Site icon Politik Merkez

Kilis Bize Ne Diyor?

Okuyucu

Türkiye güney sınırından, Kilis’e bitişik bölgeden, Suriye topraklarındaki PYD-YPG kontrolünün olmadığı boşluktan (Afrin-Kobani arsındaki Azez-Cerablus hattı, aşağıdaki haritada görülen gri renkli hattın Azez’e yakın kesimlerinden), kendi kontrolündeki bölgeden IŞİD (DAEŞ, ISIS), Rus yapımı mobil Katyuşa adıyla bilinen roketlerle Türkiye’yi hedef alan türden saldırılarını mütemadiyen sürdürmektedir ve masum Türk vatandaşları ölmektedir. Bunun görünen anlamı çok açıktır: Küresel IŞİD Terör Örgütü düşmanı kabul ettiği Türkiye’yi bölgeye, bataklığa çekmek istiyor. Peki, IŞİD’e bu aklı kim vermiş olabilir? Bunu bilmek mümkün değildir, ancak kestirimlerde bulunabilir.

Amerika tarafından acaba; “Ey Türkiye, o bölgeyi PYD’ye vermeye razı olmadın, bak şimdi başına bela oldular,” denmiş olabilir mi? Suriye’de IŞİD ile savaşını tamamladığını söyleyip zafer görüntüleriyle geri intikalini yapan, hatta ABD ile anlaştık diyen Rusya tarafından acaba; “Sn. Erdoğan, beni düşman belledin, al sana düşman,” denmiş olabilir mi?.. Hatta Türkiye’de münavebeli bir YPG destekli PKK ve bir IŞİD canlı bomba terör eylemi yapabildiklerine ve Türkiye’de istikrarı bozacak şekilde koordineli hareketlerde bulunabildiklerine göre, burada da gizli bir ittifakla hareket eden IŞİD ve Kürt gruplar (PKK ve PYD-YPG), öteden beri Türkiye’nin sınır ötesine doğru Fırtına topları ile vurduğu bazı hedeflerin misillemesini bu şekilde gerçekleştiriyoruz demiş olabilirler mi?

Bu tür değerlendirmelere ekleme yapmak mümkündür. Sonuçta BBC’nin yakın zamanda dünya haberlerine çıkarttığı lider kadrosu Kandil’de yuvalanmış PKK bir yandan terörle Bursa’da, Soma’da görüldüğü üzere, diğer yandan sokaklarda Türkiye’ye karşı hain tutumunu devam ettiriyor, diğer yandan Suriye’de PYD-YPG güç topluyor ama bölgede asıl taşeronluk görevi verilmiş IŞİD söylendiği gibi “yenik düşürülmemiş” ve hiç başka işi yokmuş gibi Türkiye’ye, “haydi buraya gelsene,” diyor.

Şimdi soru şu: Türkiye kara harekatı ile Suriye’ye gidecek mi? Yetkililer bu seçeneğin masada olduğunu açıkça bildiriyorlar. Bekleyip göreceğiz.

Eğer IŞİD terör örgütü üzerine gidilmez ise Kilis halkının ve aslında terör belasından dolayı tüm Türkiye’nin derdine nasıl derman olunacak? Şimdilik Türkiye uluslararası diplomasi ile “Benimle oynamayın arkadaşlar, bak fena olur ha!” türünden bir politika peşinde koşuyor. Yakın geçmişte bölgedeki zorlamalardan dolayı muhataplarına defaten dillendirilen, “Sabrımızı zorlamayın… Bizi test etmeye kalkışmayın… Hata yapmayın… Türkiye olmaksızın bir masa kurmaya kalkışmayın… Suriye’nin toprak bütünlüğüyle oynamayın… Terörü manivela olarak kullanmayın… Siz iki yüzlü politika izliyorsunuz, bundan vaz geçin… Senin teröristin, benim teröristim yapmayın… Türkiye’nin kırmızı çizgileri var…” benzeri çıkışlardan sonra gelinen bu noktada şimdiki diplomasi çabası ile kimler ikna edilebilecek, merak konusudur.

Olanlara bakın ve mantıken bir cevap verin, sizce bilet kesildi mi dersiniz? Asıl muhatabımız içimizde dahi yuvalanmış terör örgütleri mi? Her ne olursa olsun, isterseniz muhalefet yapın, şimdiye kadarki politikalar yanlış oldu demekte ısrar edin, ancak içinde bulunulan şartlara bakıp karşılaşılan bu vahim durumu değerlendirin, görüntü hiç iyi değildir ve bu mobil Katyuşa roketleriyle geliştirilen IŞİD sataşmaları Türkiye’nin tamamen aleyhine bir durumu işaret etmektedir. Başta bu vahameti kabul ederek çözüm aramakta yarar olduğu kanaatindeyim. Bir vatandaş olarak söylüyorum, gerekirse ölelim ama neyi, ne kadar kurtarabileceğimiz konusunda ciddi bir muhasebe yapalım derim. Mecliste çirkin kavgalar olacağına, daha anlamlı konular için adeta Kuvayı Milliye ruhuyla ve sorumluluk idrakiyle, hep beraber yeni bir muhasebe yapalım derim.

Exit mobile version