Site icon Politik Merkez

Kuril Adaları Jeopolitiği

Okuyucu

Jeopolitik gelişmelerin peşi sıra ve yaşandığı günümüzde gözden uzak tutulmaması gereken önemli bir konu başlığı var: Kuril Adaları. Pasifik Okyanusu’nda Japonya ve Rusya arasındaki bu tartışmalı konu bugün Doğu Avrupa’da Ukrayna-Rusya Savaşı oluyorken gündeme getiriliyor ise bunu mutlaka not etmemiz gerekmektedir.

Büyük kriz zamanlarında şirketler eski defterleri açarlar ve tahsilatları nasıl hızlandıracaklarına bakarlar. Politikada ve diplomaside de durum aynıdır. Tarihte, kendi kültüründe, Kuzey Ülkesi Toprakları adını koyduğu Japonya, bugün, Kuril Adaları zaten benim, dedi.

Bu noktada Doğu Avrupa’daki krizi kabaca açıklayalım. Her ne kadar savaş Ukrayna sınırlarındaymış gibi görünse de etrafa sıçrama potansiyeli vardır. Her ne kadar ABD bir Üçüncü Dünya Savaşı istemiyorum dese de bundan söz edilmesini ister pozisyondadır. Üstelik, ABD ve Ortaklarının kendilerince Ekonomik Yaptırım dediği, benim Rusya’ya Küresel Stratejik Tecrit uygulanıyor dediğim, bu noktada ise yaptırımların içeriğinin küresel politik-diplomatik gelişmeleri çağrıştırmasının geçerli olduğu kritik bir zamandayız. ABD ve Ortaklarının G7, AB, NATO, QUAD ve AUKUS şeklinde bloklandığını hatırlayalım. Rusya’ya yaptırımlarda G7 üyesi Japonya ve şirkeleri ve dahası para birimi Yen de var. Bu hangi Japonya? İkinci Dünya Savaşı’nın mağlup ülkesi, Kuril Adalarını Potsdam Konferansı ve San Francisco Anlaşması ile birlikte SSCB’ye vermek zorunda kaldığı bir Japonya.

Potsdam deyince Pasifik’i ilgilendiren önemli bir detay daha var, bunu da aklımızda tutalım. Burada, Tayvan’ın Çin’e bir sömürge olarak verilmesi konuşulmuş idi.

Durum böyle olunca bugün eski defterler masada!

Rusya Federasyonu kurulurken Kuril meselesi yine gündeme geldi. O dönem Rusya Devlet Başkanı Yeltsin bazı hatalar yaptı. Bu önemli konuyu maddi alışveriş şeklinde ele alınmasını düşündü. Ancak Rusya Kamçatka’nın uzantısı bu adaları jeopolitik nedenlerle birlikte değerlendirdi. Adaların pozisyonu gerçekten çok önemli, Okyanus’ta duvar gibi sıralanıyor. Rusya burayı kendi güvenliği, küresel ticaret yollarının seyri ve deniz kaynaklarının kullanılması açısından stratejik çıkar konusu olarak görüyor.

Japonya ise Kuzey Toprakları’nın kendi kıtasının volkanik uzantısı olduğunu jeolojik olarak ortaya koyuyor. Hatta Japonya, ben burayı henüz kimseler yokken 1855’te işgal edip ülkeme dahil ettim, diyor. Japonya da Rusya gibi aynı nedenlerden dolayı burayı almak istiyor. Bir de düşünün, küresel ticaret yolunun Arktik bölgeye yeni bir deniz yolu açıyorken ortaya çıkan Kuril’in değerini! Kuril 1.300 kilometre uzunluğunda sıra şeklinde kayalık ve içinde sayılabilecek 56 adacık var. Japonlar burada özellikle Etorofu, Kunaşiri, Şikotan ve Habomari adalarını dikkate alıyor, zira bunlar büyük adalar.

2000 yılında Putin, Japonya ziyaretindeyken, bu Kuril meselesi öne çıkarılmadan konuşuldu. Medya yine de sorgu sual etti. Putin, burası Rus toprağı, dercesine ifadeler sarf etti. 2018’de Rusya-Japonya görüşmeleri yapıldı. Ancak burada da pek ilerleme sağlanamadı. Peki bugün neden öne çıkarıldı? Zira Doğu Avrupa’da Rusya savaşta! Batı dünyası ile küresel bir ekonomik savaş halinde. Üstelik Ukrayna Savaşı’nın nereye evrileceğini hiçkimse kestiremiyor.

Eğer yeni bir Dünya Savaşı daha çıkacak ise bunun sadece Atlantik’te olmaması, mutlaka Pasifik’te de gelişmesi gerekir. Aksi halde, bu dünya savaşıdır, diyemeyiz. Henüz bir değerlendirme yapmak için çok erken. Ancak izdüşümü Pasifik’e düşen bu itilaflı konuyu dikkate almak, hatta Tayvan ile de birlikte değerlendirmek, hiç de yanlış olmayacaktır.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Exit mobile version