İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

15 Nisan 2024
Okuyucu

1 Nisan’da İsrail, İran’ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan’da İran, İsrail’e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.

İran köklü geçmişi olan bir ülke. İran’ın yapacaklarını İsrail belirleyemez. Hatta dış politika konularında ne tür mücadele şekilleri var, bunu biliyoruz. Gerçekçi olmak gerekiyor. Ben bu başlığı atarken elim titremedi bile. Neden? Çünkü İsrail ve İran bölgedeki amaçlarını benzer yöntemlerle gerçekleştiriyorlar.

Kim çözüme gitmekle ilgileniyor? İsrail mi? Ortadoğu’da barışın gelmesi için tek bir konu var ise bu da Filistin devletinin tam olarak kurulması ve kabul görmesi, buna İsrail’in gerçekten rıza göstermesi. Böyle mi oluyor? Hayır. Karşısındaki İran’a bakın, Suriye, Irak, Yemen gibi yerlerde istikrar ve barış gelsin istemiyor! Her yerde bir eli var ve kendi nüfuzunu geliştirmekle ilgileniyor.

Ben bu yazıyı 7 Nisan’da yayımladım: İsrail, İran ve Gazze 

Buradan bazı başlıkları buraya hemen yazayım, ama siz yazının tamamını okuyun isterim.

  • İran’dan beklenti içine girip kendini İsrail’in kucağına atanlar zarar görürler, öyle de olmakta… İran tıpkı iyi yaptığı o halı tüccarlığını sürdürür!
  • … Şam Büyükelçilik saldırısıyla Netanyahu, işte bu suikastin izlerini siliyor, diyebilirim.
  • Bu şartlar içinde İsrail kuzey cephesinde operasyon yapma imkanını buldu. İsrail Gazze’de Üçüncü Safhaya geçti ise şimdi neyin ilk safhası olacak, soru bu.
  • Bir İran-İsrail savaşını beklemeyin.
  • … ABD bir İran savaşı istemiyor.
  • Sonuç: İlk akla gelen cümleleri ifade edeyim: 1) İran savaşa girmez. 2) İsrail, ABD’den isteklerinin yapılmasını bekler. 3) Gazze artık eski Gazze değil. 4) Dikkatler İsrail’in kuzey cephesinde.

Bu öngörülerin hepsi ya gerçekleşti ya gerçekleşme yolunda…

14 Nisan’da durumu bir format ile açıkladım, istedim ki bundan sonra yazacaklarımı bunun gelişimi ile size takdim edeyim. Aynı formatla aşağıdaki metni düzenledim.

İran – İsrail 15 Nisan (saldırıdan sonra 3. gün) 13:30 Değerlendirme

Öncesi:

🔸Hamas’ın 7 Ekim saldırısı sonrasında ABD ve İngiltere dahil Batılı ülkeler İsrail’in yanında durmaya başladılar ve askeri-politik yönlerden tam destek verdiler, bölgeye takviye kuvvetler intikal ettirildiler, İsrail’i stratejik ve operatif koruma altına alındılar. 

🔸Yıllardır İsrail, Lübnan’daki Hizbullah’a ve Suriye’deki çeşitli hedeflere saldırı düzenler, ama bunların hiçbirisi doğrudan İran toprağına saldırı değildir.

🔸”Gazze’de kontrolu sağladım” diyen İsrail, 1 Nisan’da Şam’daki İran Büyükelçiliği (hukuken İran toprağı) ek binasına saldırdı ve böylece İran’a meşru misilleme yapma hakkı doğdu. İran mutlaka bir misilleme yapacağını ilan etti. Ilginçtir, bir plan olduğu belli oluyor, aynı tarihlerde İsrail, Gazze işgalinde kullandığı güneydeki birliklerini Kuzey Komutanlığa intikale başladı. 

Gelişmeler:

🔸Teknik olarak İran saldırısına henüz “savaş” demediler. Anlaşılan bunun bir savaşa dönüşmesi engellendi. Ancak İran, Şam saldırısına misilleme olarak yaptığı bu operasyona “Gerçek Vaat / Doğru Söz” (çeviri farkıyla) adını verdi. 

🔸İran, Yemen, Lübnan, Irak bölgelerinden saldırı oldu.

🔸İsrail hava savunmasına ABD, İngiltere, Fransa, Ürdün destek verdi.

