Site icon Politik Merkez

Almanya’da Koalisyon ve Politik Vizyon

Okuyucu

Fizikçi Angela Merkel’in 16 yıl sonra Almanya’nın kalbindeki Şansölyelikten ayrılışı hem ülkesi hem de Avrupa için düşündürücü oldu. Bu durumda Almanya ve Avrupa Birliği nasıl şekillenecek, geleceği nasıl olacak, endişelenmeli mi daha fazla ümitlenmeli mi bu da tartışmalı bir konu halinde masada duruyor. Merkel demek sükûnet ve özgüven demekti, bakalım şimdi ne olacak? Almanya ve Avrupa’da politik beklentiler ve gereklilikler bir canlanma mı getirir, yoksa büyük bir risk mi?

Genelde Almanlar tarafından aşırılık peşinde koşmak ve risk almak değil, daha merkezde kalmak, istikrardan yana olmak tercih edilir. Bu kez Merkel’in gidişi bir değişimi tetikledi, seçmenler az da olsa yeni bir başlangıç yapmak için arayışa oy verdi. Ülkenin muhafazakâr Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) yüzde 24.1 oranında kaldı. Merkel’in devamcısı olan Armin Laschet az farkla geride kaldı. Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Parti’si (SPD) ise yüzde 25.7 ile en fazla oy alan taraf oldu. Ülkenin diğer yarı oyunu paylaşan partiler ise; Yeşiller yüzde 14.8; Sol Parti yüzde 4.9; Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 11.5; Almanya için Alternatif Partisi (AfD) yüzde 10.3 oldu. Buradaki sürpriz şöyle, Yeşiller ile Hür Demokratların toplamı yüzde 26.3 oldu ve bu hem SPD’den hem de CDU/CSU’dan fazla oy demek oluyor.

Değişime oy verildi. 2017 seçimine göre mukayese edilirse; en fazla oy alan Sosyal Demokrat Parti yüzde 5.2 ve üçüncü sıradaki Yeşiller yüzde 5.8 oyunu artırırken, Muhafazakârlar yüzde 8.9 oy kaybettiler. Siyasi uzmanlara göre seçim sonucu bu aslında, Avrupa’nın merkezinde, ren nehrinin doğusunda artık bir arayışın olduğudur; ancak bu sonuç henüz rahat bir iktidar çıkaracak çoğunlukta değildir.

Buradan ne tür bir hükümet çıkacak, bekleniyor. Ancak şimdiden üçlü bir koalisyon gözüyle bakanların sayısı az değil. Üçlü koalisyon demek ise Alman siyasetini ilgiyle izleme zamanı geldi demek olacak. Bu arada herkesin gözü, ekolojik, teknolojik ve sosyal dinamikler ile daha aktif bir Avrupa politikası için, Yeşiller ile Hür Demokratlarda olacak. Bu beklentinin sebebi hem Almanya hem de Avrupa için bir canlanma anlamına gelir. Canlanma, XXI. YY’ın zorluklarının üstesinden gelmek adına önemseniyor. İklim krizi, viral tehditler ve yıkıcı teknolojik değişim çağında canlanma gerekli görülüyor. Yeni küresel rekabetin başat güçleri Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasında Avrupa yerini alacaksa eski kafayla yola devam edileme diye düşünülmektedir. Zorluklar ve beklentiler bunlar ama bakalım bu dengenin yarattığı koalisyon bir risk demek mi olacak? 

Almanya politik riski nasıl alacak, merak konusu. Ancak şimdiden belli, verilen oylarla ortaya çıkan akım bir değişim istiyor. Eğer başarılı bir politik değişim olur ise bu Avrupalı muhafazakarların çoğu için yeni bir durum olacak. Dünyada öncelikler değişirken politika da buna göre şekillenmek istiyor, hem Hıristiyan Demokrat temelli Almanya gibi bir yerden başlayan adımlarla…

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Exit mobile version