BRICS Hakkında

22 Ağustos 2023
Okuyucu

Güney Afrika, Johannesburg’da 22-24 Ağustos tarihlerinde BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) liderler zirvesi 15nci toplantısı gerçekleşiyor. Şimdi önemli soru ortak para birimi olacak mı? Bunu göreceğiz. Ancak böyle bir karar olsa nasıl mümkün olabilir, tarifini yapalım.

GEREKÇE OLARAK ULUSAL PARA BİRİMİ VE KÜRESEL GELİŞMELER

Mevcut sistem ABD doları üzerinden çalışıyor. Bu sistem kabaca II. Dünya Savaşı’ndan sonra kuruldu. Bretton Woods konferansıyla başlayan süreçte bugünkü dünya düzeni oluştu. Özellikle 2008 krizinden sonra ABD doları giderek uluslararası para sistemi açısından sorun oluşturuyor, yeterli olmadığı konusu üzerine tartışmalar yapılıyor. Bu dönemde, IV. Sanayi Devrimi başladı, iklim değişikliği büyük sorun, bu bakımdan küresel çapta teknolojik yeşil enerji sistemlerine dönüşüm başladı, ekonomik bakımdan Çin ve Hindistan güçlendi, Covid-19 yaşandı, halen Rusya ile ABD kıyasıya stratejik rekabet içerisinde, Ukrayna’daki savaşın uzayabileceği ve yayılabileceği endişeleri yaygın. Tedarik zincirleri sorununu hemen herkes dile getiriyor ancak ABD dolarının artan işlevsizliği konusu daha üst perdeden ele alınıyor olmalı.Elbette küresel gücü ve kapasitesi olan ABD, ulusal para birimi dolar ile nispeten belirgin ve kontrol edilebilir bir sistem kurmuştu, bu bir yerde kendisine ve ortaklarına avantaj vermekteydi. Ancak bu yaşanan küresel gelişmeler, şimdi daha büyük bir potansiyele karşılık gelen, tam işlevsel bir modele geçişin arayışını yansıtıyor. Küresel ekonomik seviyedeki soru şöyle, ulusal bir para birimine ne kadar zaman daha bağımlı kalınacak? Küresel gelişim ABD’nin ulusal önceliklerinden ayrı şekilde nasıl yapılandırılacak? 

ABD dolarının küresel rezervler içindeki payı yüzde 59.79’dur. İkinci sırada Avrupa Birliği para birimi avro gelir ve payı yüzde 19.66’dır. Britanya’nın sterlini (yüzde 4.6), Japonya’nın yeni (yüzde 5.26), Çin’in renminbisi (yüzde 2.76), gibi para birimleri bunlardan sonra gelmektedir. 

Bu durum ulusal çıkar sahası ile küresel ekonomik saha arasında bir sürtüşme yaratmaktadır. ABD bu konuda gayet tehditkardır. Gerektiğinde dolarının silah olarak kullanabilmektedir. Örneğin Çin küresel çapta bir büyük projeyi tatbike başladığında (örneğin Kuşak Yol Girişimi) karşısında hemen ABD’yi buldu. Arktik bölgeyi dünya ulaşım sistemine kazandıralım dendi, Rusya’ya rakip ABD ve Avrupa hemen birleşti. Atmosfere yakın alanlarda küresel internet ağı kurulma projeleri yarış halinde, ABD’nin şirketleri mi Çin’inkiler mi daha önce olmalı, şeklinde. Yeni enerjiler ve madenlerin işletilmesi gündeme geldi, paylaşım savaşları da beraberinde konuşulur oldu.

EUROZONE

Esasında Avrupa Birliği’nin EUROZONE fikri ve uygulaması da ABD dolar sistemine karşı güçlenmek şeklindeki bir nedenle ortaya çıkmış idi. Neticede AB bölgesi para sistemini çalıştırıyor, kendini bir süreliğine emniyete aldı ve böylelikle küresel gelişmeler eşiğinde güç birliği yarattı. 

Şimdi dünyada AB’nin bir ileri adımına dair gelişmeleri yaşamaktayız. Avrupa Merkez Bankası çalışıyor da BRICS modeli neden çalışmasın, hem daha modernize edilen ve esnek yöntemleriyle? Belki de bu durum başka ülkeleri harekete geçiren bir basamaktır.