🔸İran’ın çok sayıda insansız hava aracı ve füzeyi paketlediğini, bir paket taarruz yaptığını söyleyemeyiz. Drone&füzelerin fırlatıldığı noktalar, menzilleri, hedefe ulaşma süreleri, patlayıcı miktarları karışık. Üstelik saldırıyı başlatacakları saati de duyurdular. Sonuç belli oldu!

🔸Saldırı sonucunda İsrail’de ölümlü kayıp rapor edilmedi. İki askeri tesiste yok denecek kadar az hasar meydana geldi.

🔸İsrail, BM toplanmasını istedi. Guterres şöyle dedi: “Ortadoğu uçurumun eşiğinde. Bölge halkı, yıkıcı ve geniş çaplı bir çatışma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Şimdi etkisiz hale getirme ve gerilimi azaltma zamanı. Şimdi maksimum kısıtlama zamanıdır.”

🔸G7 ve AB ülkeleri İsrail’in yanında oldular.

🔸NATO, “İran’ın İsrail’e saldırılarıyla Orta Doğu’daki gerilimi artırmasını” kınayarak, itidal çağrısında bulundu.

🔸İsrail ve ABD güçleri sadece hava savunma görevi icra ettiler. İsrail karşı saldırı yapmadı, bu hakkı saklı tutmaya devam etmekte. 

🔸Yoğun propaganda ve dezenformasyon var.

🔸İsrail’in verdiği bilgilere göre operasyonun dökümü şöyle: İran 330’dan fazla drone, SSM ve füzesi füzesi attı. 330’dan fazla denmesinin nededi, asıl rakamı İran biliyor ve atılanların bir kısmı İran topraklarından çıkmadı, kaza-kırım denebilcek şekilde etkisiz oldu (bir kaynak bunun sayısının 20 civarında olduğunu söyledi, teyit gerekli). İsrail (destek verenler dahil) başarının %99 olduğunu bildirdi. Bildirilene göre, atılan (170’ten fazla) drone sürüsünün hiçbiri İsrail’de hedefi vurmadı. Atılan (120’den fazla) balistik füzeden (SSM) birkaçı Nevatim hava üssüne ulaştı ve hasar çok küçük düzeyde.

Atılan (30’dan fazla) seyir füzeden (cruise) hiçbiri İsrail topraklarına ulaşmadı. Bunlardan 25 adedi henüz İsrail sınırına yaklaşmadan düşürüldü. Verilen bilgilere göre ABD tarafından 70 drone ve 3 balistik füze düşürüldü, düzinelercesi Ürdün toprakları üzerinde düşrüldü. Bütün bu saldırının sonucunda bir İsrailli çocuk füze şarapneli sebebiyle yaralandı.

🔸Vurulan hedefleri The Washington Post açıkladı. Görünen şu: İran füzelerinin ulaştığı yerler, Ramon Havalimanı’na, Nevatim Üssü’ne ve Golan’daki bir hedefe yani Şam’daki İran Büyükelçiliğine yapılan saldırıya katılan Hermon Dağı’ndaki İsrail istihbarat karargahına.

🔸Medyada başka haberler de çıktı. Bazıları şöyle: 

  • Andrew Hopkins: “Türkiye Dışişleri Bakanlığı, İran’ın İsrail’e misilleme saldırısından önce ABD ve İran ile temas halinde olduğunu söyledi. ABD ve İran arasındaki mesajların iletildiği kanal görevi gördü, tepkilerin orantılı olması gerektiğini ve Gazze’de tüm tarafları gerilimi azaltmaya davet etti.”
  • NTV: İran, ABD’yi Türkiye üzerinden bilgilendirdi. Dışişleri Bakanlığı, İsrail ile İran arasındaki gerilime ilişkin, “Bölgemizin istikrarına kalıcı biçimde zarar verecek sürecin tetiklenmemesi için çabalarımızı sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu. Açıklamada, İran ile ABD makamlarıyla görüşüldüğü kaydedildi. Tarafların karşılıklı beklenti ve mesajlarını Türkiye üzerinden ilettiği aktarıldı. (Okuyunuz, Link: https://www.ntv.com.tr/dunya/iran-abdyi-turkiye-uzerinden-bilgilendirdi,lQfurgwJSEyhT7kU726h6g )
  • Ragıp Soylu (aşağıdaki X’in çevirisi): “Türkiye, yaptığı resmi açıklamada İsrail’in Şam’daki İran Büyükelçiliğine yönelik saldırısının uluslararası hukukun ihlali olduğunu söyledi. Ankara, İran’ın misillemesinin bölgesel bir savaşa dönüşebileceği yönündeki kaygısını dile getiriyor. Türkiye, saldırıdan önce tarafları ‘orantılı tepkiler’ göstermeye ikna etmek amacıyla ABD ile İran arasında mesajlar ilettiğini açıkladı. Her iki tarafı da gerilimi durdurmaya çağırır.”
  • Al Arabiya: “Bir Türk diplomatik kaynağı, İran’ın İsrail’e karşı planlanan operasyonundan önce Türkiye’nin bilgi verdiğini belirterek, Washington’un Ankara aracılığıyla Tahran’a, yapacağı her türlü eylemin belirli sınırlar dahilinde olması gerektiğini ilettiğini ekledi.” 
  • “CIA Direktörü William Burns, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’dan İran ile İsrail arasında arabuluculuk yapmasını istedi. İran ayrıca İsrail’e yönelik planladığı operasyon hakkında Türkiye’yi bilgilendirdi. Türk kaynak, ‘İran, olacakları önceden bize bildirdi. ABD, bu tepkinin belirli sınırlar içinde olması gerektiğini bizim aracılığımızla İran’a iletti’ dedi. Cevap olarak ‘İran, tepkisinin İsrail’in Şam’daki büyükelçiliğine yönelik saldırısına yanıt olacağını ve bunun ötesine geçmeyeceğini’ söyledi.”

