Site icon Politik Merkez

İktidar Teknolojileri

iktidar-teknolojileri

İktidar Teknolojileri

Okuyucu

Çevremizde işine gücüne odaklanan sade vatandaş, spesiyalistlikten çıkamamış bilim insanı veya yerel kalmış entelektüel bireyler kaçırabiliyor, gelişmeler bir bütün içinde Postkapitalizm’in, Neoliberalizm’in ve Dijital Devrim’in getirdikleriyle sistemleşiyor ve kaçınılmaz yaşamımıza dahil oluyor. Bununla birlikte gözardı edilebilecek çok temel insan özellikleri sermaye haline dönüşüyor ve politika sahnesinde iktidar olma parametreleri bile buna göre gerçekleşiyor. Hatta iktidar teknolojileri (Power Technologies) sadece politika sahnesinden değil, günlük hayata içkin sürekli yer değişen fırsat ve seçeneklerle birlikte bireysel refah ve güvenlik planları haline dönüşüyor.

Dijital Devrim bir seçenek değildir, sonunda bu noktaya gelinmiştir. Bununla yapay zekadan (Artificial Intelligence) tutunuz büyük veriye (Big Data) kadar pek çok kavram araç-gereçle ve uygulamalarıyla alışkanlıklarımızı, kaynakları, zamanı ve mekânı kullanma biçimimizi, birbirimiz arasındaki ilişkileri, seçimlerimizi, hatta kişiliğimizi etkiler olmuştur.

Son Amerikan Başkanlık seçimi ve Britanya’nın Avrupa Birliği’nde kalıp kalmama referandumu Brexit ile daha belirgin ortaya çıktığı üzere Dijital Devrim’in gereçleri ve uygulamaları kolaylıkla politikada vatandaşların iradelerine etki etmeye imkân verebilmektedir. Başka seçimler üzerine eğilmedik bile!..

Filozofların bu kapsamdaki “yenilik” içeren ifadelerine bakalım: Dijital Kapitalizm, Dijital Totalizm, Dataizm, Dijital Dadaizm, Dataseksül Toplum, Nicelikleştirilmiş Benlik, Neoliberal Netizen, Dijital Psikopolitika, Öznenin Panoptikon Dünyası, Bannoptikon Diktatörlüğü, Kutsal Nesneler Evreni, Like/Beğendim Postkapitalizmi, Heyecan Diktatörlüğü, Yılan Evreni, Dijital Optimizasyon Devri, Neoliberal Fetişizm, İkinci Aydınlanma Çağı, Big Data Id/Süperego/Psikonet, Mutlak Cahiliye, Aynıların Cehennemi, Bilgili Budala Dünyası (Idiot Savant), Basit/Budala İnsan (Homo Tantum)…

Nedir bütün bunlar? Günlük hayatta hiç kullanmadığımız kavramlar, ama aslında burada inşa edilen bir sosyo-ekonomik ve politik dünyadan bahsediliyor. Eleştirilerimiz ve seçtiklerimiz hakkında geri planda olup biteni bir türlü anlayamayacak karmaşıklıkta ve hızda derinleşen ve yaygınlaşan ama bir o kadar da cazipleşen bir dünya bu. Belki de zamansal bocalama bundandır!

İşte bütün bu kavramlarla mürekkep bir derinlik söz konusuyken, insanların tutum ve davranışları ile psikolojisini ve sosyolojisini derinden etkileyen bir pandemik durumla karşı karşıya kaldık. Öyle bir üst üste durum oldu ki, şaşkınlık hat safhada. Spesiyalistler kekeliyor, politikacılar ana veya baba rolündeler, entelektüel daldan dala konuyor, vatandaş sabırlı, aslında acıyı ve buhranı yaşıyor.

Bugün en çok neyi konuşuyor dünya? Yeni tip koronavirüs (COVID-19) ve pandemi sonrası yeni dünya düzeni. İkisiyle de birlikte bakın, işte şimdi o filozofların kafasında ifade bulan yeni kavramların dünyasındayız. 