BRİTANYA

Bu arada EUROZONE’a hiç girmeyen ve AB’den BREXIT ile tüm bağlarını koparan Britanya bugün ne düşünüyor olabilir? ABD Merkez Bankası Federal Reserve (Fed) bağımlısı değil, AB ile kendini hiç kısıtlamadı, ama bugün Britanya küresel güç olma yolunda ise özgün bir açılımı ve sürpriz hakkı olamaz mı? Eski sömürgelerini düşünün, Çin, Hindistan, Afrika… Avustralya ve Yeni Zelanda var. Bununla birlikte İngiliz Milletler Topluluğu’na bakın. Başka konu, Körfez ülkeleri ile küresel finans ilişkisini değerlendirin.

KÖRFEZ ÜLKELERİ

Birleşik Arap Emirlikleri ile Suudi Arabistan liderleri birbirlerinin rakibidir. Biri ne yaparsa benzerini diğeri de yapma yoluna girer. Son dönemde küresel finans noktası olma yönünde BAE’nin önemli gelişmeleri meydana gelirken (bu konuda Dubai merkezdir), geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman da ülkesinde yeni finans merkezleri ve modern kent projelerine (Riyad, Jazan, Ras Al-Khair, Kral Abdullah Ekonomi Kenti) girişti. Demek ki Körfez ülkeleri para ve finans yönüyle, küresel çapta çok yönlü bir sisteme göre HUB olma yolunda ilerliyor. Bunlar 2050’lerin yatırımlarıdır.

RUSYA

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi başladı, peşinden ABD ile AB ve G-7 ülkeleri ortaklığındaki ülkeler birleşti, yaptırım kararları alındı. Bunun sonucunda Rusya’nın dolar ve avroya yatırdığı yaklaşık 300 milyar dolarlık rezerv donduruldu. ABD’nin bu ulusal veya küresel noktadaki çelişkisi dünyanın hemen her noktasında hissedilen bir konuya dönüştü. ABD bunu kendisi çözmek zorundaydı. 

Rusya bir savaşın içerisinde ve yaptırımlara tabi durumda. ABD ile büyük sürtüşme yaşıyor, savaşın ne zamana kadar süreceği de bilinmiyor. Rusya her fırsatta başka ülkelerle kendi para birimlerinden ticaret yapacak türden açılımları sağlıyor. Öte yandan emperyalizme karşı duruş sergilediklerinin söylüyor. ABD karşıtı politikalar içerisinde oldukları işaret ediyor. Çin, Rusya’ya birçok yönden destek verse de bu sürtüşme ortamında fazla heyecana kapılmamayı tercih ediyor. BRICS de dengeli hareket ediyor.

Benim burada işaret edeceğim ise Rusya’nın savaşı sürüyorken, dönüşüm için BRICS’den çok büyük bir atılım beklenemeyeceği, ABD dolarına karşı dengeli ve ihtiyatlı biçimde alan kazanmaya devam edileceği şeklindedir.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Mart ayında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından Ukrayna’da savaş suçu işlediği iddiasıyla hakkında çıkarılan tutuklama emri nedeniyle BRICS zirvesine video konferansla katıldı. Putin, örgütün dünya nüfusunun büyük bir kısmının isteklerini karşılama yolunda ilerlediğini söyledi. Devamında söyledikleri şunlar oldu: “Eşitlik, ortaklık desteği, birbirimizin çıkarlarına saygı ilkeleri üzerinde işbirliği yapıyoruz ve bu birliğimizin geleceğe yönelik stratejik rotasının özüdür. Bu rota, küresel çoğunluk olarak adlandırılan dünya toplumunun ana bölümünün isteklerini karşılayan bir rota.

ÇİN

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in BRICS grubuna yaptığı konuşmasında öne çıkanlar: 

Şu anda dünyada, çağımızda ve tarihte daha önce hiç olmadığı şekilde meydana gelen değişimler, insan toplumunu kritik bir kavşağa getirmiştir. İşbirliği ve bütünleşmenin peşinden mi gitmeliyiz, yoksa bölünme ve çatışmaya boyun mu eğmeliyiz? Barış ve istikrarı korumak için birlikte mi çalışmalıyız, yoksa yeni bir Soğuk Savaş’ın uçurumuna doğru mu yürümeliyiz? Tarihin akışı yaptığımız seçimlerle şekillenecektir. Çeşitli ülkelerdeki insanların özlemi kesinlikle yeni bir Soğuk Savaş ya da dışlayıcı bloklar değildir. Onların isteği kalıcı barış ve evrensel güvenliktir. Tarihsel ilerlemenin mantığı ve çağımızın eğilimi budur. Evrensel güvenliğe ulaşmamız gerekiyor. Son yıllarda dünya çalkantılı bir dönemden geçiyor. Birçok ülke ve bölge savaş ve çatışmalarla boğuşuyor. Gerçekler göstermiştir ki askeri ittifakları genişletmeye yönelik her türlü girişim, tüm ülkeler için sadece güvensizlik yaratır. Geçen yıl ortaya koyduğum Küresel Güvenlik Girişimi 100’den fazla ülke ve uluslararası örgüt tarafından desteklendi. Çin bu girişimi diğer tüm ülkelerle ortaklaşa yürütmeye hazırdır. Demokrasiye karşı otoriterlik ve liberalizme karşı otokrasi iddialarıyla kasıtlı olarak bölünme yaratmak, dünyayı sadece böler ve medeniyetler çatışmasına yol açar. Tıpkı bir Çin şiirindeki dizede olduğu gibi ‘Güçlü bir nehrin kabaran akışını hiçbir dağ durduramaz.’ Ne kadar direnç olursa olsun BRICS büyümeye devam edecektir. BRICS genişlemesini aktif bir şekilde ilerletecek uluslararası ilişkilerde çok kutupluluğu teşvik edecek ve uluslararası düzenin daha adil ve eşitlikçi olmasına yardımcı olacağız. Hegemonyacılık Çin’in DNA’sında yoktur. Çin’in büyük güç rekabetine girmek gibi bir motivasyonu da yoktur. Çin sağlam bir şekilde tarihin doğru tarafında durmakta ve ortak fayda için haklı bir davanın takip edilmesi gerektiğine inanmaktadır. Çin, sistemik açıdan sosyalist bir piyasa ekonomisi, talep açısından süper büyüklükte bir pazar, arz açısından tam teşekküllü bir sanayi sistemi ve insan kaynakları açısından bol, yüksek kalibreli işgücü ve girişimciler gibi birçok farklı avantaja sahiptir. BRICS ülkeleri ekonomik zorlamalara karşı çıkmalı ve iş birliğine odaklanmalı. İnsanlık tarihi belirli bir medeniyet ya da sistemle son bulmayacak. BRICS ülkeleri kapsayıcılık ruhunu savunmalı ve medeniyetler arasında barış içinde bir arada yaşama ve uyumu desteklemeli. Her ülkenin kendi seçtiği modernleşme yollarına saygı duymalı ve ideolojik rekabete, sistemik çatışmaya ve medeniyetler çatışmasına karşı çıkmalıyız.”

Xi’nin dikkat çektiği diğer konuya bakalım: Yapay zeka işbirliğini daha da genişletmeli ve yapay zeka teknolojisinin güvenilirliğini iyileştirmeliyiz.

JEOPOLİTİK

BRICS bir jeopolitik veya küresel güvenlik stratejisinde bir kutup değildir. Böyle olması politik açıdan bazı liderler ve hükümetler, hatta ideoloji sahipleri tarafından istenebilir, yaşanan bütün gelişmeler bu şekilde okunabilir. Fakat bugün bu başka bir şeydir. Belki zamanla bir kutup haline dönüşebilir.

Örneğin, Rusya ile ABD arasında büyük bir sorun veya düşmanlık hadisesi yaşanıyorken, bu ortamda her şey söylenebilir, dahası değişik çevrelerin bakış açıları yönlendirilmek istenebilir. ABD ile Çin arasında küresel ölçekte derin bir rekabet yok mu? Buna dair her iki ülke birbirinin aleyhine politikalar üretemez mi, söylemleri sert olamaz mı? Örneğin, Çin’in Kuşak Yol Girişimi, Afrika’da gelişmeler, enerji kaynaklarının ve madenlerin yönlendirilmesi, Arktik bölgede inisiyatifi elde tutma girişimi ve uzay çalışmaları karşısında ABD pozisyon alıyor mu? Bütün bu gibi stratejik seviyeli politikalar ve argümanlar dikkate alınırsa, bir BRICS etkisinden bahsedilemez mi? Bu örnekler çoğaltılabilir. Hatta dünyayı daha da germek için her türlü politik çıkışı veya kararı da bu örneklere eklemeniz mümkündür. Bunlar gerçek ve dünya savaşları da bu gibi nedenlerle çıkabilir.

