Site icon Politik Merkez

Küresel Gidişat Nereye?

kuresel-gidisat-nereye

Küresel Gidişat Nereye?

Okuyucu

Önceki gün Amerika’da yeni nesil ulaştırma sistemi Hyperloop ile ilgili prototipin çalışmalarına başlandı. Hayal olacak bu projenin bugün gerçekleşeceğini öğrenmek hemen herkesi heyecanlandırdı. Türkiye konuya teknoloji ve şirket bilgisi çerçevesinde yaklaştı. Bu kadarla kalınması yeterli mi? Konuya yakınlık duyanlar Hyperloop’un kendi tanıtım linkleri var, buralara göz atabilir. Ben burada daha çok yaşanabilecek değişime dikkat çekmek istiyorum.

Bilindiği gibi Avrupalı ve Uzakdoğulu üreticiler uzun yıllardır hızlı tren işine yatırım yaptılar. Bunlar temelde raylı ve sürtünmeli sistemlerdir. Avrupalı ve Uzakdoğulu ülke ve firmalar bu alanda kendi ülkelerine, bölgelerine yeni nesil trenleri inşa edip servise koydular. Hatta satıcısı oldular. İsteyen ülkelere hızlı tren sistemlerini sattılar. Türkiye de Yüksek Hızlı Tren (YHT) projesiyle bazı ana merkezleri birleştirdi ve bu alanda projelerine devam etmektedir. Peki, Türkiye dahi işin bir ucundan tutmuşken Amerika neden bu hızlı tren işine hiç girmedi dersiniz?

Dünya tarihine bakıldığında Amerika ekonomik alanda öne çıkacak teknolojik yatırımlardan demiryolu, otomotiv, havayolu, telgraf ile çok büyük bir ivme kazanmıştı. Haberleşme ve ulaştırma yatırımlarında öncü olduğu nedenle Amerika süper güç olmaya aday oldu. Ülkesinin hemen her yerine lojistik bağlantı için demiryolu sistemi inşa etti. Halen ülke içinde külliyatlı malzeme ve hatta tehlikeli kategorisindeki yük demiryolu ile taşınmaktadır.

Havayolu mu? Uçak endüstrisindeki durumu bir yana, işletmecilikte Amerika’da neredeyse her kasabada bir havaalanı görmek mümkündür. Yolculuk ve kargoculuk işlerinin hemen büyük kısmı havayolunun kolaylıklarıyla gerçekleştirilmektedir.

Ulaştırmayı ve demiryolu sistemlerini bu denli iyi bilen ve işleten dünyada en önemli ülkelerden biri olan Amerika bir noktaya geldi ve kendi kendine dedi ki; hızlı da olsa, normal süratte de olsa, tren işi pahalı ve zahmetli, hızlı trene para yatırmak gereksiz, zaten insanlar havayoluyla, tehlikeli ve yüklü kargo demiryoluyla taşınıyor, şimdi çok yenilikçi bir teknolojinin gelişmesini düşünmek gerekli, bu tür bir arayış bilinenleri tekrarlamaktan daha yararlı olur, bu nedenle önce şu sürtünme problemini çözmek şarttır…

Zaman içinde benzer arayışlara yönelenmer oldu. Ancak bir demiryolu üstünde manyetik yöntemle çalışanlar da pek tatmin edici projeler olarak görülmedi. Bu alanda Japonlar çok ileridirler.

Amerika bütün bunları inceledi. Onların aradığı başka bir şeydi. İlk planda elbette hayallerin teknolojiyle desteklenmesi ana sorun idi. Ama artık teknolojik seviye bunu gerçekleştirmeye imkan verir niteliktedir. Ortaya hem ucuz hem de çok hızlı ve bugün için dünyada başka bir ülkenin inşasına imkanı olamayacak bir yenilik konmalıydı. Tasarladılar ve bugün prototip seviyesine geldiler. Tesla marka elektrikli araba teknolojisinden hatırlanacak Elon Mask’ın SpaceX firması hem bu Hyperloop’u yapıyor hem de uzaya yeni nesil roket yollamanın hazırlığı içinde. Basit olarak Hyperloop, hava kompresyonuyla çalışan ve lineer endüktif motorlu bir pünematik tüp sistemi şeklinde tarif edilebilir. Sistem akıl almaz bir sürat ve hem de çok ucuz maliyetle çalışıyor. Seyir halinde ortalama sürat saatte 970 km, en hızlı olduğunda ise 1.200 km.

Amerika uzayda maden arama işine giriyor, bu konuda yeni koloni kanunu bile çıkardı. Başka gezegenlere koloniler kurma çalışması içindeler. Hele yeni-süper elementler bulurlarsa durum çok daha farklı olabilir. Neler düşünüyorlar? Örneğin Mars’taki bir fabrikayı büyük ölçüde insanlar yapmayacaklar, insanlar önderlik edecekler, peki ya bu nasıl olacak? Birbirleriyle iletişim kurabilen, işi yaparken öğrenebilen, yapay zeka ile geliştirilmiş süper robotlar uzayda işletmeler kurabilecekler. Amerikalılar bunun hazırlığı içindeler. Bir nevi uzay çağının tekrar canlandırılması söz konusudur. Düşündükleri ise en azından otuz yıl sonrası bir zamandır.

İşte tam bu noktada dünyada yine uzay çağına yakışır biçimde bir ulaşım sistemi inşa edecekler: Hyperloop. Zaten iletişimin ve bilgi aktarımının ileri yazılımlarla, bulutlarla, her şeyin internetiyle nerelere geldiğini görebiliyoruz. O zaman ortaya şu çıkıyor, gelecek on yıl içinde Amerika dünyada birkaç dakikada kıtalararası ulaşım yapabilecek ve ileri nesil iletişim imkanları ile tamamen üstün bir konumda olmayı sürdürecek.

Türkiye’nin karayolu ve demiryolu yatırımları devam etmektedir. Yatırımların yeni olanları yap-işlet-devret yöntemi ile gerçekleştirilmektedir. Belki kırk yıl önce yapılması gerekenleri bu günlerde yapabilecek seviyelere geldik. Bunu görmezden gelemeyiz.

Ben burada işin teknolojiyle ilgili kısmını konu etmekteyim. Bu düşünülenler çerçevesinde duruma tekrar bakacak olursak, yakında Amerika’nın teknoloji üreticisi örneğin Almanya veya Japonya gibi ülkelerle bile arası fazlaca açılmış olacak. Fosil yakıtlara bağımlılık da azalıyor, bunu bir yana not edelim. Çünkü fosil yakıta ihtiyaç duyan ülkeler ayrı bir sınıf olacaklar ve kendi aralarındaki sorunlara bakışları da farklı değerlendirilmelidir. Jeopolitik ve jeostratejik konulardaki yeni bir boyuttan söz etmekteyim.

Türkiye her alanda olduğu gibi burada da yerini doğru tutmalıdır. Örneğin üniversitelerimizin, teknokentlerimizin ve az da olsa araştırma merkezlerimizin enerji, ulaşım, haberleşme, veri transferi, robot, fizik, astronomi, kimya, gibi pek çok temel alanda uluslararası seviyede çalışmayı ve bir adım daha ileri geçerek ortak projeler sürdürmeyi hedeflemelidir.

Bugünkü görünümümüzü ve olup biteni yorumlamanız açısından size başka bir pencereden bakışla hatırlatma yapmak istemiştim, bilmem anlatabildim mi, küresel gidişat nereye?..

Exit mobile version