Jeopolitik gelişmelerin peşi sıra ve yaşandığı günümüzde gözden uzak tutulmaması gereken önemli bir konu başlığı var: Kuril Adaları. Pasifik Okyanusu'nda Japonya ve Rusya arasındaki bu tartışmalı konu bugün Doğu Avrupa'da Ukrayna-Rusya Savaşı oluyorken gündeme getiriliyor ise bunu mutlaka not etmemiz gerekmektedir.
DevamıBurada sadece 19. YY ila 20 YY. arası dönemi bir tarihsel örnekleme olması açısından ana hatlarıyla masaya yatırmaktayım. Bu dönemde yaşananları ve tespit edilenler çerçevesinde belirtebileceğim öne çıkan konuları size bir mantık çerçevesinde sundum. Hepsini sonuçları itibariyle değerlendirdim. Ortaya çıkan şu oldu, insanoğlunun durumsal farkındalığına dair daha fazla yatırım yapmak gerekmektedir.
Devamıİkinci Dünya Savaşı'nı kazanan SSCB'nin her yıl Zafer Bayramı olarak kutladığı bu bayram, Soğuk Savaş sonrasında eski Sovyet ülke ve bölgelerinde, bu savaşa katılanlar (örneğin Kazakistan, Kırgızistan...) tarafından kutlanır. Batı bir bakıma Putin'i bir konuşmaya zorlamak için propaganda yaptı ve bu 9 Mayıs'ı bir beklentiye çevirdi. Acaba Putin ne diyecek, beklentisi! Putin, elbette cari önemdeki mesele hakkında konuşmasını yaptı. Herkes kendine göre çıkarımda bulunacaktır. İlk planda benim de tespitlerim oldu.
DevamıAvrupa ve Türkiye, Ukrayna meselesine nasıl baktılar ve şimdi hangi noktadalar? Acaba Avrupa yeni güvenlik ihtiyaçlarını göz önüne alarak üyelik perspektifinden Türkiye'yi tekrar gündemine alacak mı?
DevamıBu yazı “İnsanlar ve İnsancılar” isimli kitabımın içindeki “Tarihin Muhasebesi”[i] bölümündendir. Yazıda başlığı bir klişe ile atmamın da anlamı boşa değildir. Bir öngörü, değerlendirme veya tez olarak ifade bulan tarihe bakışımı sizinle paylaşmak istedim. Tartışmayı zihinlerimizde birlikte yapalım istedim. Kitabımdaki “insan” yazılarımda “saf insan” olarak tanımladığım, üstün iradeli, halife, muttaki olandır; “insancı” ise insan iktidarını ön plana çıkarmaya çalışan “çıkarcı insandır”. Bu hatırlatma attığım başlığın nedenini işaret etmektedir. Çünkü insancıların baskısıyla tarih yazılıyorsa bundan elde edilebilecek beklentiler de rutindir, belki de “dayanılmaz hafifliğin” gerekçesidir. Güncel tartışmalar sizce ne kadar gerçekçi? Eğer süreçteki ana şablonları bilirsek gündeme getirilen tartışmaların “olması gerekenler”
Devamı