🔸İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog, Sky News’e İran’ın İsrail’e saldırısının bir “savaş ilanı” olduğunu söyledi. “Dün gece Ortadoğu’nun dört bir yanından bize ateş eden, füzeler ve balistik füzeler, insansız hava araçları ve seyir füzeleri ateşleyen vekillerin saldırısına uğradık” dedi. “Bu gerçek bir savaşa benziyor. Yani bu bir savaş ilanıdır” dedi ve İsrail’in itidalli davranacağını ekledi.

🔸İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant (Reuters’ta yayımlandı) şöyle dedi: “İran’ın bu füzelere nükleer patlayıcı yerleştirmekle tehdit ettiği ve son derece ciddi bir tehdit olabilecek bu ciddi tehdidine karşı stratejik ittifak kurma fırsatımız var.”

Gallant şunu demek istiyor: İran topraklarından İsrail’e füze attı mı? Attı. Yarın bunlara nükleer başlık takıp atabilir mi? Evet, çünkü durum böyle gelişti. Öyleyse haydi gelin İran’a karşı birlik olalım koalisyon kuralım…

🔸İsrail savaş kabinesi toplandı ve açıklama şöyle geldi: “İran’a yanıtın doğru zaman ve şekilde verilecek.”

Harp tarihi açısından:

🔸Bir ülkeden (İran) sınırı olmayan diğer ülkeye en fazla saldırı dronu, SSM ve seyir füzesi atıldı.

🔸Bir ülkeden (İsrail) en yüksek oranda önleme kapasitesi gösterildi.

🔸Bu bir sınırlı hava gücü mücadelesidir. İran saldırılarında uçak kullanmıyor, zira elindeki kapasite sınırlı. Ancak saldırıyı önleyen taraf uçak ve diğer karşı koyma sistemlerini kullandı.

🔸 (İsrail yönüyle) Karşılık vermeden beklenen bu uzun süre, hava sahası yönetimi bakımından dikkat çekici oldu. Normal şartlarda bir ülke kendi sınırlarına düşmanca tecavüz olsa vakit geçirmeksizin mukabelede bulunulması gerekir. Bunun tersi bir durum var, dolayısıyla jeopolitik, stratejik, vs. diğer faktörler daha öne geçti.

🔸 Ben bir X ile Kurmaylık başlıklı yayımladım, bir kısmı şöyleydi: 

