Site icon Politik Merkez

’Hırsız ABD’

Okuyucu

Dün, bugün medyada Suriye, Rakka bölgesinde karayolu üzerindeki uzunca bir tanker konvoyunun video görüntüsünün yayımlanması üzerine bu konu birden “Hırsız ABD” şeklinde ele alnımaya başlandı. Suriye kaynaklı haber sitelerinde şöyle diyordu: “Suriye Petrol Bakanlığı, ABD ve PKK/YPG’nin ülke petrolünün yüzde 83’ünü kaçırmakta.”

“Suriye Petrol Bakanlığı, 9 Ağustos’ta ABD güçlerini ülkedeki petrol rezervlerinin çoğunu çalmaktan sorumlu tuttu.” Bakanlıktan yapılan açıklamada, Suriye’de 2022 itibarıyla günlük 80,3 bin varil petrol üretildiği, ABD ve terör örgütü YPG/PKK’nın her gün 66 bin varil petrolü kaçırdığı ifade edildi. Açıklamada, “ABD işgal güçleri ve onun desteklediği ‘paralı askerler’ doğu bölgesinde işgal altındaki alanlarda her gün 66 bin varil çalıyor” denildi. Bu miktarın Suriye petrolünün yüzde 83’üne denk geldiği eklendi. İlgili Bakanlığın verilerine göre Suriye petrol sektörü, ABD’nin petrol vurgunları nedeniyle savaşın başlangıcından bu yana 105 milyar dolar zarara uğradı.

Suriye’nin Haseke kentindeki yerel kaynaklar, 6 Ağustos’ta ABD ordusunun yağmaladığı düzinelerce petrol tankeri kullanarak petrolü ülke dışına kaçırdığını ve bunun o hafta yapılan ikinci petrol sevkiyatı olduğunu duyurdu. Verilen bilgilere göre, Suriye’nin kuzeydoğusunu işgal eden ABD, yağmaladığı petrolü Al-Velid sınır kapısından Irak’taki askeri üslerine kaçak yollardan sokuyor.

Tabi burada başka şeyler de var. Bugüne kadar Esad yönetimi, ABD ve PKK/YPG terör örgütü işbirliğiyle yapılan bu sevkiyattan haberdardı ve sesini çıkarmıyordu, üstelik payını alıp susuyordu. Neden bugün bu bilgiler ortaya çıktı? İşte burada Rusya devreye girdi. Putin Esad’a bu iş buraya kadar dedi. Hatırlayalım: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 19 Temmuz’da ABD Hükümetini Suriye’nin doğal kaynaklarını sürekli olarak yağmalamayı durdurmaya çağırmıştı.

Türkiye açısından durum nedir, birkaç cümleyle açıklayalım. Önce soralım: İşgalci, sömürgeci kim? ABD (Donald Trump’ın kendi ifadesidir,) “Suriye’de petrolü korumak için buradayız,” dedi. Ortaya çıkan ne? ABD petrolü korumuyor, taşeronu terör örgütü ile birlikte çalıyor. Türkiye ise kendi sınırını koruyor, terörle mücadele içerisinde ve Türk Milleti, Esad zulmünden kaçanların sığınmasına dair ekmeğini paylaşıyor… Türkiye bugüne dek “bana da pay ver,” dedi mi? Bu görüntüler üzerine ABD’den cevap istenmelidir ve BM Genel Kurulu’nda konu ele alınmalıdır. Suriye’deki istikrarsızlığın sürmesini isteyenlerin maskaralıklarına son verilmesi, bu bırakın bölgeyi, bir insanlık icabıdır.

ABD, paralı askerlerini bu bölgeye hem Irak hem de Suriye’ye soktu ve kaynak bu bölgeden toplanıyor. PKK/YPG terör örgütünü düşünün! Elinde ne kadar fazla gelir toplanıyor? Neden CENTCOM gelip terörist Abdi Şahin’in elini sıkıyor, açık değil mi? Bu konu NATO içerisinde de dile getirilmeye değer bir konudur. Terör örgütüne “SDG” diyerek meşrulaştırılamaz, ortada Suriye’den çalınan bir kaynak var ve bölgede sorunları üzmek istemeyen bir ABD ile terör işbirliği söz konusudur.

Neyse ki Kukla Esad da bu Suriye halkının hakkından pay almakla ilgili süreci tamamlamışa benziyor. Görüşelim o zaman, eğer çark ettiyse. Ne de olsa temsilci!

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Exit mobile version