Site icon Politik Merkez

Sözün Özü

sozun-ozu

Sözün Özü

Okuyucu

Söylemenin de bir yolu yordamı var, değil mi? Neden ters söylenir ki bardağın dolu tarafını tarif etmek varken? Neden sözlerin süslüleri, bilinenleri, aldatacak olanları seçilir ki yalın hali duruyorken?.. Yalın derken henüz söz kısmındayım ben, ifadede elbet eksiksiz bir tarif olmalı.

Ne söylenecekse söylensin, üstelik kimse düşünceye engel koymuyor. Sadece sözlere değil yapılanlara, dolaylı kaymalara, etkileşimlere ve maruz kalınanlara da bakıyor insan. Yeter ki suça davet eden, tuzak kuran sözler sarf edilmesin, iş üresin ve adalet yerini bulsun. Yeter ki söylemeden düşünülsün, söylendiyse de söz senet olsun.

Görülüyor ki olup bitenin farkında olanlar daha da sert bir dille konuşmayı yeğliyorlar. Dur orada, meydanı boş bulmadın! Bir biçimde yer edindin bu dünyada, bu safta; bir biçimde başkası da var unutma. Yerini çıkarcı sözlerine sağlamlaştırmak ve parlatmak istiyorsan bu yanlıştır. Konuşamayacak, konuşsa da duyuramayacak kadar arka saflarda duranları unutma. Görüyorum ki öyle söyleyip böyle yapanlar var. Yerini kullananlar var. Dursunlar orada! Meydanı boş bulmadın değil mi? Elindeki imkanları kullanıp insanları yok saymak değildir amacın değil mi? Çünkü bu çok yanlış olur. Yanlış ki ne yanlış, bir kötülük yamak adına daha ne olsun ki?

Söylemenin yolu insanı yücelten değerlerle donanmalı, süsten bahseden yok, yapmacık ifadeler işe yarar diyen yok. Ya ne var? Dedim ya, insan olmak, insanı yücelten sözleri bulup söylemektir asıl olan. İnsana değer adımlardır atılması gerekenler.

Söz bu! Biliniyor olabilir. Neden tekrar edip duruyorsun? Buna kaşımak denir; kaşıma! Zannediliyor olabilir. Neden nazikçe açıklamıyorsun? Buna samimiyet denir; içten ol! Merak ediliyor olabilir. Neden etraflıca sormuyorsun? Buna tecessüs denir; öğren! Yanılgı içinde olunabilir. Neden araştırmıyorsun? Buna doğrudan yana olmak denir; düzelt!

Çok şey söylenir ve yapılacaklar bellidir. Senin yapacağın farklı bir şey mi? Peki, farkının riski kime? Fatura sadece sana kesilse dönüp bakmam. Eden bulur derim. Söylediklerinle hemhal düzenin atmosferine bakarım; bu yürüyen düzendeki o senden kaynaklı farklılığın iyi veya kötü, sorumlu veya savurgan, yararlı veya zararlı adımlarından kaynaklandığına dikkat ederim. Belki engelleyemem, ama gönlümden geçiririm; çünkü insanım ben.

İzlenimlere bakarım:

İzlenim verme, eğer bilmiyorsan biliyorum diye. Duyduklarınla inşa ettiğin fikir yapısı mutlaka bazı sözcüklerle konuya dahildir ama bu yetmez; yetecek olan kararlı bir seviyeye gelene dek dur yerinde, ben buradayım deyip durma. Sana ihtiyacı olan seni bulur, sakın meraklanma.

İzlenim verme, eğer önyargılıysan açık görüşlüyüm diye. Kurduklarınla inşa ettiğin fikir yapısı mutlaka bazı yönleriyle konuya dahildir ama bu yetmez; önyargısız ve seviyeli olana dek dur yerinde, ortalığı bulandırıp durma. Senden tercih soranlar nasıl olsa gelirler, sakın ihtirasla dolma.

İzlenim verme, eğer art niyet besliyorsan insanım diye. Bilinçaltını dolduran dolanmış yumakların mutlaka bir ucu vardır ama bu yetmez; önce dur yerinde aklının derinliklerine gizlenmiş kör noktaları çözene dek, ben de insanım deyip durma. İnsan olduğuna şüphe yok, insanlığınla bizim derdimiz, sakın suç işleme.

İzlenim verme, yoktan var olduysan öyle mağdurum diye. Var olanların soluduğu hava mutlaka atmosfere dahildir ama bu yetmez; yetecek olan iklimlerle ilgili olandır, bana birşey olmaz deyip durma. Virüsler de evrimleşir, hatta sensiz de olur bu dünya, sakın kendi başına kalma.

Ben kötüyü dilinden seçerim, bakışlarından, verdiği önceliklerden; kimin yanında durup, kimden uzak kaldığından… Ben iyiyi oradaysa sükunetinden, ses verdiyse tonundan, aralandıysa idrakinden, yoldaysa hazırlığından, adım attıysa dikkatinden, hakimiyetine verildiyse tutmasından, uzandıysa ufkundan, yağdıysa bulutundan bilirim.

Sözün özü ne? Özden uzaklaşmak mı? Sözün özü yapmadan yaptım, göremeden gördüm, dinlemeden dinledim, hesaplamadan tamam demek mi? Sözün özü güçlüye sarılmak mı, yalan mı, riya mı?..

Sözün özü şu: İnsanlığı yücelten bir adım at, varsın küçük olsun; bir tebessüm et, varsın az şey anlatsın; bence bir hak olarak alınacak o nefesten emin olmak için bu daha hayırlıdır.

(Görsel: Flickr, storebukkebruse)

Exit mobile version