|
Okuyucu
|
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’in geçtiğimiz günlerdeki Avrupa gezisi esnasında Siber Savaş ile ilgili ilginç açıklamalar oldu. Rusya’nın Siber Savaş kapsamında önümüzdeki dönemde önemli çalışmalar başlatacağını ve açıkça tehdit oluşturacağını işaret eden Mattis’in heyetindeki ABD’nin NATO uluslararası güvenlik meselelerinden sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Katie Wheelbarger, “NATO’nun da buna göre yapılanmasını tamamlaması, taarruz ve savunma kabiliyeti yapabilmesi gerektiğini,” işaret etti. Wheelbarger, “Öncelikle bu adımlarla Rusya’ya yönelik bir mesaj gönderiliyor,” dedi. Bakan Yardımcısı, “söz konusu hamlenin, Rus siber girişimlerine karşı, NATO’nun önlem almasına ve ittifakta daha tutarlı bir siber politika oluşturulabilmesine imkan vereceğini,” belirtti. Peki, bizde sorun var mı?
NATO 2014 yılında siber kara, hava ve deniz savaş alanını tanımlamış idi. Yakın tarihli bir zirvede üye 29 ülke NATO’nun siber kabiliyetleri için gerekli altyapı hakkında karar verecekler. NATO’da siber faaliyetleri koordine etmek için yeni bir Siber Eylem Merkezi kurulacak. Her NATO üyesi ülkenin kendi siber yeteneklerini bu merkeze entegre etmesi sağlanacak.
Wheelbarger, “ABD’nin siber imkanları kontrol edeceğini, istenirse bu kabiliyetlerini NATO’yu desteklemede kullanacağını,” söyledi. Bakan Yardımcısı, “NATO’nun siber yeteneklerini artırmak için İngiltere liderliğinde yürütülen faaliyetlerin sürdüğünü” de işaret etti.
Geçtiğimiz yıl ABD, İngiltere, Almanya, Norveç, İspanya, Danimarka ve Hollanda, Siber Taarruz Güçleri’ni daha kapsamlı bir şekilde kullanmak için kendi ordularında Siber Savaş Prensipleri Dokümanları’nı hazırladılar.
Uzmanlar tarafından, Avrupa’da kötü amaçlı yazılımların dağılması konusunda tedbirler alınması gerektiği işaret ediliyor. Demokrasi içerisinde bu kapsamdaki müdahaleler ve gereken usullerin tatbiki, bazen yanlış anlaşılmalara sebep olabileceğinden, NATO olarak bir standardın geliştirilmesine ve kabulüne ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu kapsamda Baltık ve İngiliz güvenlik yetkilileri bir endişesini açıklıyorlar. “Avrupa’daki enerji ve telekomünikasyon ağları ile internet dezenformasyon şirketleri saldırıya açık konumdadır. Rus hackerler buraya saldırı yapma imkanına sahiptir. Uygulanacak tedbirlerde her bir şirket ve bireysel kullanımın dahi kontrolü gerekmektedir.”
ABD istihbarat yetkilileri 2016 ABD Başkanlık Seçimlerine kadar bu konuda pek dikkatli değillerdi. Ancak görüldü ki, seçim kampanyasına Rus bilgisayar korsanları sızdılar. Demokratik Ulusal Komitesi’ni ihlal ettiler ve gizli bilgileri sızdırdılar.
Bütün bu konularda görüleceği gibi tedbir alınmaz ise demokrasiler içinde birçok sorun sahası var.
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi, kuralların siber silahlara ilişkin kural koymakta zorlandıklarını söylüyor. Bu merkezden bir ABD yetkilisi, “Bence daha büyük bir meydan okuma ABD içinde, asıl düşmanla işte bu zor şartlarda mücadele ediyoruz. Siber taarruz kuralları nelerdir? Birey, siber saldırı imkanlarını kullanmaya başladığında buna karşı süreçler nasıl gelişecek? Şimdiden zor sorular,” dedi.
Bu arada, ABD istihbarat yetkilileri 6 Kasım Kongre seçimleri öncesinde bir dijital atak bekliyorlar. Eylül ayında Beyaz Saray, yabancı bilgisayar korsanlarına karşı yeni bir Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi kapsamında tedbirler programını yayımladı.
Bu yazı ABD, NATO, Avrupa ülkeleri, şirketler, bireyler… derken kapımızdaki önemli bir sorunu dile getirmek içindir. Bizler devlet, şirket ve birey olarak neredeyiz, hatta hangi savunma kampındayız? Bu konular giderek gelişecek başka soruları doğuracaktır.