Site icon Politik Merkez

Arabulucu Almanya ve Şımarık Yunanistan

Okuyucu

Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı Almanya’nın Dışişleri Bakanı Heiko Maas Atina’dan sonra bugün (25 Ağustos) Ankara’ya geldi ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü. Maas kendi misyonunu “arabuluculuk” olarak işaret ediyor. Ben de soruyorum, bu bulunması gereken neyin arası? Derin meselelerin uçları nerelerde? Her iki taraf “diyalogdan yanayız” diyor. Diyaloğu bozan kim? Bu durumda soruyorum, Maas’ın ziyaretinin amacı ne?

Bundan önce ifade etmiştim, eğer Maas Yunanistan’ı hak ve hukuk yolunda olması gereken noktalarda ikna edip, yanlış adımlarından vaz geçirerek, gerçekten iki ülke arasındaki ve aslında Doğu Akdeniz’deki barış ve istikrar için şartları düzenledikten sonra Ankara’ya gelir ise Türkiye’ye sonuca bütünüyle olumlu karşılık verecektir, diye. 

Peki, Maas Ankara’ya nasıl geldi? “Atina’yı dinledim onlar Türkiye’yi şikâyet ettiler… Şimdi Ankara’dayım ve tam tersine ifadeleri duyuyorum.” Tam bir “arabulucu” edasıyla Maas böyle dedi. Bu durumda Maas mekik diplomasi mi yürütecek; yani başkentler arasında gidip gelmeye devam edecek. Bir defa bu mekik diplomasisi Almanya’nın dönem başkanlığı süresini aşar. Ortada gerçekçi bir durum olmadığı, diyalog şartlarının var olmadığı, ön şartsız müzakere için Maas’ın hazırlanmadan Ankara’ya geldiği açık!

Çavuşoğlu ile Maas arasında konuşulacak çok konu vardı. En önemlileri, sıcakları ve bunların durumları nedir? 

Temel konular: 

Sıcak konular: 

Bakın Maas’ın başarılı olma şansı yok ama diyalogdan bahsediyor, Türkiye’yi Yunanistan ile anlaşma makasına almak istiyor. Geç bunları Maas! Türk diplomasisi bu süreçlerden çoktan geçti ve şimdi çok başka bir yerlerde, önce bu gerçeği anlamanız gerekiyor. Başta dediğim gibi arabuluculuk sözcüğü bile Maas’a iki numara büyük gelir. Bu neyin arası?

Türkiye bu “diplomatik durum üstünlüğü”nü elde etmek için kendi üstüne düşeni yaptı, Almanya bunu anlamalıydı ve Maas bunu bilerek Ankara’ya gelmeliydi. Şansölye Angela Merkel’in Oruç Reis’in ilk Doğu Akdeniz’e çıkması hadisesinde Türkiye’den zaman istemesi, jest dedikleri budur, ardından Türkiye’nin olumlu cevap vermesi, ama her zamanki gibi oyunbozan taraf olarak Yunanistan’ın Mısır ile sözde bir Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması imzalaması ve bunu parlamentosunda onaylatması, dolayısıyla Almanya’yı da yok sayması. Maas bunu nasıl açıkladı acaba? Herhalde Çavuşoğlu bu konuyu konuşurken Maas cevap vermekte güçlük çekmiştir!

Ben bir Türk vatandaşı olarak neler istiyorum: Maas veya benzerleri, özellikle konu bu olduğuna göre, Yunanistan, Kıbrıs, Libya, Fransa, AB meselelerinde Türkiye’ye pazarlık yapmaya hazır iyimser biri gibi gelmesinler. Türk diplomasisi eskisi gibi değil, iyi pazarlıkçı!

Exit mobile version