… Dün İran kendine göre bir şeyler yaptı. Bana göre “hedef analiz” ve “silah seçim” çalışması kapsamında külliyen hatalı bir durum. Bugün bunu söylüyorum karşımdakiler, Rusya yanlışını İran yanlışı gibi, olayı yansız ve doğru göremedikleri gibi bir de İran savunucusu oluyorlar. Ben askeri-teknik açıdan bir kurmay aklıyla bakıyorum: İran’ın politik hedefi ile seçtiği yöntem uyuşmuyor. Silah, yöntem, zaman, vs. hepsi yanlış, bunun savunulacak bir tarafı olmaz. Haliyle İran yönetimi ben zafer kazandım çok başarılı oldum der, bu onların hakkı, imkanları ve bildikleri de bu olabilir. Ne oldu? Bizim çocukların bilgisayar oyunu gibi elemine olan bir kuvvet yapısı ve yöntem seçimi! Buna İsrail de ABD de sevindi… Bir kısım Drone ve seyir füzesi yolda teknik arıza nedeniyle düştü, bir kısmı daha Irak ve Ürdün semalarında avlandı, 1/3 oranındaki miktarı da İsrail’e gelince düşürüldü. Drone 6-8 saat, seyir füzesi 1-2 saat havada kalıyor, dön dön vur! Hem dronların menzili artsın (maksimum menzile ulaşsın) diye başlık mühimmat oranı düşürülüyor, yani en az yarısı kadar oluyor ki sonuçta etki azalır. İsrail’in eline koz veriyorlar. Şimdi bugün olur 3 sene sonra olur İsrail bu neredeyse zayiatsız atlattığı bu durumu politik yönden kullanma hakkını elde etti mi etmedi mi?

Şunları da yazdım:

  • İran, İsrail , Rusya, ABD, İngiltere, Fransa… hepsi “düşük yoğunluklu çatışma” ile Ortadoğu nüfuz alanında kozlarını “paylaşıyorlar”, büyük savaştan kaçınıyorlar!.. Bir tek Türkiye bölgede “istikrar” olsun istiyor!
  • Askeri maliyet-etkinlik hesabı sivilinki gibi olmaz , genç akademisyenlere öğretirim; bilmediğiniz işlerde ukalalık yapmayın. Askeri manada maliyet-etkinlik hesabı para hesabı değildir, askeri varlıkların amacı gerçekleştirme ölçütüyle hesaplanır.
  • Evet öyle oldu, İran davul zurna eşliğinde bir haftadır günü saati belli bir misillemeyi işaret etti ve 400 civarında hava vasıtasını uzaktan attı, bu yetmiyormuş gibi dronları atınca haber de verdi ki onların uçuşunun 6-7 saat süreceği belli, yani dedi ki dikkatli olun! ABD İsrail hava savunma birliklerini konuşlandırdı, hangi sektörde kaç hava aracını elemine edeceğini hesapladı ve ikaz gelince de bilgisayarda oynayanlar gibi bir önleme yaptı. Ne oldu şimdi? İsrail saldırıya uğradı, İran misilleme yaptı… Peki oyun bu kadar mıydı?
  • Eskiden sünnetçi vardı ustura ile operasyon yapardı. Kirve amca çocuğu tutardı “bak kuş uçuyor” derdi. Sünnetçi neşteri vururdu. Çocuk ağlardı… Bu işi yapanlar hep bir ağızdan “oldu da bitti maşallah!” derdi bu yüksek sesle tekrar edilirdi… Oldu da bitti maşallah! Bence ortalık sakinleşsin İsrail Lübnan (Hizbullah) operasyonuna başlar, bu danışıklı dövüşün böyle neticelenmesi tamam ama vekiller için İsrail’in elini tutan yok. Üstelik İsrail mağduru oynama fırsatı buldu, artık daha da belirgin bir üslupla konuşacak…
  • Analiz: “Savaş Sanatı” Sun Tzu kitabından 10 değerli alıntıya İran İsrail hakkında yorum getirdim: 
    • Sır vermeyen kazanır, açık olan yitirir. (İran sır verdi!)
    • Lider örnekle liderlik eder, güçle değil. (İran gücünü yanlış kullandı komik bile düştü!)
    • Dövüş ustası olanlar öfkelenmezler, kazanma ustası olanlar korkmazlar, akıllılar dövüşmeden kazanır, cahiller kazanmak için dövüşürler. (İsrail her şeyden haberdardı bekledi bunca gürültüye rağmen sonuçta sıra bende diyebiliyor!)
    • Güçlü olduğunuzda, zayıf görünün. Zayıf olduğunuzda, güçlü görünün. (İran tam tersini yaptı -daha önce de işaret ettim!)
    • Disiplin zaferin anahtarıdır. (Her yerde her konuda!)
    • İnsan, doğası gereği zora düşmedikçe yeteneklerini sonuna kadar kullanamaz. (Benim rakibi sınırda test etmek şeklinde yazdığım tarif ettiğim konu. İsrail İran’ı sınıra getirdi ve o da kontrollü bir misilleme yapabildi!)
    • Ne zaman savaşacağını ve ne zaman savaşmayacağını bilen kazanır. (İsrail Gazze’de kontrol bende dedi birliklerini kuzeye intikal ettirdi ve 1 nisanda Şam saldırısını gerçekleştirdi. İran ise 1 nisandan bugüne hatta dronları attı ve anons etti bununla ne elde eder askerlik meselesi ötesinde bir sonuç!)
    • Gerçek asker karşısındakinden nefret ettiği için değil, arkasındakini sevdiği için savaşır. (İsrail ve İran birbirinden beslenen ili ülke ilişkileri simbiyotik!)
    • Dostunu yakın tut. Düşmanını daha yakın. (İsrail ABD ve diğer Batıyı yakın tutuyor, İran ile sahte ilişki kurmak mümkün güven vermeyen bir kültür!)
    • Hazırlıklı olup hazırlıksız olanı bekleyen kazanır. (Sonuç bu işte!.. üzülerek söylüyorum bugün çok kızdım karnın önünde dursa ekmek vermeyeceğim tipler nerelere gelip oturmuşlar!.. Bu da bizim kaybımız.)

