Site icon Politik Merkez

Suriye’de 400 ABD Askeri

suriyede-400-abd-askeri

Suriye'de 400 ABD Askeri

Okuyucu

ABD’de Başkan Donald Trump’ı ve Savunma Bürokrasisini etkilemek isteyen kesimlerin Suriye’de bulunması düşünülen 400 ABD askeri ile ilgili gerekçeleri neler? Bu 400 askerin DEAŞ ile mücadele için Suriye’de kalması gerektiği işaret ediliyor, yani bu ABD askerinin Suriye’de bulunmasının hukuki meşruiyeti konusudur. Diğer yandan dört gerekçe ileri sürülmektedir ve Trump bu gerekçeleri kabul etmiştir. TC Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin çözmek durumunda olduğu sorunun tarifi ancak bir kısmıyla bu gerekçeler içindedir. Nedir bunlar?

ABD için birinci gerekçe, DEAŞ bitmiş gibi görünse de tamamen ortadan kalkmıyor, bir grup Suriye’de kalıyor. Ayrıca Libya, Avrupa, Sina Yarımadası, Sahra ülkelerinin çoğuna dağılıyor. Bu dağılım doğrudan silahlı gruplar şeklinde olmasa da sapkınlığı ve Selefiliği yaşam tarzı olarak seçmiş insanlar olabilir ki bu potansiyel bir tehdit olarak görülmektedir. Ayrıca DEAŞ adı altında olmasa da benzeri radikal terörist bir oluşum, örneğin Suriye’deki Tahrir El-Şam 400 ABD askerinin bulunması için gerekli görülüyor.

İkinci gerekçe, halen desteklenen SDG (PKK terör örgütü uzantısı PYD/YPG’nin en son haliyle Suriye Demokratik Güçleri denen yapı) ile ilgilidir. Son olarak 2020 yılı bütçesine konması için teklifi hazırlanan, “250 milyon dolar SDG’nin eğit-donat programına ve 350 milyon dolar Suriye’de sınır güvenliğine ayrılan paket” de göstermektedir ki, ABD Suriye’de bugüne kadar kurmaya çalıştığı Kuzeydoğu Suriye’deki statükonun devamından yanalar. Bu ise başta Türkiye’yi rahatsız etmektedir. Ayrıca Astana süreci ile devam eden ve Cenevre’de uzlaşmaya varılması yolunu açan çalışmaların engellenmesi olarak görülüyor.

Üçüncü gerekçe, Suriye’deki yerel radikal yapıların Rusya tarafından kullanılması ve ABD menfaatlerinin ötelenmesi ihtimaliyle alakalıdır. Hatta bu yönden bakılırsa Ruslar, ABD’nin bir diğer hasmı olan İran ile işbirliği halindedir. Rusların güdümünde hareket eden Esad da dikkate alınırsa ABD buran gelecek bir karşı koymaya karşı hazırlıklı olmak gerektiğini savunmaktadır. ABD’nin bu yaklaşımı Avrupa ve Körfez’deki Arap ülkelerinin politikalarıyla da örtüşecek değerde gösterilmektedir.

Dördüncü ve son gerekçe ise İsrail’in korunması hakkındadır. İran başlı başına bölgesel tehdit olarak işaret edilmekte ve bunun da ötesinde İsrail’e doğrudan tehdit gösterilmektedir. Suriye’de bırakılan ABD kuvvetleri bu yöndeki bir savunmaya katkı sağlayacaktır. Suriye ve Lübnan’da İslam Devrim Muhafızları Birliği’nin varlığı İran’ın istihbarat kapasitesini arttırmakta, silah üretimine ve kullanılmasına destek sağlamaktadır. Dolayısıyla 400 ABD askeri en azından caydırıcı görevi üslenecektir.

Değerlendirme: Birinci gerekçe her neyse de ikincisi Türkiye ile ilgilidir. Üç ve dördüncü büyük ölçüde Rusya ve İran ile ilgilidir. Türkiye’yi sadece Astana süreci bakımından ilgilendirmektedir. Gördüncü gerekçede ifade edilen İsrail faktörü aslında tüm bölgesel denklemler için de dikkate değerdir. Asıl olana dönelim, ikinci gerekçe Türkiye’yenin güvenliğine karşı bir hamlenin savunulması anlamındadır. ABD’nin bölgedeki projesine son vermek yerine devam ettirmek yönünde bir tavır alması samimiyetsizliktir. Öte yandan bu gerekçe Suriye’de beklenen barışın ötelenmesi anlamındadır. Bu herkesi ilgilendiriyor ama sınır komşusu Suriye’de istikrarın oluşması ile sığınmacıların evlerine dönmeleri Türkiye’yi doğrudan ilgilendirmektedir. Bu iki temel beklenti en kısa zamanda halledilmesi gereken başlıklardır.

Exit mobile version