Site icon Politik Merkez

Soğuk Savaş 2.0

Okuyucu

2021 sütliman değil! 2021’de neler beklenir, uluslararası faaliyetler nasıl ilerleyecek, bir değerlendirme yapalım. Bu şekilde bir hafta sonu yazısı ile muhasebe yapmış olalım, sonra önümüze bakalım.

ABD’de Ocak 2021’de Beyaz Saray’da Başkanlık koltuğuna Joe Biden oturur. Donald Trump işine gücüne döner. Biden öyle güvercin değil, bildiğiniz şahindir. Değerlendirmelerde bunu en öne koyarak hareket etmek gerekir. Biden’ın arkasındaki yapılar ise Çin ile yeni bir Soğuk Savaş algısı içinde hareket etmektedirler. Buna Soğuk Savaş 2.0 denmektedir.

ABD, COVID-19 ekonomisini ilerletir, yaraları kapatır. Sonrası açık, her yönüyle Çin ile ilişkiler, Paris İklim Antlaşması, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler, Rusya, Çin ve İran ile başta yeni nükleer antlaşmalar var. Küresel sistem bakımından Fed politikaları yine gündemde olur.

Ocak-Mart 2021 arasında lider ülkeler COVID-19 aşısını uygularlar ve dünyadan Nisan 2021 itibarıyla pandeminin gündemden düşmesi sağlanır.

Bu süreçte Çin güçlü teknoloji, üretim ve ticari uygulamaları ile ekonomik tablolarda ilerlemelerini piyasalara gösterir. Bir Kuşak Bir Yol İnisiyatifi (İpek Yolu projesi) hükümetlerce somutlaştırılmaya devam eder. Bu İpek Yolu projesi 65 ülkeyi ve 4,5 milyar insanı kapsayan, 25 trilyon dolarlık yatırımı esas alan bir projedir. Pekin’den Londra’ya başlanan 3 hattan oluşur: Arktik bölge (Kuzey Buz Denizi), tarihi karadan İpek Yolu ve Hint-Asya (Güney Çin Denizi’nden Hint Okyanusu’nu kat ederek geçen) hatlar.

Almanya ve İngiltere merkezli Avrupa politikalarının Atlantik’ten Pasifik’e her alanda kendini gösterme çabası ses getirir; ABD, Rusya ve Çin bu durumu dikkate alır.

ABD’nin yeni ittifak örgüsünde yer alan stratejik ortakları; Kanada, İngiltere, Hollanda, İtalya, Norveç, İsrail, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda.

2021 ortalarından itibaren Rusya ve Çin müşterek askeri tatbikatlar yaparlar, bu tarihlerden sonra Asya’da askeri hareketlilik artar.

Yeniden NATO, diyebileceğimiz döneme girilir. NATO Baltık, Uzay ve Siber alanlarda tatbikatlar yapar. ABD bu tatbikatlarda yeni uygulamalarını ve kuvvetlerini gösterir.

Dünyada silahlanma artar, özellikle Güney Çin Denizi bölgesi daha çok adından duyurur.

Afrika kıtasının hâkimi neredeyse Çin oldu. ABD bu durumu dengelemek adına hamleler geliştirir.

Hindistan ve ABD arasında ileri düzeyde ticari anlaşmalar imzalanır ve ikili ilişkiler en üst seviyeye taşınmak istenir. Hindistan bir yandan ABD ile ticari ilişkilerini sürdürürken diğer yandan silahlanmasına ağırlık verir. 

Hindistan için bahar mevsiminden itibaren, Hint-Asya bölgesinde, Çin sınırı, Tibet, Afganistan, Pakistan, Bangladeş ekseninde gerilimler görülür.

Pasifik ekseninde askeri, politik ve ekonomik alanlar başta olmak kaydıyla Çin’e yönelik Tayvan, Hong Kong ve Güney Çin Denizi konuları önemli olmaya devam eder.

Şimdiden belirtileri alınan konuları işaret edelim: ABD, hedefinin Çin olduğu konularda ilişkilerinde askeri-güvenlik alanında gerilimi artırır, caydırıcılık, kararlılık, sert tavırlar kendini gösterir. Fed merkezli para ve mali politikalar, Fintech uygulamaları, Paris İklim Anlaşması gereği yaptırımlar stratejik manada öne çıkarılacak küresel meselelerdir. Almanya ABD’ye düşük karbon salınımı teknolojileri ve uygulamalarında küresel ortaklıklar teklif edecektir ve bu konularda Çin’i zorlayan politikalar belirginleştirilecektir. Buna karşılık Çin neoliberal-küresel yaklaşımlarla ekonomik işbirlikleri konusunu ileri sürmeye devam ediyor. Özellikle ASEAN’ı da içine alan şekilde Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) Anlaşması gerçekleşti, bu tip uygulamalarla ABD’nin stratejik eksenine karşı adımlar atmaya devam etmek isteyecektir. Ancak şurası açıktır, her yönüyle önümüzdeki yıllarda ABD ve Çin rekabeti hat safhada gelişecektir. Bundan böyle ABD’nin tek büyük rakibi Çin’dir. Rusya bu rekabetten yararlanacak hamleleri atmak isteyecek jeostratejik bir ülkedir. ABD, 2035 yılında Çin’in kendisini geçeceğini hesapladığından bu konuda ne gerekiyorsa yapacaktır.

Joe Biden yönetimi ile başlayacak yeni dönemde küresel ve bölgesel meseleler üzerine planlı faaliyetlerin başladığına tanık olacağız. Her şey sütliman değil!

Exit mobile version