🔸İran eleştirisi olarak söylediğim şu:

– İran ancak yapabileceği kadarını yaptı. En fazla bunu yapabilirdi ve yaptı. Ama olmadı!

– Her ülke çıkarına göre davranır. İran büyük ülke ve kendi kararını verdi.

– Misillemede planlama, icra ve diğer usuller iyi değildi, tercihleri yanlıştı, sonuçlar da ortada!

– Yapacaklarını çok açık etti ve düşmanına önleme imkanı verdi. İsrail ve ABD resmi yollarla açıkladı, başarısı %99.

– Dışarıdan bakınca, elbette böyle olmasa bile, olay tiyatro gibi göründü.

– Bu ancak İran içine ve etkisi altındaki vekiller nazarında politik bir mesaj.

– Dünya bu misillemenin başarılı olduğunu söylemez, öyle de ondan bu durum politik değil.

– Bu bir eşik de değildi. İran eşiği geçti demek ne demek? İran niyetini ancak vekilleri aracılığıyla yapar onun kara, deniz ve hava gücü yeterli değil. İsrail ile arasında sınır yok mesafe 1000 km’den fazla. Eşik dense ne olur?

– İran’a ABD’den verilen mesaj yerinde. ABD sana saldırmam dedi, daha ne olsun?

– Şimdi koz İsrail’de. O da otursun oturduğu yerde.

– Önce Gazze’yi çözelim. İnsanız değil mi?

Herkes otursun, doğru düzgün işini yapsın! Bir de bizim içinizde güya alim sıfatlı kimseler var, sözleri çarpıtarak veya hiç anlamayarak kendince iş yaptığını sananlar…

🔸Hava sahası ihlali konusu: Hiçbir ülke izinsiz bir başka ülkenin hava sahasına giremez. İran Ürdün’e beyhude çıkıştı. Ürdün’ün hava sahasını kat etmek üzere 200 civarı Drone ve füze vardı. Bunlar Ürdün’ün hava sahasını yani egemenliğini yok saymak anlamı taşıdı. Bu da bir saldırı idi. Irak ve Suriye’yi saymıyorum bile…

Olası senaryolar: 

🔸İsrail henüz savunmada bekliyor (tedafüi harekat), genel konjonktür hazır olduğunda kısmi hava saldırısı (taarruzi harekat) ile karşılık verebilir veya bir kara savaşını Lübnan’da Hizbullah’a yöneltebilir. Bunun için acele etmesini gerektiren bir durum yok, onun için İran’ın saldırılarının iyice soğumasını istiyor olabilir.

🔸ABD, İngiltere, Fransa, Ürdün sadece hava savunma yönüyle İsrail’e destek verdiler. İran, ABD’ye saldırmadığı nedenle CENTCOM taarruzi bir harekat yapmıyor. ABD tarafı bu ihtimali saklı tutuyor.

🔸Rusya’nın ve Çin’in tepkileri görülmedi. 

🔸Bu bir savaşa dönüşmedi, küresel etkileri olmadı.

🔸Bu krizin küresel terörden nükleer savaşa kadar potansiyel menzili olabilir idi. Bu nedenle taraflarca itidalli davranıldı.

🔸Türkiye gerçekten bölgesel barış ve istikrar isteyen neredeyse tek ülke.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Birisi

DİĞER YAZI

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

Güvenlik 'ın son yazıları

10 views

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.
62 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
150 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
195 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
220 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme