Site icon Politik Merkez

Terörist ile ABD Petrol Şirketi Anlaştı

baris-pinarlarina-devam-mi

Barış Pınarlarına Devam mı?

Okuyucu

Geçtiğimiz günlerde Suriye konusunda en önemli gelişme bir ABD’li petrol şirketinin terörist örgüt ile yaptığı anlaşma oldu. Taraflar açıklamalarda bulundu, Türkiye dahil bu konuyu tehlikeli ve hukuksuz görenler ise kınadı. Bakın detaylar neler?

Suriye petrolü üzerine bir ABD petrol şirketinin bölgedeki terörist grupları temsil eden PKK/YPG’den devşirme adına SDG denen yapıyla anlaşma imzalaması üzerine Türkiye’den tepkiler gecikmedi, “ABD’li firmanın terörizmin finansmanı kapsamına giren bu adıma destek vermesini esefle karşılıyor,” dedi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, PKK/YPG terör örgütü güdümündeki “Suriye Demokratik Güçleri”nin (SDG) Suriye’nin kuzeydoğusundaki topraklarda petrol çıkarma, işleme ve ticaretini yapmak üzere ABD’de yerleşik “Delta Crescent Energy LLC” adlı şirketle bir sözleşme imzaladığı hatırlatıldı. 

Bu anlaşmanın geri planında ABD’li Cumhuriyetçi Senatör Lindsay Graham ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo var.

Delta Crescent Energy hakkında da tartışmaya açık konular var. Delta, 1971’de BAE’de kurulan bir şirket. Abu Dabi yönetimi bu bakımdan yine tartışma götürür şekilde Suriye’de işin içerisinde olmuştur.

Delta’ya, ABD Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC) tarafından Suriye’de çalışma ruhsatı verilmiştir. Suriye’de çalışılacak sahayı SDG kontrol ediyor ve Al-Omar Petrol sahası olarak bilinen bir bölge. 2011 öncesi günde 380 bin varil kapasitesi vardı. Halen üretimin 60 bin varil/gün olduğu ifade ediliyor. Kalitesi düşük bir petrol ticaretinin alıcısı yine Suriye devleti.

Bütün bu gelişmelere başlı olarak Suriye Dışişlerinden bir açıklama geldi ve ABD’li şirketin SDG ile anlaşmasını “yasa dışı” olarak niteledi.

Suriye’deki petrolün Suriye halkına ait olduğu vurgulanan açıklamada, “PKK/YPG terör örgütü, bu adımla Suriye halkının doğal kaynaklarına el koyarak bölücü gündemini ilerletme emelini açıkça gözler önüne sermiştir, Suriye’nin doğal kaynakları Suriye halkına aittir,” denildi.

Bu anlaşmanın hiçbir şekilde meşru karşılanamayacağının altı çizilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “ABD’nin uluslararası hukuku hiçe sayan, Suriye’nin toprak bütünlüğüne, birliğine ve egemenliğine kasteden ve terörizmin finansmanı kapsamına giren bu adıma destek vermesini esefle karşılıyoruz. Hiçbir meşru saikle gerekçelendirilemeyecek olan bu tasarruf asla kabul edilemez.”

ABD’nin bölgede CENTCOM’a verdiği hedefler neler, hatırlayalım: 1) Akdeniz’de kontrolü ve nüfuzu elde bulundurmak, 2) Rusya’nın ve Çin’in genişlemesinin önünü kesmek, 3) İsrail’i korumak, 4) Bütün bunları sağlamak için Suriye’yi bölmek.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı CENTCOM’un bu hedefleri elde etmesi için çabaları aralıksız sürüyor. Her ne kadar Trump yönetimi Suriye’den asker çekmek istiyor görünse de “petrolü korumak” adı altında Suriye’de belli sayıda asker bulundurmaya devam etmiş, “eğit-donat” ile destek sağladığı PKK/YPG unsurlarının başı gördüğü terörist Ferhad Abdi Şahin’i desteklemeye devam etmiştir. Bu kapsamda CENTCOM’un 2021 yılı bütçesine gerekli ödenek konmuştur.

Halen ABD ve onun desteklediği SDG, yani terörist Abi Şahin, Fırat’ın doğusu Deyrizur vilayetindedir, değişik faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu kapsamda bölgede siyasi dedikleri faaliyetler ile bir denge kurarak ülkenin yönetiminden pay alma girişimleri sürdürülmektedir.

Haziran 2020’de iki önemli konu gerçekleşmiştir. Bunlara değinelim:

Birincisi, ABD Terörizm Ülkeler Raporu (2019) yayımlanmıştır. Bu rapor PKK/YPG ile ilgili olarak terörist grup açıklamalarına itiraz etmemiş, ancak SDG’yi siyasi platforma taşımıştır.

İkinci konu Haziran ortalarında Kamışlı’da yapılan toplantıdır. 2014 Dohuk Anlaşması dedikleri kapsamda gerçekleştirilen Kamışlı toplantısına Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden (IKBY) Barzani tarafı, ABD’den Büyükelçi William Roebuck başkanlığında bir heyet ve SDG dedikleri yapı hazır bulunmuştur. Amaç, Irak kuzeyindeki Kürtler ile Suriye kuzeyindeki Kürtleri bir şemsiye altında toplamaktır. Daha önce Barzani, Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile çalışmalarda bulunmuş idi. SDG ile birlikte mahalle ve köylere derme çatma sivil toplu kuruluşları ve parti temsilcilikleri açmışlardı. Mayıs 2020’de Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) dedikleri bir yapıyı öne sürmüşlerdi. Bütün bu oluşum ekseninde terörist Abdi Şahin muhatap kabul edilmişti.

Temmuz 2020’nin hemen başında, Türkiye, Rusya ve İran arasında 6. Astana Zirvesi Koronavirüs nedeniyle video konferans şekliyle gerçekleştirildi. Burada liderler yine Suriye’nin toprak bütünlüğü hususunda vurgu yaptı ve üçüncü tarafların oldubittisine karşı birlikte hareket edilceği açıklandı. Astana görüşmelerinin başından bu yana tekrar edildiği üzere bundan kasıt ABD’nin çabalarının önüne kesmek oldu.

Gelinen noktada bir petrol şirketi ile bu siyasi görünümlü yapıların anlaşma imzalaması tam bir “siyasi proje” kapsamındaki eylemdir.

Exit mobile version