Site icon Politik Merkez

Brüksel Sonrası

bruksel-sonrasi

Brüksel Sonrası

Okuyucu

NATO için bazı endişeler hep oldu ama dünkü zirvede de görüldü ki düzen değişmedi. Sorgulanmasına rağmen NATO sürekli genişledi ve güçlendi. Yine böyle oldu, dün hizmete giren Brüksel’deki yeni hizmet binası töreninde liderler bir kez daha NATO çatısı altında toplandı. Sorunları deşmeden gövde gösterisi yaptılar. Anlaşılan taşlar yerli yerinde duruyordu. Peki, Brüksel görüşmelerinden çıkarılan sonuçlar neler?

Atlantik ülkeleri daha düne kadar NATO ne işe yarıyor diyordu. Trump kampanyası esnasında üyelerin harcamalara katkı sağlamasını söylüyordu. Stratejistler tarafından Pasifik eksenine kayan silahlanma ve tehdit merkezine NATO bağlamında ne yapılabilir şeklinde sorular dile getiriliyordu. Hatta Türkiye Suriye ve IŞİD konusunda saldırıya uğradığı halde NATO devreye girmemişti. İsterseniz yardımcı oluruz gibisinden bir yaklaşımı olmuştu.

Brüksel’deki hava somut bir kararlılıkla önce kendi içine, sonra onları izleyenlere bir mesaj oldu. Hafta sonu İngiltere’de meydana gelen IŞİD terör eylemi tehdidi bir kez daha netleştirmişti. NATO bu küresel terör örgütü ile kararlılıkla mücadele edeceğini açıkladı.

Bu ziyaretle birlikte Trump NATO konusunu biraz daha yakından incelemiş oldu. Belki ilk ciddi testini Rakka ve Musul bölgelerinde başlatılacak IŞİD’e karşı harekatta görecek. Buralar için kullanılacak ağır silahlardan bir bölümünü PYD’ye geçen haftalarda gönderdiğine şahit olmuştuk, demek ki hazırlıklar sürüyor. Dolayısıyla Trump koalisyonu sahada test etmiş olacak.

Türkiye’nin haklılıkla savunduğu PYD/PKK hassasiyetiyle birlikte bu sahada nasıl bir tavır alınacağı konusu halen net bir biçimde cevaplanmış değil. Çalışmalar sürüyor deniyor. Hem Washington ziyaretiyle hem de Brüksel görüşmeleri ile anlaşılıyor ki Türkiye bu harekata katılma kararı verildi bile.

NATO görüşmeleri yanı sıra, Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaret programı içinde AB yetkilileri, yeni seçilmiş Fransa’nın genç Başkanı Macron ve Almanya’nın tecrübeli Şansölyesi Merkel ile görüşmeler yaptı. Mesaj netti: AB Türkiye’yi daha fazla oyalamasın, kararını versin.

Elbette bu toplantı Türkiye’nin AB’ye girmesi konusunu enine boyuna görüşüp çözme zamanını vermeyecekti. Ama bir temas fırsatı olmuştu. Zaman içinde irili ufaklı birçok sorun meydana gelmişti. Bu noktada asıl meselenin AB’nin Türkiye’ye bakışının netleşmesi olduğu gerçeği vurgulanmış oldu.

Bu bağlamda düşünülürse Cumhurbaşkanı Erdoğan da dost ve müttefiklerini yeniden gözden geçirme imkânı buldu. Bir kez daha taleplerini yineledi. Buna karşılık kendisine yöneltilen eleştirileri de dinledi. Ama asıl olarak Anayasa referandumundan sonra kendisinin muhatap kabul edilmesinin devam ettiği açıkça teyit edilmiş oldu.

Ne beklenebilir? Öncelikle söylemlerin değil olması gerekenlerin esas alınacağı bir sürece girilecektir. Trump NATO konusunda daha ılımlı düşünecektir. Türkiye Rakka harekâtına PYD ile farklı mevzilerde, sektörlerde olsa da saf tutacaktır. IŞİD’in Avrupa’ya yönelik terör saldırıları devam edebilir. Bu konuda Türkiye de gerekli tedbirleri sıkılaştırmak zorundadır. Bütün bunlar politik ve güvenlik konularını öne çıkaran bir süreci işaret edecektir. Üye ülkelerin iç politikaya yansımaları da bu merkezden devam edecektir. Sürüncemedeki asıl konular ötelenerek, acil olanlar gündemde yer tutacaktır.

Exit mobile version