Site icon Politik Merkez

Güç Mücadelesi ve Politik Güç

Okuyucu

Aşağıda değişik konular var. S-400, Doğu Akdeniz, İran, ABD, İsrail, Suriye, Irak, Türkiye… Bu birkaç günde gerçekleşen konuları neden bir arada göreceğiz? Hepsini birlikte yazmak söz konusu olduğundan mı? Hayır. Asıl mesele bu değildir. Haber vermeye de çalışmıyoruz. Amacımız, Türkiye’nin Milli Güç unsurlarını nasıl kullandığını iyi işaret edebilmektir. Madem ki gerçek olaylar bunlar, amaç iyi bir değerlendirme yapabilmektir.

Türkiye coğrafyasında ilan edilmiş savaşlar hangileri? Suriye’de iç savaş var ve yine bittiği söylense de sürekli hatırlatılan küresel radikal terör örgütü IŞİD ile mücadele. Buna ilave olarak ABD İran’ı tehdit gösterdi ve kendine göre birtakım faaliyetler içindedir. Peki, Türkiye bu iki günde bu kadar çok olayla ilgileniyorsa asıl mevzu ne? Bunun cevabı bellidir. Türkiye bunu görmektedir ve haklarını korumak ve eğer yapılacaksa bir pazarlıkta masada olmak istiyor. Kendisinin yok sayıldığı, haklarının çiğnendiği bir Türkiye olmak istemiyor.

Son birkaç günün özeti şöyle:

İşte böyle, bunların her biri kendi ülkeleri içinde, oralardaki insanlar için önemli. Tıpkı başkalarınınki gibi diyeceğim ama olmuyor. Çünkü Suriye’yi düşünün, ondan önce Irak’ı ve sıradaki İran’ı. Öyleyse bu coğrafyada yaşayan milyonların iç mesele değdiği konuların çok çok ötesinde  başka hesapları olan ülkelerin politikaları var…

ABD, AB veya İsrail doğrudan Türkiye’nin karşısına çıkmaz, ya dolaylı yollarla gelir ya da taşeronlar kullanır. Bir-iki gün içinde olanlar bunlar. Türkiye’nin Milli Güç unsurları ile çevresel ve iç tehditlerine karşı sürdürdüğü mücadele aralıksız ve kararlılıkla devam ediyor. Türkiye Milli Güvenlik konularında inisiyatifle hareket ediyor. İnisiyatifle hareket etmek nedir? İsabetle öngörüde bulunması ve proaktif tedbirlerin alınması gerektiğinde, zamanında hamlelerin yapılmasıdır. Bu kapsamda Politik, Askeri, Coğrafi, Psiko-sosyal, Teknolojik Güç unsurları ile dış politikasını sürdürüyor. Bu güç unsurlarıyla Türkiye elindeki kabiliyeti tereddütsüz kullanıyor ise mutlaka bir başarı elde edecektir. Neye göre? Sıfır noktasından başlayarak sahada bir etki üretiyorsanız, rakipleriniz de karşı güçlerini kullanırlar ve Güç Mücadelesi bir karar noktasında durana kadar bir süre karşı karşıya kuvvet uygularlar. Bu karar noktası gerçekleşen sonuç olacaktır. Ne sonuç elde edilir, zaman gösterecektir.

Burada kısa vadede neler beklenebileceği ifade edilebilir. Nedir bunlar? Türkiye cephesinden kısa vadede muhtemel durumu:

Bu ifade edilenler bir adımlık değerlendirmedir. Bir sonraki adım yine alanı geniş tutarak bir sonraki şartlarda değerlendirme yaparak belirlenir. Karar noktaları sürekli değişecektir. Dinamik bir politik süreç yaşanır.

Özellikle Suriye hakkında Cenevre’de başlayacak barış görüşmelerine gidecek olan şartlar çok iyi izlenmelidir. Türkiye elinde birtakım kazanımlarla Cenevre’ye gitmek zorundadır. Trump 2020 ABD Başkanlık seçimlerine kadar bölgedeki süreci bu bağlamda gergin ve kaotik bir atmosferde yönetecektir. Örneğin ABD’nin İran’a yönelik tutumunu seçimlerle birlikte okumak gerekecektir. Eğer Trump seçilir ise (ki işaretler bu yöndedir,) İran’a son darbeyi her şekliyle vurabilmek için şunu tamamlaması gerekir. Nedir bu? Suriye. ABD, 2020 seçimlerine kadar Suriye meselesini çözmek isteyecektir. Türkiye de bu süreci doğru okuyup hamlelerini yapmaya devam etmelidir. Unutmayalım ABD, Türkiye’nin bölgede kendi menfaatlerini engelleyen olacak kadar güçle donanmasını istenmez. Dolayısıyla F-35 konusunu da Doğu Akdeniz’deki gibi kullanmak ister, Türkiye’yi bir sınırda tutmak ister.

Politik güç! Neye? Dışarıya. Dışarıdaki güç neyle beslenir? İçeridekiyle. Şimdi siz gelin Türkiye’de iç politika konularına nasıl bakacaksanız bakın ve dış basının ve sosyal medyanın neler yapabileceğini bir daha düşünün. Acaba Türkiye’nin bölgede daha güçlü ve irade sahibi olması mı, yoksa bir takım iç meselelerle meşgul olması mı istenir? Benim gibi bir vatandaşın iç politikayla ilgisi seçimden seçime, oy verirken olur. Ama dışarıdaki politikacı birinin, örneğin ABD’de John R. Bolton’un Türkiye’deki iç politikayla ilgisi benimki gibi olmaz, kendi ulusal stratejilerine ve hedeflerine göre bişeyler yapılmasını ister. Öyle değil mi? Ne olmasını ister? ABD menfaatlerine engel var deniyor ise Türkiye’de Politik Gücün zayıflamasını ister. Örnek başka ülkeler veya AB gibi kuruluşlar için de geçerlidir. Bu doğaldır. Millet olmak ise önce bunu bilmekle başlar. Millet olunamıyorsa, bireysel bakışla Milli (Ulusal) Hedefler kendiliğinden olur deniyorsa, bu çok başka bir durumdur!

Exit mobile version