Yapay ve Doğal

17 Nisan 2024
Okuyucu

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu’daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye’nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.

Kavramlar: Arap Baharı, İstikrarsızlık, Tehdit, Savaş, Akıllı Güç, Vekalet Savaşı, Asimetrik Savaş, Nükleer Savaş, Propaganda Savaşı, Bilişimsel Propaganda, Dezenformasyon, Algı Yönetimi.

ARAP BAHARI

Arap Baharı 2010’da başladı, talep “demokrasi ve özgürlük” idi. Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün, Yemen, Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan, Fas… Haklı nedenlerle Arap Baharı’nın okumasının bir “ABD planı” üzerinden yapılmasına şahit olundu. Bu plana ABD yanında İsrail’i de ekleyenler çıktı. Fazlası var…

Kural-1: İyi plancı bütün her şeyi kendisi yapmaz, fiiliyatta onun işine gönüllü katılacak “askerler!” (yani mankurtlar) hep vardır, plancı bunları hesabına katar.

Suudi Arabistan gibi bazı ülkeler halkın söylemek istediklerine göre önlem aldı. Mısır gibi ülkeler darbe yapmaya yöneldi. Yemen, Suriye, Libya gibi bazıları da halen “bitik” durumda. Suudi’ler ne yaptı da süreci pozitif denebilcek bir hale getirdi? Suriye, Lübnan, Irak, Yemen neyi yapamadı da negatif sonuçlar devam ediyor? Durum ortada!

İSTİKRARSIZLIK

Peki ortam istikrarsız olunca ortaya neler çıktı? Vekaletçiler, çıkarcılar, teröristler, işbirlikçi hainler!.. Halen İran ve İsrail karşı karşıyalar, bu iki ülkenin “güç mücadelesi” ve “nüfuz alanları” hemen herkesi etkiliyor. Enerji, ekonomi, teknoloji, göç, kuraklık, jeopolitik… Aynı zamanda ABD, İngiltere, Fransa, Rusya da aynı alanda. Alan neresi? Irak, Suriye, Lübnan, Yemen.

Vekalet Savaşı! ABD tarafından 3 Ocak 2020’de öldürülen Devrim Muhafızları (IRGC) komutanı Kasım Süleymani, İran’ın bölgedeki “vekil” (proxy) güçlerini örgütleyip ve destekleyip düşmanları olan ABD ve İsrail’e karşı mücadeleye girdi. Ancak aynı zamanda İran bölgede istikrarsızlığın derinleşmesine ve İsrail’in faaliyetlerinin gelişmesine de sebep verdi. Bu karşılıklı mücadelenin en büyük zarar görenleri bu saydığımız ülkelerin halkları oldu. İran’ı, IRGC’yi ve Süleymani’yi sebep ve sonuçlarıyla birlikte tam okumak gerekir. Hatta bugün İsrail-İran arasındaki yüksek tansiyon yaratan bu krizde Lübnan ve Suriye içindeki gelişmeler ile 1 Nisan 2024 Şam saldırısında öldürülen Seyid Razi Musavi’yi bu çapta değerlendirmek gerekir.

TEHDİT

Kural-2: Gerçekte bir tehdit eden olmaksızın yapay bir tehdit ortamı oluşturmak aslında bir “algı yaratma” çalışmasıdır. Tehdit edeni yaratmak da mümkündür. Örneğin hedefi (ülke, toplum, vs) provoke ve ajite edersiniz.

Tehdit algısı meselesine kimler alet oluyorlar? Herkes, her ülke ve her kurum bunu kendisine sormalıdır. Yapay tehdidi pişirenlerin çorbasına tuz-biber ekleyenleri düşünün! Kontrol edilen bu atmosferin içinde bir “unsur” olanları ve “kolay” kullanılanları düşünün…

PROPAGANDA SAVAŞININ ASİMETRİSİ

Yaşandığı üzere, İran ile İsrail birbirlerini karşılıklı tehdit ediyorlar. Bu büyük bir propaganda savaşıdır. Propaganda, silahsız ve silahlı şekillerde yapılır. Örneğin terör örgütleri her iki yöntemi de kullanır ve silahlı olarak asimetrik saldırılar gerçekleştirir.

Günümüzde şu da ortaya çıktı, fiili (silahlı) propagandayı teknolojik-siber gereçlerle yapılan dezenformasyon (silahsız) ile desteklemek mümkün. Güçlü devlet ile güçsüzler arasındaki asimetriyi düşünün! Asimetrik savaş nasıl sonuç verir? O halde siber ve “bilişimsel propaganda” da bir tür fiil ürettiğinden, bunlar da çağımızın yeni “mermileri” şeklinde tarif edilebilir, mevcut asimetriden yararlanırlar.

AKILLI GÜÇ

Gelişmiş ülkelerin “meşruiyet” içinde hareket ettiğini varsayarız, uluslararası hukukun bunun için çaba sarf ettiğini de buna ekleriz. Gelişmiş ülke daha da gelişmek ve pozisyonunu korumak için daha fazla fiil üretir ve propaganda yapar. Kendince dinamik olmak zorundadır. Buna “sert güç” (hard power) ve “yumuşak güç” (soft power) de denebilir. Hatta ikisi birlikteyse “akıllı güç” (smart power) olur.

