Devrim

25 Eylül 2023
Okuyucu

Bize devrimin ne tarafı kaldı? Diyeceksiniz ki hangi devrimin? Açıklayacağım. En başta şöyle sloganik işaret edeyim: Devrimden değil, sapkınlardan ve geç kalmışlıktan kork!

KÜLTÜR TARİHİ

Batı’da kültür tarihçileri yaygındır. Bunların topluma katkısı sanırım askeri tarihçilerden daha fazladır. Her nedense bizde bu konuda bir eksiklik var gibi… Kültür tarihçilerinin en fazla ele aldıkları ne olabilir? Temel kültürel ilerlemeler ve gerilemeler. Bizim siyasi tarihçiler savaşları ve barışları anlatırlar ya, onun gibi.

Askeri mektepte İnkılap Tarihi hocamız, devrim demeyin, inkılap deyin derdi. Onun görüşü buydu. Bana göre kelimeyi doğru yerde ve amaçla kullanıyorsanız, mesele yok. 

Sonra, Türkiye’de demokrasiye askeri darbe hareketleri gelişti, bunlara da inkılap diyenler de oldu askeri müdahale de. Kenan Evren bunlardan biriydi.

Ben de düşünüyorum ki kelimeye yazık ediyoruz, millet bu konuda sağlı sollu kılınıyor, sosyal ve siyasal meselenin kıskacı içinde kalınıyor… Halbuki güçlü kültür tarihçilerimiz olsa da millete güzelce anlatsa ya!

DÖNEN

Revolutio sözcüğü “dönen” demektir. Yani korkulacak bir şey olmasa gerekir. Gezegenler de dönerler! Ama bizde “siyasal isyanlar” daha çok devrim konusu edilirler. Siyasal isyanlar ise statükocuların düşmanı kabul edilir. Statükocuları memnun edeceğiz diye devrim sözcüğünü kullanamadık bu ülkede! Neden? 

Siyaset şurada dursun, örneğin bana göre sanayi devrimleri tam bir devrimdir ve yazılarımda bunu sayısız işaret ettim. Çünkü her şeyi köklü biçimde değiştirir, geri dönülmez biçimde ilerlersiniz.  örnek şöyle, tekerlek icat oldu, dönmeye başladı… Tekerler sürekli dönüyor, insanlık nerelere ilerledi? İnsanlık ilerledi; elbette politika ve politikayla ilgili konular da değişti. 

BİLİM VE ENTELEKTÜEL YÖNÜYLE DEVRİM

Tam olarak Thomas Kuhn gibi düşünüyorum (Bilim Devriminin Yapısı eserinde ifade etmektedir), disiplinlerin devrimi esas alınmalıdır, entelektüellerin devrim anlayışıyla ilerleme sağlanmalıdır, geri fikirleri savunanlarla ileriye gidilemez! Uzayda, kimyada veya biyolojide nasıl ilerledi bu insanlık? Devrim yoluyla. Sanat, edebiyat, düşüncede gelişme bilimi destekler, ilerleme yolu bu şeklide gelişir.

Fransız Devrimi (1789) bir entelektüel devrimiydi; içinde askeri, siyasi, sosyal, bilimsel, birçok öge vardı. Neticede bu hareket, Aydınlanma, Rönesans, Reform, keşifler, gibi pek çok ilerlemenin üstüne gelişen entelektüel birikimin yaşam anlayışını değiştirmek istemesiydi. Fransız Devrimi çok anlayışı değiştirdi. 2023 yılındayız ve halen dünyada bu devrimin ilkeleri üzerine bir ulus devlet sistemi ve uluslararası sistem hüküm sürüyor. Daha da ilerleme olacaksa, yine bunun üzerinden gelişecek. Döngü zaten durmaz, durdurulamaz, tıpkı dünyanın hem ekseninde hem de güneşin çevresinde dönüğü gibi.

İSYANCILAR

Neye direniyoruz? Gerçek devrim hareketine karşı direnmek beyhude çaba. Ancak isyancıların siyasi hareketlerine direnmek vazife. Bu sıradan isyancı, çete veya terör konuları farklı, bunlar maşa gibi kullanılmaktadırlar. Devrimle uzaktan ilgisi var, her ne kadar anlatımlarına birtakım siyasal baharatlar eklemek isteseler de.

Böyle sağlam bir makalede, PKK terör örgütünden bahsetmeyeceğim, onlar sapkınlar ve kullanılanlar (sapkın teröristler, vekiller…) sınıfından.

KARŞI DEVRİM

Karşı devrim ne demek? Devrimle gelen yeni siyasal düzeni tersine çevirmek, yani tekrar geriye döndürmek. Siyaset türlü anlatımları içerir, bu insanın tabiatıyla ilgili bir sonuçtur. Ama devrim sözcüğü farklıdır. Bahsettiğim de bu; devrimi dönüşü olmayan ilerleme, karşı devrimsiz süreç olarak algılarsak kavramın tam hakkını vermiş oluruz. Faşizmin ülkeyi ele geçirmesini düşünü, bu düzene karşı devrim başlattık deyin. Bu siyasal gel-git konusu. Elbette faşistler karşı reaksiyon olur. Ama devrim meselesi biraz daha faklıdır, çok kapsamlı değişiklik manasına gelmelidir. 

BÜYÜK DEVRİMLERDEN

Siyasal devrim açısından şu terimi kullanacağım, patlama! Örneğin Fransız Devrimi biriken bir gücün patlaması, ortaya çıkması ve bir daha geriye dönmemesi manasındadır. İngiltere Devrimi böyledir, geri dönüş yok. Zaten Birleşik Krallık’ta devrim olmasaydı, peşi sıra gelişen endüstri devrimleri olmazdı, sonra okyanusun ötesinde bugünkü Amerika Birleşik Devletleri kurulmazdı, başka şeyler olurdu.

Meselenin özünde insan varsa ki konumuz bu, ekonomiyle devrimlerin ilgisi büyüktür. Her ne kadar siyasal devrim dense de aslında oluş biçimini inceleyin, bu şekilde açıklanan devrimlerin temelinde hem ekonomik sorunlar vardır hem de tarafların saf tutma biçimlerinde kim daha gelişmiş kesim kim gelişmemiş, hemen bulursunuz. İlerlemek isteyenler, entelektüel birikimi olanlar, kültürel açıdan gelişimi gerekli görenler bir taraftadır; bunun karşısına geçenler, geride durmak ve statükodan yana olmak isteyenlerdir. Hatta ilerlemeyi durdurmak isteyenlerin kullandıkları kesimler vardır, maşa veya aparat dediklerimiz, bunları etkileyenler kendi saflarını kuvvetli göstermeye çalışırlar. Kültürel açıdan sorunları yaygın ve derin olan kesimlerin kullanılmaları daha kolaydır. Provokasyona ve ajitasyona açıklardır. Küçük çıkarlar için mobilize edilebilirler veya kökten kandırılabilirler. Bu açıklamalardan şunu çıkarmamız gerekir, entelektüel devrim içinde saf tutan gelir-geçer kitleler kullanılabilirler, bu da bir gerçektir. Kullanılanlar devrimin esas anlamına değil, tali yönüne etki ederler.

Marx ve Engels proleter devrimin sanayi yoğun kent nüfusun olacağı yerlere özgü, sendikal faaliyetler ve buna dönük fikirlerin geliştiği yerlerde gerçekleşmesini hesap etmiş olabilir. Ama olmadı! Rusya’da köylü devrimi oldu ve milyonlarca insan devrim baskısı altında zarar gördü. İlerleme bu muydu? Bir benzeri Çin’de oldu. O da devrim miydi? Demek ki böyle sanayisi yerleşmemiş coğrafyalarda siyasal etkiler ve baskıcı hareketle daha rahat ateşlenebiliyor ve buna da devrim demek isteyenler çıkabiliyor. Tarihsel açıdan bunlar devrim gösterilse de ileriye doğru geliştirici ve dönüştürücü hareket değildir. Zaten peşi sıra dünyada isyancıların, terör odaklarının mevcut rejimlerine başkaldırısı gibi bir süreç yaşandı, özellikle Orta ve Güney Amerika’da örnekleri var. Che Guevara, Fidel Castro popüler devrimci oldu. 

Soğuk Savaş zamanında, o taraf, bu taraf, meseleleri derin konulardır, kolay konuşulmaz. Zaten bu soğuk da olsa bir savaştır. Siyaset mi, var işte!..

Bu açılardan bakarak oldukça geniş düşünmek gerekir, stratejik ve büyük güçlerin güç mücadeleleri açılarından değerlendirmeler yapmak, hatta sosyolojik ve ekonomik konulara iyi bakmak gerekir. Devrim dediğiniz bir kesimi değil, insanları kucaklar. Silah zoruyla, daha çocuk kaçırıp eline silah vermekle devrim yapılmaz. Uyuşturucu trafiğinin getirisiyle zengin olmak ve hükümetlere kafa tutmak devrimcilik değildir. 

GÜNÜMÜZÜN DEVRİMCİSİ

Devrimcilik diyoruz, örneğin bugün Elon Musk bütün dünyayı içine alan değişimlere öncülük ediyor ve yaptıklarını inceleyin, birçok bilimsel ve teknolojik, ekonomik, sosyolojik, kültürel gelişimin merkezinde yer alıyor, çok hızlı hareket ediyor, gelişmeler zorla dayatılmıyor, kendi cazibesiyle kabul görüyor… Sanırım Kuhn da ben de siz de devrimi bu boyutlarda anlıyoruz! Dördüncü Sanayi Devrimi’ni yazıyorum anlatıyorum, 2017’den bugüne. Neden? devrim oluyor, geri kalmayalım diye…

DEVRİMİN MERKEZİ ve ÇEVRESİ

Immanuel Wallerstien (Dünya Sistemleri eserinde) kapitalizmin ve modernizmin gelişimiyle dönüşen dünyayı açıklıyor. Sonuçta, devrim bu, demek istiyor. Max Weber de böyle bakıyor, kapitalizm konusunun gelişimine. Çünkü tüm dünya etkileniyor hem de kılcal damarlarına kadar, etkisi giderek genişliyor.  Siz karşı olabilirsiniz ama devrim böyle bir şey, istemeseniz de içinde kalıyorsunuz. Ya merkezindesinizdir ya çevresinde, ama mutlaka etki alanındasınızdır. Uluslararası ilişkilerde ve jeopolitikte bu merkez ve çevre kavramları kullanılmaktadır. Ülkeleri ve toplulukları buna göre konumlandırmanız mümkündür. Sonuçta masaya oturan liderler, ben devrimciyim, sen karşı devrimci, demezler; ama bütün entelektüel etkileşimlerin somut yansımaları, çıkarlar mertebesinde rekabete değer tartışma konusu halinde ele alınır. Anlayacağınız büyük bir devrim skalası içinde stratejik ölçülerde başka başka paylaşımlar söz konusudur.

DEVRİM

O halde ortaya şu çıkıyor, devrim doğal ilerleme yönüyle anlaşılan ve önü alınamayan süreçken, siyasal devrim siyasetin doğasına göre gel-git hareketleri olan bir konudur, ayrı tutulmalıdır. 

Devrimde yer, zaman ve insan ögesi var. Tarihçiler buna kronoloji, mekân ve toplum şeklinde bakabilirler. Stratejistler zaman, mekân ve şartlar yönüyle inceleme yaparlar. Aşağı yukarı ögeler aynı, ama insan en başat unsur, o yoksa değişimin anlamı ortadan kalkıyor. Sonuçta bir anlam aramalıyız! Dönüşüm ne kadar anlamlı, ne kadar geniş coğrafyada etkili, hangi zamandan hangi zamana kadar etkili? Devrimle böyledir… Entelektüel açıklamasıyla devrim, bir sosyolojik, politik, ekonomik, kavramsal, kültürel, bilim ve teknoloji, coğrafi, askeri yönleri içeren, yaşamı kucaklayan bir değişimin ifadesidir.

Şimdi düşünün, dünya bu ve bu dünyadaki kültürel topoğrafya üzerinde kimler sanayi devrimi yapabilir kimler yapamaz? Bu tarz bir devrimsel bakış yapamayıp, devrimi yapanların kullandığı kesimlerden mi olmak istersiniz? Bunun bir manası da şöyle; devrime öncülük edenler, merkezdekiler, aynı zamanda pastadan daha fazla pay almayı hak edenler olurlar, ama çevrelerdekiler tüketici toplumu durumdadır. Aslında merkezdekilerin nüfuz hesapları, çevredekiler kalabalık nüfusu sayılarak yapılır, bir, iki, üç, milyon, milyar, diye…

Şimdi diyeceksiniz ki, işte size reaksiyonist veya karşı devrimci olmak için bir gerekçe! Ama maalesef böyle bir sonuç da çıkmaktadır, çünkü kendi iktidarlarını korumak isteyenler bu çevredekilerin beşerî gücünü mobilize edebilmektedir, buna da istismar denmektedir.

SANAT

Değişimi en iyi yansıtan sanattır. Estetik, moda, stil, denge, mantık, mimari, renkler, sesler, ifadeler… Kültür tarihçileri içinde sanat tarihçileri yer alır, bunlar devrimin yansımasını açıklarlar. Bu bir kültür devrimi değil de nedir?

