Site icon Politik Merkez

Bu Kez Operasyon Farklı

Okuyucu

Uzunca süredir Suriye’nin kuzeyindeki Tel Rıfat ve Menbiç’in PKK/YPG terör örgütünden arındırılması ve buraya güvenli bölge inşa edilmesi hakkındaki yetkililerin açıklamalarını duyuyoruz. Peki neden operasyon yapılmadı? Yapılacaksa ne bekleniyor? Cevap şöyle, operasyon yapılacaktır, çünkü hedef CB Erdoğan’ın işaret ettiği gibi sınırımızdan 30-32 km güneyde güvenli bölge adım adım tamamlanacak. O halde operasyon nasıl olacak, acaba bu kez içerikte bir farklılık mı olacak?

Önceki operasyonları hatırlarsak, ihtiyaç çıktığında Türkiye, BM yasasının verdiği hakla ve Suriye devletiyle varılan anlaşmanın devamı olarak ilgili bölgede karar verip operasyonu yapıyordu. Esad’dan izin alınmıyordu.

Bir süredir bahse konu olan Tel Rıfat ve Menbiç operasyonunun bu açıdan bir farkı olabilir mi? Başka ifadeyle, bu kez Esad’ın haberi ve rızası olur mu? İşte bu herseye değiştiren bir durumdur. Bu makalede işaret etmek istediğim de bu noktadır.

Tahran’da Astana Zirvesi yapıldı, dönüşte CB Erdoğan buradan ABD çıkmalı dedi. Daha sonra Putin ve Erdoğan Soçi’de bir zirve gerçekleştirdiler. Soçi’de birçok konu görüldüyse de bir madde de Suriye idi. CB Erdoğan, Soçi dönüşünde yineledi, Suriye’de güvenli bölgeler yapılacaktı, zincirin halkaları birbirine bağlanacaktı.

Çeşitli şekillerde açığa vurulan önemli bir husus vardı, Moskova, Türkiye’ye Esad ile görüşülmesini telkin etmekteydi.

Nihayet Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suriye’de muhalifler ile Esad’ın barıştırılması gerektiği şeklinde bir açıklamada bulundu.

O halde Türkiye ve Rusya için bundan böyle temel durum tarifi şöyleydi: Cenevre’de yeni anayasa yazılmadıkça Suriye’de değişen bir şey olmayacak! Hedefler nasıl işaret edilebilir? Suriye’de ABD ve PKK/YPG’den kurtulmak şarttır.

Suriye’den bir açıklama var, ABD ve PKK/YPG petrolümüzü çalıyor, şeklinde. (Bkz: ‘Hırsız ABD’) Peki petrolün uzun zamandır ABD ve PKK/YPG elinde olduğu bilinmiyor muydu? Biliniyordu elbette. Ama bu açıklama Suriye Rejimi’nin bundan böyle ABD ve PKK/YPG’yi karşısına alacağına dair bir sinyal vermekteydi. O halde Suriye’de bazı şeyler gerçekten değişmeye başlamış gibi görülebilirdi.

Esad, Türkiye’den ne istiyor olabilir? Garanti. Türkiye’yi ‘işgalci’ gösteren çok taraf olabilir ama önemlisi bunlara Esad da katılmaktaydı. İşte Türkiye, Esad’a ‘topraklarında gözümüz yok’ güvencesini verme noktasında olur ise bundan sonra Şam Yönetimi asıl ‘işgalci’ tarafları ve ‘hırsızları’ işaret etmek, onlarla mücadeleyi Ankara ve Moskova ile beraber sürdürmek, hatta Cenevre’de yeni bir anayasa yazma sürecine engel olmayı bırakıp toprak bütünlüğüne sahip bir Suriye istikrarı süreci başlatılabilir miydi?

Değişen noktalar bunlar: Suriye için Ankara ve Moskova işbirliği, ABD ve terör örgütlerinin sultasından kurtulmak, bu amaçla Şam Yönetimi’nin planın içinde olmasını sağlamak.

Politik ve diplomatik sahnede hal böyle olunca Türkiye, Tel Rıfat ve Menbiç operasyonunu bekletiyor, Esad’ın tamam demesi ile yeni bir süreç başlayacak. Esad ‘evet’ derse konu sadece Tel Rıfat ve Menbiç olmayacak, Ayn el Arab, Kamışlı da bu şekildeki irade ile ABD ve terör örgütlerinden arındırılacak, hatta petrol bölgelerine yerleşmiş ABD ve PKK/YPG örgütünden kurtulmak adına ortak hareket etmeye devam edilecek. Farkı anlayabildik mi? Bu fark biraz daha açık ve arka kapı diplomasisini gerektiriyor.

Karşımıza neler çıkmaya başladı? Provokasyonlar. Olacaktır bu tür tepkiler, ama mücadele bir bütündür, usuletle suhuletle sürdürülmelidir.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Exit mobile version