Site icon Politik Merkez

FED’in Açıklaması ve Türkiye’nin İki Ödevi

fedin-aciklamasi-ve-turkiyenin-iki-odevi

FED’in Açıklaması ve Türkiye’nin İki Ödevi

Okuyucu

FED’in beklenen faiz artırımı ABD’nin krizden tamamen çıktığını teyit eder niteliktedir. Dolar daha da güçlendi ve ABD’nin küresel açıdan elini sağlamlaştırdı. Bu sıkıntıyı atlatan Amerikan yönetiminin seçmenlerine vermesi gereken bir hesap da kapanmış oldu. Bu demektir ki şimdi rahatlıkla başka açılımlara yönelebilir.

Rezerv para olması sebebiyle dolarla iş yapan tüm küresel piyasalar bundan olumlu etkilendi. Bundan böyle bazı olumsuzluklar mevzubahis olur ise bunların sebepleri ülkelerin kendi hallerine dayalı görülecektir. Genel olarak değerlendirirsek bu karar; ambargo ve petrol fiyat politikalarının etkisiyle birlikte kırılganlaşan Rus ekonomisindeki hassasiyeti derinleştirebilecek, Brezilya’ya siyasal istikrarsızlıklarını çözmesi yönünde son bir ihtar verecek, Çin ve Japonya’yı biraz daha kendine getirebilecek niteliktedir. Bu karardan Türkiye nasıl etkilenecek?

Türkiye, yakın zamanda açıklandığı üzere sıkı para politikaları neticesinde bütçesi artı veren bir ülke konumundadır. Kamu maliyesi iyi durumdadır. AB ile geçtiğimiz günlerde açılan Ekonomik ve Parasal Politikalar 17nci Faslı konusu isabetli olmuştur. Ekonomi ile ilgili bu kuvvetli para politikaları alanı Türkiye için bir motivasyon sebebidir. Bir başka motivasyon hamlesi de Hükümetin reform planını başlatmış olmasıdır. Hiç değilse piyasaya ilave bir para girişi olacak ve 2016’nın ilk çeyreğinde olası durgunluğun önü alınabilecektir.

FED’in açıklaması sonrası Türkiye’de yetkililerin ilk intibaları olumlu yöndedir. Ancak kritik edilecek önemli noktalar var. En bilinen kritik şu: Türkiye’nin küresel ürünü olmalı ve satarak kazanmalıdır. FED’in kararları her hâlükârda etkili olacaktır. Ancak bizler soruları Çinliler, Japonyalar veya G. Koreliler gibi sormuyoruz. Onlar şöyle sordular: “İhraç ve ithal edilen malın birim fiyatına bu FED faiz artışının yansıması nasıl olacak, satışlarımız azalacak mı, artacak mı?..”

Daha bu noktalara gelinemedi ise kırılgan tipli bir ekonomik modelden kurtulamamışız demektir. Ülkede gerekli ekosistem geliştirilemez ise bütün olumlu göstergeler sağlam olmayan bir zeminde gereksiz şekilde bir patinaja sebep olabilir. Türk ekonomisi bürokratik olarak iyi yönetiliyor olabilir. Bunun yeterli olmayacağı iyi bilinmektedir. Serbest piyasa şartlarında yer alan oyuncuların kendi iradeleriyle kullanabilecekleri avantajlara imkan tanıyan şartların yapılandırılması ve gerekli teminatın verilmesi daha önemlidir. Devlet bu tip bir ekosistem bağlamında yapısal çözümlerini sağlama almak zorundadır. Bu bakışla Türkiye’nin ev ödevlerini iki strateji başlığı ile ele almak mümkündür: 1) İç barışı garanti eden strateji. 2) Gerçek yatırımı garanti eden strateji.

İç Barış Garantisi

Peki, yukarıda ifade edilen ekonomideki görece olumlu tablo Türkiye’nin büyüme değerleri için yeterli bir güven varlığını garanti eder mi? Türkiye son seçimden sonra siyasal irade bakımından istikrarlı döneme girmesinin rahatlığıyla hareket ediyor. Bilindiği üzere siyasal istikrar yatırımcının en önemli beklentisidir. Böyle bir ortamda yatırım yapar, istihdam düşer ve sonuçta sosyal dengeler rayına girer.

Ancak başka sebeplerle, ki iç huzursuzluklar en belirgin bir konu olarak sıcaklığını korumaktadır, sosyal düzen problemli ise bunun etkileriyle ekonomik kazanımların yerleşmesi engellenebilecek ve kalıcı bir normalleşme ortamı bulunamamış olacaktır. Öyleyse Türkiye için iç güvenlik meselesi en önemli çözüm bekleyen konudur. İç problemin uçları dışarıya da uzandığına göre, kapsamlı bir çözüm stratejisi uygulanıyor olmalıdır. Bilindiği üzere bu strateji, siyasal, sosyal, ekonomik, güvenlik, vs. her alanı kapsar. Seçilen alanlardaki ayrıntı ve isabetli olma durumu önemlidir.

Gerçek Yatırım Garantisi

Bunun devamı olarak Türkiye açısından diğer bir önemli konu da yatırımların artırılması stratejisidir. Bu noktada geçmişte yapılan hatalar tekrarlanmamalıdır. Türkiye daha çok siyasal, sosyal ve iç güvenlik endişeleri ile zaman içinde gerçekleştirildiği sanılan yatırımlar israfa sebep olmuştur. Bu tip popülist yatırımlara gerek yoktur. Bunun yerine ülkede bütüncül ve rekabeti olan ürünlerle ilgili yatırımların geçerli ve eşitlikçi bir anlayışla gerçekleştirilmesi gerekir.

Türkiye için yatırım stratejisi niteliğinde iki önemli ev ödevi vardır. İlki, iç piyasada çeşitlilik ve kalite arzı yaratılmalıdır. İkincisi, küresel katma değeri yüksek ürünler için yatırımlar gerçekleştirilmelidir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: İç barış ve gerçek yatırımcıya tam destek.

Exit mobile version