Şöyle bir örnek vereyim, çokçası İkinci Sanayi Devrimi zamanından bu yana gelişen araçlara bakın, şimdi Dördüncü Sanayi Devrimin içindeyiz araçların nereye geliştiğine bakın. Elektrikli araçlar ve yapay zekanın kullanımı ile taraşımlar nasıl değişti? Bazı sanat ve tasarım üzerine gelişmiş merkezler bu konuda belirleyici oluyorlar, diğerleri çevredekiler, kopyalıyorlar.

Klasik, barok, modern ve postmodern, bu sanat akışı içinde derinleşmiş olan coğrafyalar bugünü ve geleceği daha iyi yorumluyorlar, yetişmiş sanatçılarıyla günümüze ve bir adım sorasında yarınımıza yön veriyorlar.

Ama devrim aslında Dijital Çağ, Sanayi Devrimi, Kapitalist Devrim gibi ifadelerle önümüze geliyor, bunun sanat boyutundaki izdüşümü ile kıyaslamalar yapabiliyoruz. Tabii bu da entelektüel devrimin bir işi oluyor. Ama sadece ekonomi, kültür, bilim, teknoloji yok, hepsi birden var bu sanatın içerisinde. 

TÜRKİYE

Konumuz devrim ve ben size bu konu içerisindeki hemen hemen her konuya değinerek bir tarif yaptım; neresi doğru neresi yanlış, neresi merkezde neresi çevrede, şeklinde. Peki Türkiye deyince devrim konusunu nasıl açıklıyorsunuz? İfade ettiğim kapsamda, bu bir bütüncül konu, birikim meselesi, entelektüel ve kültürel yönleri var, bilim ve teknoloji ile ekonomi işin başlında duruyor…

Dünyada Türk esintisi yaratmak ister misiniz? Önce algıyı düzeltelim, devrimi doğru anlayalım. Bırakalım şu ideolojik, günlük siyasetle bandırılmış, gelir-geçer cinsten meseleleri…

Son söz: Devrimden değil, geç kalmaktan kork ve zamanın ruhunu yakala.

Kültür 'ın son yazıları

385 views

Eleştiriler

Sizlere günümüzün iyi algılanması gerektiği bağlamında, özellikle bizi ilgilendiren yönleriyle, sosyal bilimler ve dış politikaya dair bazı eleştirilerimi aktaracağım. Dünya hızla değişiyor, güç dengeleri bildiğimiz biçimden oldukça farklılaştı, eğer bunlara ait kavramlara ve anlayışlara vakıf olamıyorsak, konuşuruz ama aslında başka bir şey anlatırız.
581 views

Generalist

Ülkeler ve dünyamız için iyi bilinmesi gereken bir konuyu işleyeceğim, generalist olmak. Buna karşılık gelen bir sözcük aradım bulamadım, yine de ben genele yetkin diyeceğim. Genele yetkin kimseler kimler, örnekleri neler? Uluslararası İlişkiler, Ekonomi ve Askerlik sahalarında örnekler vereceğim, neden gerekli, bunu açıklayacağım.
532 views

ENTELEKTÜEL SORUNSALI

Temelde insanın doğası, zamanın getirdikleri ve sürekli gelişen küresel zorluklar var. Bunun üzerine her alanda tereddüt uyandıran değişik adımlar ve gerçek bir hedef. Sözü edilen şu, kalkınmak! Eğer artık kalkınmışlar sınıfında olmak istiyorsanız!.. Gerçekten istiyor musunuz? İşe bu emelin ne denli büyük bir mücadeleyi gerektirdiğinin farkında olmakla başlanmalı. İşte tam da bu noktada, düşünsel içerikli bir açıklamam olacak. 
2.1K views

Sıradan ve Mükemmel

Bu makalede sizlere insan zihni içerisindeki tarif veya algı ile gerçeğe ilişkin olanın farkını açıklayacağım. Ele alacağım temalar sıradancılık, mükemmelcilik ve gerçeklik ötesi hakkındadır. Başta soralım, karşılaştığınız şey gerçek mi, yoksa gerçek ötesi mi?
974 views

Anakronizm ve Propaganda

Anakronizm ile politik propaganda arasında ciddi bir ilişki vardır. Kitle psikolojisiyle ilgilenenlerin çalışma alanında bu tür konular yer alır. Askeri alanda ise Psikolojik Harp buna göre inşa edilir.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme