Site icon Politik Merkez

ABD’ye Deklerasyon

abdye-deklerasyon

ABD'ye Deklerasyon

Okuyucu

Bu gece Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu görüşme ABD’ye son bir açıklama, Türkiye’nin asıl amacının ve ABD’den beklentisinin ne olduğunun tarifidir. Kısaca bu bir deklerasyondur. Daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yine telefon görüşmesiyle ABD Başkanı Donald Trump’a iki haftalık süre verdiği o bir tür ültimatom niteliğindeki konuşmasından sonra bu görüşme ikinci önemli ikaz niteliğindeki konuşmadır. Bu neyin ikazıdır? “Türkiye Fırat’ın doğusuna giriyor, haberin olsun,” manası taşımaktadır. Bu nereden çıktı diyeceksiniz, şöyle:

Önce görüşmenin açıklanan metnini ve çıkarılan anlamı aşağıya not edelim:

Sonuç: “Türkiye Fırat’ın doğusuna giriyor, haberin olsun,” sonucunu çıkardım. Bu nereden anlaşılıyor? Bütün dile getirilen bu hususlar bugüne kadar defaatlen belirtilen hususlardır, öyle değil mi? Zaman dahi verilmişti, iki hafta. Bunun şimdiye dek gerçekleşmediği noktadada bu gece aynı ifadeler tekrar dile geldi ise işte buradan bir şey beklenmediğinin altı çiziliyor demektir. ABD’ye yine zaman mı verildi? Son cümle ABD için değerlendirilmesi gereken bir fırsat gibi görülebilir. Ama öyle değil. Zaman verilmedi, sadece “İlişkimiz budur!” dendi. Bu nüansı anladıysak görüşmenin mahiyetini de anlamış oluruz.

Bundan önce hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Savunma Bakanı Akar ABD ile süren Güvenli Bölge başlığı altındaki faaliyetlerle ilgili olarak hiç anlaştık demedi, bunun yerine “görüşüyoruz” dedi. Üstelik 2 kara, 7 hava devriyesi yapıldığı halde böyle söylendi. Bakan Akar’ın ifadeleri bize şunu işaret ediyor; görüştük, denedik ama olmuyor. Hangi konular bunlar? Terörist kim, teröriste karşı alınacak önlemler, ülkelerin üstüne düşen hususları yerine getirmesi (silahların toplanması, tahkimatların kapatılması, teröristin sahadan çekilmesi), Güvenli Bölge sahasının derinliği ve uzunluğu, nihai konu, toprak bütünlüğü ve Suriyelilerin Barış Koridoruna geri getirilmeleri. Türkiye diyor ki, tek konu Türkiye’nin sınırını korumak değil, güvenlik anlayışının kapsamlı biçimde ele alınması ve Suriyelilerin de teröristten korunması gerektiği.

Gün içerisinde yayımladığım Suriye’de diplomatik çözüm arayışı tüketildi mi? başlıklı yazımda diplomatik sürecin tamamlandığını ve askeri safhaya geçileceğini işaret etmiştim. Bugün usul gereği müttefikimiz ABD’ye içinde bulunulan durum bir kez daha açıklandı ki Türkiye’nin iyi niyeti anlaşılsın.

O halde yarını veya o “bir geceyi” bekleyelim artık. Değilse ABD’nin, Türkiye’nin bunca kararlılığının farkında olarak, gerçekçi hamlesini göstermesi gerekir.

Exit mobile version