|
Okuyucu
|
Doğu Akdeniz uzun zamandan bu yana hiç bu kadar ısınmamıştı. Bölgeye asker yığılmaya devam ediliyor. Askeri ve diplomatik trafik arttı. “Batı ile Rusya karşı karşıya” gibi bir durum ortaya çıktı. Gelişmeler mi bu doğal durumu gerektirdi, yoksa başından beri bir plan mı yürütülüyor, bilinemez ama sonuçta Türkiye konumu itibarı ile çok hassas bir noktada.
Doğu Akdeniz’deki durumu ve yakın zamanda olanları kısaca hatırlayalım. Rusya’nın Suriye’de kara, deniz ve hava üsleri var. IŞİD’e karşı operasyonlar başlattı. G20’den önce Rus jetleri IŞİD’i vuruyor gösterdi ve Suriye’deki meşruiyetini Batı’ya onaylatmak istedi. Belli ki kendisine sorulmadan burada oyun oynanamayacağını işaret ediyordu. Hatta Hazar’daki gemilerden orta-uzun menzilli balistik füzeleriyle bazı IŞİD hedeflerine atış yaptı. Rusya, “Ben sadece Suriye’den değil, anakaramdan da bölgeye elimi uzatabilirim,” mesajı verdi. Doğu Akdeniz’deki gemilerini tutuyor. Barış görüşmelerini Cenevre ve Viyana görüşmeleri ile sürdürüyor. Rus DİB Sergey Lavrov yanlış anlaşılmaması adına tekrar bir vurgu yaptı: “Esad gitsin demedim, barış gelsin dedim.” Şarm el Şeyh’te Rus uçağı IŞİD bombası ile düşürüldü. Rus uçakları IŞİD’e taarruzlarını azalttı ve bunun yerine Bayırbucak Türkmen bölgesine saldırmaya başladı. Türkiye buna tepki verdi. Vladimir Putin RT isimli Tv kanalında, asıl sorumluların ABD ve müttefikleri olduğu şeklinde bir açıklama yaptı (“Putin Asıl Düşmanı Tarif Etti” isimli yazıda konuyu vermiştim). Putin şimdi de İran’a gitti. Amacı İran’ı biraz daha oyuna sokmak istiyor olsa gerek.
Son haftada Paris saldırısı ve (bugün) Brüksel’de terör alarmı Batı’nın önemli olayları idi. Bilindiği gibi Paris saldırısı sonrası Fransa IŞİD’e savaş açtı. Bugün (23 Kasım 2015) İngiltere Başbakanı David Cameron ile Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ortak toplantı halinde idi. Cameron Fransa’nın Kıbrıs Rum kesimindeki İngiliz askeri üssünü kullanabilceğini açıkladı. Bu da yetmiyormuş gibi Hollande Fransız uçak gemisini Doğu Akdeniz’e gönderdi. Halen İncirlik dahil bölgedeyi kuşatan askeri varlığını takviye emek maksadıyla ABD de bölgeye gemilerini gönderiyor. 24 Kasım 2015 günü ABD Genelkurmay Başkan Yardımcısı Ankara’da olacak.
Tırmanan gelişmelere bakalım. Başlangıçta IŞİD ve Esad derken ağırlık Rusya’ya döndü gibi görünüyor. Çünkü; “IŞİD istenirse ezilebilir ve Esad istenirse devrilebilir; ama Rus varlığı burada ise olanca güçte bir koalisyonu toplamak gerekir; bu koalisyon güçleri bölgede meşru ve fiili durumla bulunmalı ve caydırıcılık sağlanmalı.” Bu durumda Batı koalisyonu, (ki şimdiden asli aktörler olarak ABD, İngiltere, Fransa, Türkiye, S. Arabistan var gibi görünüyor, Belçika ve dolayısıyla NATO’da devrede,) Rusya’ya, “Bölgede askerin olabilir ama belirleyici sen değilsin, burada biz de varız, biz istersek olur,” mesajını vermek istiyorlar.
Olanları sırası ile okursak gerginliklerin sebepleri, yaşanan olaylar ve belirlenen saflar daha rahat okunabiliyor. Olacaklar ise tehlikeli. Temennimiz sınırdaki askerimizin burnunun dahi kanamaması ve Suriye’deki Türkmenlerin arada kalmamalarıdır.