Site icon Politik Merkez

Terör mü, İnsanlık mı?

teror-mu-insanlik-mi

Terör mü

Okuyucu

Türkiye Afrin yolunda hilali tamamladı. Dışarıda ise önümüzdeki günlere ilişkin diplomatik ajanda öne çıkacak görünüyor. O halde durumu değerlendirmekte yarar var. Çünkü Türkiye önemli bir karara doğru zorlanmakta. Ancak Türkiye kararını çoktan açıkladı. Anlamak isteyen var mı?

Yakın zamanda olanlara bakalım. Öncelikle Türk-ABD heyetleri bir araya geldiler. Bunların içinde ABD Dışişleri Bakanı’nın Ankara ziyareti öne çıktı. Sonuçta ABD ve Türkiye, “Sorunları çözeceğiz,” mesajı verdiler. Kurulacak mekanizmaların ilk konusu Suriye ve toplantı tarihi 8 Mart. Demek ki Türkiye’nin Rusya ve İran ile yapacağı görüşmelerden önce konu masaya yatırılmış olacak.

Rusya ise Türkiye’nin Esad ile masaya oturmasını istedi. Buna zorlamak için önce sahada ve uluslararası basında bir söylenti çıkarttı. “YPG Afrin’i Esad güçlerine devrediyor,” dedirtti. Bunun üzerine Esad yanlısı Şebbiha sivil güçlerine Afrin civarında bir gösteri yaptırttı. Ardından Dışişleri Bakanı Lavrov ve Başkan Putin ağzından Türk yetkililere, “Bu işi Esad ile görüşüp çözün,” mesajı verildi. 18 Mart’ta Rusya’da seçimler var. Buna odaklanan ve biraz da bahane eden Rusya, Suriye konusunu Türkiye-Suriye görüşmelerine doğru yönlendirmek istemektedir. Eğer Türk tarafı resmen Suriye ile masaya oturur ise, ki bu Rusya’nın istediği bir plandır, bu taktirde ABD Türkiye’yi büyük ölçüde eleştiri yağmuruna tutacaktır. Esad’ı destekleyen bütün aşırı terör uçları ile Türkiye’yi aynı potada göstermeye çalışacaktır.

Kremlin’den sözcü Dimitry Peskov aracılığıyla yapılan açıklamaya göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani gelecek Nisan 2018’de İstanbul’da yapacağı görüşmenin hazırlıklarına başladılar. Bundan önceki üçlü zirve 22 Kasım 2017’de Rusya’nın Soçi kentinde gerçekleşmişti. İstanbul zirvesinden önce üç ülkenin Dışişleri Bakanları Astana’da bir araya gelecekler. Dışişleri Bakanları Mevlüt Çavuşoğlu, Sergey Lavrov ve Cevad Zarif Astana’da gelişmeleri gözden geçirecekler ve İstanbul zirvesi öncesi hazırlıkları gerçekleştirecekler.

Bu tür zirvelerde gelişmelere göre ortaya çıkan önemli konular da ele alınmaktadır. Örneğin Türkiye Afrin’de süren Zeytin Dalı Harekatı hakkında bilgi verdikten sonra Doğu Guta ile İdlip meselelerini de gündeme taşıyacaktır. Ancak asıl mesele olan “Suriye’de acilen ateşkesin sağlanması” hususu ısrar edilecek bir konu olarak karşımıza çıkacaktır.

Bütün bunlar olurken Amerikan tarafında neler var? ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’e günlük basın toplantısında imalı bir biçimde Afrin’in Suriye’de olup olmadığı soruldu. Nauert, “Haritaya bakarsanız Suriye’de olduğunu görürsünüz,” cevabını verdi. Sözcü, Suriye’deki ateşkese dahil olmayan örgütlerin IŞİD, El Kaide ve El Nusra olduğunu belirterek, “Türkiye, Birleşmiş Milletler kararını iyi okumalı,” ifadesini kullandı. Bu açıklamalar sanki bir ikaz niteliği taşımaktaydı. Sözcünün Ankara’da daha yeni görüşmeler yapan Dışişleri Bakanı Tillerson’un bilgisi dışında konuşmadığı açıktır.

Şubat’ın son günlerinde CENTCOM Komutanı General Joseph Votel Temsilciler Meclisi’nde, “Türkiye’nin Afrin Operasyonu, ABD’nin IŞİD’le mücadelesinde dikkatleri dağıtıyor,” diye sızlandı. Kendi pozisyonunda ısrarcı görülüyor. Suriye’de acil bekleyen barış ve ateşkes maddeleri için önerilerini sıralayacağına neredeyse Suriye’de etkisiz olmuş IŞİD ile YPG (SDG) vasıtasıyla mücadele etmenin öne çıkması yönünde ısrarcı oluyor. “Eğer ABD IŞİD’i sonlandırmak istiyorsa Suriye Demokratik Güçleri ile çalışmak zorundadır,” diyor. Votel ekliyor: “Türkiye’nin PKK özelinde kendi sınırları içindeki endişelerinin farkındayız. Bu endişeleri gidermek için Türkiye’ye karşı açık ve şeffaf olmaya devam ediyoruz, sürekli iletişim halindeyiz.” Türkiye Afrin Harekatı’nda PKK temizlerken Votel bunu neden görmezden geliyor dersiniz? Votel, Suriye konusunda Rusya’ya yükleniyor. Rusya’nın, “Suriye’deki tansiyonu önce yükseltip ardından ortaya çıkan gerilimi kendi yararına olacak şekilde çözmeye çalıştığını,” söylüyor. Bu ifade yanlış değil. Rusya bunu hep yapıyor. Son olarak Türkiye’ye de yaptı. Şebbiha güçlerini Afrin’de oyuna sokarak buradan bir sonuç elde etmeye çalıştı. Votel’in Temsilciler Meclisi’nde sunduğu konuların içinde şu da var: “Rusya’yla birlikte İran, Esad rejimini destekliyor, Türkiye ile ABD arasındaki stratejik ortaklığı bozmaya çalışıyor.”

İsrail ise Suriye topraklarına hava taarruzları gerçekleştirmeye devam ediyor, bölgedeki Hizbullah’ın hareketlerini izliyor. İsrail ordusunun Suriye’de İran’a ait bir insansız hava aracını düşürdüğünü duyurması ardından Suriye tarafından fırlatılan füzenin de bir İsrail F-16’sını düşürdüğü haberleri yayıldı. Suriye’nin resmi haber ajansı SANA, İsrail savaş uçağının Suriye’nin güneyindeki Kuneytra’da bir askeri mevziiye saldırdığını, ardından F-16 savaş uçağının ve bir İsrail insansız hava aracının Suriye ordusunca düşürüldüğü haberini geçti. Suriye tarafından fırlatılan füzelerin İsrail’in kuzeyinde Golan Tepeleri’ndeki Beyt Şean bölgesinde “kırmızı alarm” sirenlerin çalmasına yol açtığını bildiren İsrail medyası, ardından diğer yerlerde siren sesleri duyulduğunu kaydetti. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, Suriye’den havalanan İHA’nın hava savunma sistemleri tarafından ilk andan itibaren takibe alındığı ve ülkenin hava sahasını ihlal etmesi üzerine düşürüldüğü belirtildi.

Bütün bunlara bakarak bazı sonuçlar çıkaralım:

Bu konuda diplomasi ender bir örneklik oluşturacaktır: Terör mü kazanacak, yoksa insanlık mı? ABD ve Rusya Suriye’de meşruiyetlerini terör üzerinde sağlamak peşindeler. Türkiye bunlara karşı ne yapacak, birlikte göreceğiz.

Exit mobile version