O halde pandemiden çıkınca başka bir şey mi göreceğiz? Hani o insanın sorunlarının çözüldüğü, refah ve güvenliği tam, konforlu bir yaşam… Veya tam tersi mi olacak? Giderek apokaliptik Mad Max tipi bir yaşama doğru mu sürükleniyoruz? Ama bunun öncesinde ne var dersiniz? Açlık OyunlarıAlaycı Kuş’taki gibi bir model, Başkent (Capital) ve taşra (bölgeler). Filmdeki Panem’in Başkanı Snow’un bilgece, popülist ve güleç tavrı ile onu deviren güya akılcı ve devrimci Alma Coin’in rollerini bir düşünün. Kaç yıl sonra? Belki 2100’lerde, ama şimdiden sinyaller o yönde. Capital Kültürü bugün Küresel Megakent Ağı biçiminde öngörülen düzeni ifade ediyor. New York, Londra, Şangay, Hong Kong, Paris, Frankfurt, Amsterdam, Moskova, Dubai, Mumbai…

Konusunu ettiğim iktidar teknolojileri ise her yönüyle karmaşık, grilikler içinde, bir bilinmezlik ifade eden, ama insanın ruhuna işleyen bir sinsi (yılan benzetmesi bundandır, Deloize) düzenin seçimlerinin sonucu olan her şeyle ilgilidir.

İktidar teknolojilerine, orijinalindeki gibi Power Technologies (Powertech) denmesi daha isabetli. Aslında bügün elimizin altında olan Finansal Dijitalleşme, Fintech ile irtibatlı olması da anlamlı. Çünkü konunun bilinen sığ siyasetten sıyrılarak küresel neoliberal kapitalist sisteminin dinamolarıyla, küresel aktörlerle (sermaye sahipleri, şirketler, devlet ve şirket yöneticileri, akil insanlar… ) sahnelenmesi yönü daha anlaşılabilir bir konudur.

Unutulmamalıdır ki küreselleşmenin (enternasyonalizmin yeni yapısı) ilerisindeki hamlede hükümetlerin yönetilebilir ve kontrol edilebilir olmaları aranır. Dünyada asıl hüküm sahipleri ise gücü elinde tutanlardır. Yeni hegemonik düzen tartışmalarında işte bu boyut vardır. Klasik düşman ve güç odağı ortadan kalkmadıysa bile bunlar ilgili oyunculara istendiğinde mesele olarak takdim edilir.

Son dönemde devletlerin çatırdadığı yönündeki tartışmalar, bu gelişen fikir akımlarının ve dijital teknolojinin, Bilgi Çağı’nın, siber dünyanın yaşama nüfuz eden imkanlarının etkisiyle şekillenmektedir.

İktidar teknolojileri insanın kendisi farkında olmadan yönlendirilmesini ve kontrolünü gerçekleştiren öğrenen makinelerin etkin olduğu bir dünyadır. Arkada kodları yazanlar var, halen bunlar ürünlerini piyasaya sürdüler bile. Ama Robotik Çağ ile işler o kadar da kolay açıklanabilecek bir durumu işaret etmiyor. Halen gündemde hukuk dahil tartışılan çok mesele var. Örneğin neoliberalizmi savunan Komünist Çin Yönetimi, küresel şirket Alipay’in piyasaya sürdüğü ileri teknolojiyle, halkını pandemide etkin olarak kontrol edebilen sistemleri kullanıyor. Veri bundan böyle tümüyle iktidarın elinde ve ilgili şirketin sunucusunda. Hatta bu veri olur da istenirse, alınıp satılabilen bir meta halinde, her tülü kullanıma açık! Bugün iktidarın kullandığı veri yarın iktidara karşı bile kullanılabilir, çünkü insanoğlu politiktir.

İktidar teknolojilerinin politika ile ilişkilendirilerek açıklanması bir yerde dursun, diğer yandan bu yeni sinsi imkanların sermayeye dayalı ve aslında insanlara hükmetme arzusunun da gereği görülen, sosyo-ekonomik düzendeki iktidar savaşında (Güç Savaşı’nda) da kullanılıyor olması dikkat çekicidir. Küresel yapı içindeki şirketler arz-talep ilişkilerinde pek çok uygulamayla sürekli kendi hakimiyetlerini güçlendirmek adına insan iradesi üzerine tahakküm kurmanın yolunu bulmuş durumdalar. Bu büyük bir sürükleniş ve kopuş anlamı taşır ve belki de geleceğe bakarak korkulan taraf budur. İnsanın meta halinde kullanılıyor olması üzerinde tartışmalar devam etse de yatırımları yapılan bir konudur. Bu tür araştırmaları, fikir jimnastiğini, yatırımları kimler yapıyor öyleyse?

Gürsel Tokmakoğlu

Exit mobile version