Peki terör örgütlerinin yaptıklarına yakın olarak, meşru yapıda olan düzlemde, ülkeler de silahlı ve silahsız propagandayı yapmıyorlar mı? Böylesi masum bir dünya yok, hiç düşünmeyin! Çıkarlarınızı, her şeyi (imkanı) zorlayarak, kendi kontrolünüzdeki mücadele ortamlarında elde edebiliyorsunuz. Bazı ülkeler bunu daha iyi yapabiliyorlar. Örneğin ABD, İngiltere, İsrail hasımlarına akıllı güç uygularlar. Bu nedenle tehdidi istedikleri yönde ve şekilde yaratırlar. Bunları kontrollü olarak yönlendirirler.

Kural-3: Akıllı güç uygulama yöntemi en iyisidir, ama ortak hareket edecek başka güçleri yanına almalıdır.

İSRAİL-İRAN SAVAŞI MI?

İsrail ve İran birbiriyle neden savaşsın ki?.. Denklemi yanlış okuyanlara söylenecek bir şey olmaz.

İsrail kuruluşundan beri güç politikası ile gelişmekte ve ona sürekli biçimde “haklılık” ifade edecek bir ortam gerekmektedir. Yaptıklarını bu yöntemle örtbas eder! Bunu onun için kimler sağlıyor? Son günlerde İran kendi nüfuzundakilere mesaj veriyorken, İsrail dünyayı kendi kurguladığı algının içine çekiyor.

İsrail sürekli tekrarlıyor: “Savaş, savaş kabinesi,” gibi söylemler ve fiiller. Kasıtlı biçimde bir savaş algısı içinde tutulanlar, İsrail’in yarattığı o girdabın içindedirler. Dolayısıyla bu “yaratılmış” tehdit ortamı onun çıkarına oluyor.

Bugün bu ortamda İran’ın yöntemi şöyle: 1) Vekiller üzerinden nüfuz mücadelesi, 2) İsrail tehdidine odaklanılması, 3) sert güç kullanarak İsrail’e ve etkisi altındakilere mesaj verilmesi.

NÜKLEER TEHDİT

Görüyorsunuz, Rusya sürekli dünyayı tehdit ediyor, nükleer silah kullanırım diyor. Bu bir algı meselesi olabilir mi? Peki İsrail, İran’ın nükleer kapasitesini hedef alır mı? Diyelim kriz çok ileri boyutta, İsrail İran’ bir nükleer başlık atar mı? Bunu sordurmak bile bir algı yönetimi konusudur.

İsrail-İran arasında gerilim yaşandı, yine algımıza giren bir senaryo var: Nükleer Savaş! Nükleer tehdit aynı zamanda propagandanın asimetrisine dayanmaktadır, kolay karşılık bulur.

İran’a nükleer tehdit savuran İsrail, beraberinde şunu söylüyor gibi: Hamas ve Filistin konularından uzaklaşın!

Kural-4: Tehdidi en yüksek tonda ve asimetrik ölçekte yapan argüman, nükleer silah kullanmayı ileri sürmektir.

FİLİSTİN

Dünya uzunca süredir ne diyordu? Ortadoğu barışı için Filistin Devleti kurulmalı! Filistin Devleti konusunu İsrail sürekli öteliyor! Yapaylıklar, algı yönetimi, tehditler, çatışmalar ve nihayetinde savaş söylemi!.. 7 Ekim’de konumuz Hamas oldu. Gazze’de yaklaşık 7 aydır burada taş taş üstünde kalmadı, tehditler, insanlık dramı, her şey var, ama en önemlisi, Filistin’in çözümü unutturulmaya çalışıldı. Şimdi, 1 Nisan’dan bu yana, İran’ın Şam Büyükelçiliği’ne saldırıyla başladı ve konumuz bu oldu.

Kural-5: Stratejik algı yönetimi, kademeli fiilleri ve küresel çaplı propaganda savaşı yapmayı gerektirir.

TÜRKİYE

Önce hatırlatırım, FETÖ’nün hain darbe girişimine “Türk Baharı” diyenler çıktı. Türkiye bu krizi bilinçle ve iradeyle aştı. Üstelik bugün Türkiye, Arap Baharı’na maruz alanlarda istikrar inşa etmek için ayrıca enerji sarf diyor. Bu istikrar meselesi aynı zamanda ülkenin kendi güvenliği ve refahı için gerekli.

Irak, Suriye, Lübnan, Libya… Türkiye buralarda karşısında kimleri buluyor dersiniz? ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, İran, İsrail… Bunlarla birlikte vekaletçiler, çıkarcılar, teröristler, işbirlikçi hainler. Zorluk büyük!

Zor olan ne? 1) Bölge fazlasıyla toksik, 2) aktörler sahada silahlı fiil ve yapay tehdit algısı yaratıyor.

Kural-6: Bir yerde savaş sözcüğünden bahsediliyor ise orada bir tehdit ortamı oluşturuluyordur. Bölgedeki yapaylıkla mücadele her şartta daha zordur.

İç siyasete bakarken de bu durumu düşünün. Bildiklerimiz belli!.. Ama bu işi çözememişler veya bizatihi bu denklemin bir unsuru olarak hareket edenler var.

Kural-7: İstikrarı sağlamak en zor mücadeledir. Çünkü buna karşı olanlara karşı sorumlulukla ve bilinçle hareket etmek gerekir.

Ortadoğu’da ve aslında küresel düzlemde, istikrar sağlamayı politikasına yerleştiren ve doğal fiilleri takip eden tek ülke Türkiye’dir.

Politika 'ın son yazıları

29 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
39 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
51 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
56 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
129 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme