Yayın dolsun bu memleket! Kitapçılar kapanmasın! İsterseniz birileri kampanya başlatsın, ben henüz aktivist olamadım, olanlara hatırlatıyorum, parklarda yatmaktan iyidir. Anlayan bunu geliştirsin isterim. Şöyle densin: #yayimadestekgerek #kitapcilarkapanmasin

Bu tür destek işlerini devlet yapmayınca boşluğu iyiler dolduruyor, ama kötü niyetliler de dolduruyordur. Bu da başka bir mesele. Neyse devlet yolunu bulsun bir şekilde.

2017 yılı için temennim ne mi? İşte bu! Ya sizin?

Exit mobile version