Site icon Politik Merkez

Amerika COVID-19’a Seferberlik İstiyor

amerika-covid-19a-seferberlik-istiyor

Amerika COVID-19'a Seferberlik İstiyor

Okuyucu

New York Belediye Başkanı Bill de Blasio Twitter hesabından COVID-19 için Amerika’nın seferberlik ilan etmesini ve bu konuda Başkan Donald Trump’tan acil emir vermesini talep etti. Blasio şöyle dedi: “COVID-19 savaş zamanı bir senaryodur. Başkan Trump’ın bu şekilde davranması gerekiyor.
Federal Hükümetimiz, Amerikalıların ihtiyaç duyduğu tıbbi malzemelerin üretimini derhal kamulaştırmalıdır.”

Blasio’nun ifadeleri Amerika’da değişik çevrelerce yankı buldu. Geniş bir şekilde USA Today‘de çıkan bir yazıda şu ifadeler var: “Ocak ayının sonlarından bu yana, bizim gibi şehirler koronavirüsün acı dolu gerçeklerine hazırlanıyor: Haftalarca değil aylarca savaşacağız. İnsanları kaybedeceğiz. Ve her iki gerçeği de birleştiren tıbbi malzeme sıkıntısıyla karşı karşıya kalabiliriz. Savaş zamanı senaryosundayız. Ancak Trump yönetimi bu krize Mar-a-Lago tavrı ile yaklaşıyor. İki hafta önce Cumhurbaşkanı, yönetimin virüse ‘aldatmaca’ şeklinde verdiği tepkiyle ilgili endişelerini dile getirdi. Gıda ve İlaç İdaresi bizi kitle testi konusunda diğer ülkelerin arkasından kilometrelerce geride bıraktı. Bizimki gibi şehirlerin de uzun vadede planladığı gibi, Trump yönetimi hala bize ihtiyacımız olan tıbbi malzemeleri almayı planlamamıştır. Federal Hükümet’in yardımını istiyoruz… Radikal bir adımın zamanı geldi. Tıpkı Federal Hükümet’in I. Dünya Savaşı, II. Dünya Savaşı ve diğer olağanüstü anlarda yaptığı gibi, Trump yönetimi de Amerikan halkının ihtiyaç duyduğu tıbbi malzemelerin üretimini ve dağıtımını kamulaştırmalıdır. Muhtemelen daha fazla vantilatör, maske ve el dezenfektanı üretebilen ve dağıtabilen her şirket ve endüstri bunu 24 saat yapmalıdır.”

Ayrıca Amerika’da başka konular da konuşuluyor. The Washington Post bugün (21 Mart) bir manşet attı: “Ocak ve Şubat aylarındaki ABD istihbarat raporları, olası bir salgın hakkında uyardı” şeklinde. İlgili yazı devam ediyor. ABD istihbarat teşkilatı koronavirüsün küresel tehlike olduğu hakkında Ocak ve Şubat aylarında talihsiz ve gizli uyarılar yayınlarken, Başkan Trump ve kabinesinin tehdidi görmedikleri ve patojenin yayılmasını yavaşlatabilecek önlemlerle ilgilenmedikleri ifade edildi. Haliyle istihbarat çalışanlarının asli konusu olmadığından, istihbarat raporları, virüsün ABD kıyılarına ne zaman gelebileceğine dair bir tahminde bulunmamakta ve kamu sağlığı görevlilerinin atması gereken adımları önermemektedir. Ancak istihbarat uzmanları, virüsün Çin’de ve daha sonra diğer ülkelerde yayılmasını izlemişler ve Çinli yetkililerin salgının şiddetini en aza indirdiğini ortaya koymuşlardır. Bakıldığında dünyayı çevreleyen bir salgının özelliklerini gösteren bir virüsün erken bir resmi tarif edilmiş oluyor. Gazetedeki yazıda, “Ancak bu sürekli raporlama akışına rağmen Trump, virüsün Amerikalılara yönelik tehdidini ortadan kaldırmaya dair adımları atmadı,” deniyor.

Aslında istihbarat raporlarına kadar başka konuların da hatırlanması gerekir. Alvin Toffler 2006 yılında Zenginlik Devrimi isimli kitabında “Mad Max Senaryoları” diye bir başlık atıyor ve aslında bugünkü pandemi etkisiyle özellikle Amerika’da yaşanan davranışları betimliyor. 2011 yılında Prof. Dr. Michio Kaku, Geleceğin Fiziği isimli kitabında dünyayı Biyolojik Savaş için uyarmıştı. Nisan 2015 yılında Bill Gates bir TED konuşmasında bir salgına hazır olunmadığını anlattı. Bu da ilginç, 4 Mayıs 2017 tarihli Time Magazine‘de “Dikkat: Bir Sonraki Pandemiye Hazır Değiliz (Warning: We Are Not Ready For The Next Pandenic)” başlığı var.

Bu kez bakıldığında Çin 2002-03 yılı SARS deneyimindeki hatayı yapmadı, açık davrandı. Kasım 2019’da Wuhan’da görmeye başladığı virüse Aralık 2019’da COVID-19 adını koydu. Ancak dünya, özellikle Avrupa ve Amerika bu konuda gelen tehlikeyi hafife aldı. İstihbarat raporları bu manada değerli olmalıydı. Çünkü bir salgın olacağını değerlendiriyordu. Belki gerekenler zamanında yapılabilseydi, 21 Mart’ta New York Belediye Başkanı seferberlik talebinde bulunmadan konu kontrol altında tutulabilecekti.

Bu tür kritikler başka ülkeler için de yapılabilir, elbette. Alınan tedbirlerin yeterlilikleri de gözden geçirilebilir. Ancak şu an bir pandemi konusu var, uzmanlar ve politikacılar ilginç sözler söylüyorlar: Siber saldırılarla toplumların korku ve heyecanını da artırıyorlar.

Pandemiyi ekonomik krize çevirmek ve buradan başka çıkarlar elde etmek için kolları sıvamış olanlar çıkabilir. Ama bunların oyununa gelmemek gerektiği konusu da pandemiyle mücadele kadar önemlidir.

Trump’ın dış politikasının en başlıca konulardan biri olan Çin’e başlattığı Ticaret Savaşı devam ederken böyle bir pandeminin gerçekleşmesi spekülasyonları ve tepkileri artırır nitelik kazanmıştır. Trump’ın, “Bu Çin Virüsüdür,” vurgusu ve alınan “Irkçı mısınız?” tepkileri de bu doğrultuda gelişmektedir.

Unutmayalım bugün bu pandemiyi, ABD ve Çin arasında Siber Savaşın, Ticaret ve Teknoloji Savaşının, Uzay Savaşının, Nükleer silahlar dahil aşırı silahlanmanın sürdüğü bir dönemde konuşuyoruz. Haliyle spekülatif yönleri var. Pasifik ve Atlantik gerilmiş durumdadır. Hatta, “Bu bir yeni tür Soğuk Savaştır,” yorumları yapanlar da var.

ABD’deki güç savaşının iç politikada da sürdüğü aşikar. Cumhuriyetçi Muhafazakarlar ile Küreselci Neo-Liberaller birbirlerine düşmüş haldeler.

O halde politik arena akıl karıştıracak bir çok bahaneyi sıralayabilir. Bunlar bizim sağlığımızdan önemli değil. Sorunu çözmeye odaklanmak gerekiyor ve hükümetlerin yapacakları kadar, bugünlerde bireysel tedbirlerin ve disiplin içinde hareket etmenin önemsenmesi gerektiği bir evredeyiz kanısındayım.

Gürsel Tokmakoğlu

Exit mobile version