Site icon Politik Merkez

Suriye’de Tarihi Görev

suriyede-tarihi-gorev

Suriye'de Tarihi Görev

Okuyucu

ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitle Türkiye’yi ekonomik olarak tehdit etmesinden sonra diplomasi çalışmaya devam ediyor. Dün gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkan Trump ile telefonla görüştüler. Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Grup Toplantısında yaptığı açıklamalar var. Burada Erdoğan’ın kullandığı ifade önemli. Trump ile yaptığı telefon görüşmesini anlatan Erdoğan, ”Tarihi öneme sahip bir anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum,” ifadesini kullandı. Bugün Brüksel’de ABD ve Türk Genelkurmay Başkanları teknik bir görüşme yapıyorlar. Gelişmeler bunlar. Bu durumda asıl mesele ne, bunu ortaya koymaya çalışalım.

Asıl mesele Suriye’de oluşturulacak bir güvenli bölge mi?

Açıklamaların geri planına bakılırsa şöyle: Trump ve Erdoğan Kuzey Suriye’de “güvenli bölge” konusundan prensipte anlaşmış bulunuyorlar. 20 mil (32 km) olacağı düşünülen bu güvenli bölge Türkiye tarafından oluşturulacak.

Mesel bu muydu? Elbette başından beri bir güvenli bölgeden bahsedilmişti. İlk söylendiğindeki şartlar ve belirtilen güvenli bölgenin işlevi ile mevcut duruma göre bugünkü güvenli bölge elbette farklı olacaktır. Bügünün şartlarına gelene dek ABD belli grupları hazırladı, kendine müzahir bir kesim meydana getirdi.

Asıl mesele Cenevre’de yeni anayasa yazılması faaliyetinin başlatılması. Bunu için Astana görüşmeleri kapsamında hazırlanmaya çalışılan 3. liste için SDG’nin listeye girmesi ve girecekse ne şekilde olacağı konusudur. İlk 2 liste hazırlanmış idi. Son listeye gireceklerin içinde kimlerin olacağı tartışma konusuydu. Bizim “terörist” olarak işaret ettiklerimize ABD “temsilci”” diyordu.

Acaba Rusya bu konuda ne diyor? Henüz Rusya sesini çıkarmadı ise bunun anlamı şu, “Türkiye ve ABD kendi aralarında anlaşsınlar.”

Bu durumda güvenli bölge ile anlatılan konunun içinde yer alan detaylar önem kazanıyor. Meşruiyet kazanmış bazı SDG organlarının varlığını Türk tarafı kabul edecek mi?

Twitlerin, telefon görüşmelerinin ve uzmanların yüz yüze görüşmelerinin ardından söylenen ne idi? “Tarihi anlaşma!” Acaba bu anlaşma içinde SDG ne olacak? Cenevre görüşmelerinin hızlanması için bilinen sıkıntılar aşıldı mı? Türkiye’deki 3,5 milyon Suriyeli sığınmacı ne olacak? Sözü edilmiyor ama, iki ülke arasında başka sorunlu bilinen dosyalar üzerinde de çalışılacak mı?

Söylenenlere bakılırsa konunun bir boyutu da ABD-Türkiye ekonomik hacminin büyütülmesi. Ekonomik alanda bazı anlaşmalara mı varacağız. Papaz Brunson davasında ABD Türkiye’ye ekonomik yaptırımda bulunmuştu. Dün Trump yine Türkiye’yi ekonomi ile tehdit etti. Yumuşak karnımız ekonomi olsa gerek…

Şimdilik şu kadarını biliyoruz, tarihi bir dönüm noktasındayız.

Türkiye gerçekten çok zor bir dönemeçte, buna tarihi demek hiç de yanlış olmayacaktır. Suriye meselesi bir yerde çözülmeli. Konuya müdahil güçler ABD ve Rusya. İsrail’i, İran’ı, vs. saymıyoruz bile. Bu bir güç mücadelesi işi ve bugünün savaşma yöntemlerine tabiyiz. Belli ölçülerde talepler üzerine muhataplara baskı yapılır, kazanımlar elde edilir. Şu ana kadar sahada gayet iyi baskı kuruldu. Asker Münbiç’in kapısında bir süredir bekliyor. Eğer Türkiye haritalarda işaretli sarı bölgeye gidecekse, bunun şartları dahi güce dayalı. Bu tür bir meselede karar vermek gerçekten çok zor olmalı. Karar vermekle meşgul kişiler tarih önünde olduklarının bilincinde.

Exit mobile version