Dünya savaşları konusunu bir daha ifade edeyim. Savaşlar benzer gerginlikteki şartlara dayalı çıkmıştır ve önemlisi ekonomik nedenler daha ön plandadır. Öyleyse, henüz BRICS gerginliğin tam da ortasında bir yerdedir; çıkacak bir dünya savaşının zemininde yer alan bir konu da olabilir, savaşı önleme yolunda çözüm üreten de.

Bahsettiğim husus şu, BRICS resmen ABD ulusal para sistemiyle ilgilidir ve ABD’nin hegemonik politikalarını kırmaya ait bir oluşumdur. Küresel sistemde şu an ekonomik arayış da gerginlik de ABD dolarına tepki de Çin ve Hindistan gibi ülkelerin büyüme potansiyelinin mevcut şartları zorladığı da bir realitedir ve dünyada BRICS diye bir oluşum var ve her açıdan tartışma yaratmaktadır. Küresel sistemin gelişmesine koşut meydana gelen güç mücadelesindeki karar noktası bize neyi tarif edecek, henüz bu net değildir.

BRICS YOLUYLA ARAYIŞ

Dünya daha fazla bekleyecek mi? Mevcuda bakılırsa maddi değer büyüklükleri akıl almaz büyüdü ve mevcut sistemi zorlar hale dönüştü. Bu durumda karşımız BRICS çıktı. Acaba BRICS, küresel çelişkiyi ve tıkanıklığı çözebilecek bir kolaylığı üretebilecek mi? 

Orijinal kısaltması BRIC idi, 2010’da Güney Afrika katıldı ve adı BRICS oldu. BRIC, 2001 yılında Goldman Sachs ekonomisti Jim O’Neill tarafından, 2050 yılına kadar toplu olarak küresel ekonomiye hâkim olacak hızlı büyüyen ekonomileri tanımlamak için icat edildi. Şimdi bir umut mu? BRICS, yüzölçümü bakımından dünyanın yaklaşık yüzde 26.7’sine ve küresel nüfusun yüzde 41.5’ine sahiptir. Rusya, Hindistan ve Çin, “gelişmekte olan süper güç” şeklinde ifade edilen ülkelerdir. Beş ülkenin tümü, dünya GSYİH’sının yaklaşık yüzde 32.5’ini içerir (56,65 trilyon ABD Doları). Bunlar G20 üyesi ülkelerdir. BRICS ekonomileri giderek büyüme içindedir. The Economist’in tahminine göre yakın gelecekte BRICS ülkeleri toplamı G-7 ülkeleri toplamını geçecektir. 2028 yılında BRICS toplamı GSYİH’sı (GDP) yüzde 35 iken, G-7 için bu oran yüzde 27.8 şeklinde beklenmektedir.

YENİ PARA TARTIŞMASI

BRICS ülkelerinin 5 para birimi şöyle; real, ruble, rupi, renminbi ve rand. Bu açıdan bakılırsa bazı uzmanlar buna R5 demeye başladılar. Ben de bunu kullanacağım. BRICS’in bir Yeni Kalkınma Bankası var ve bunun içinde üye ülkelerin eşit yüzde 20’lik paylarıyla oluşan bir R5 sepeti bulunmaktadır. Hani desek, acaba BRICS için ortak bir para birimi veya başka bir değer sistemi önersek, bunun adı R5 olabilir mi? Hani desek, acaba Yeni Kalkınma Bankası (ABD Merkez Bankası Fed’in karşılığı olarak,) BRICS’in finansını ve muhasebesini üstlense, bu küresel çapta çalışır bir yapı olabilir mi? 

Bilindiği gibi, bir para birimi; bir hesap birimi işlevi görür, bir değer saklama ve ödeme aracıdır. Sanırım BRICS bu R5 konusunu biraz daha çalışıp, belli bir somut görünüme getirebilir. Hatta, madem Dijital Çağ’dayız, buna dair Finansal Teknolojiyi (Fintech) de buna dahil etmek mümkün olabilir. Bildiğim kadarıyla Çin’de buna benzer arayışlar bulunmaktadır. Bir para birimi olarak düşünülürse, R5’i sağlam bir varlığa dayandırmak, döviz kuru varlığı halinde işlem yapılmasını ve bunun yaygın şekilde kabulünü sağlamak ve serbestçe küresel dolaşımı garanti etmek yeterlidir.

Bugün çok kişi bu yeni para birimi konusundan söz açıldığında var olan Serbest Çekme Hakkı (SDR) sistemine benzetilecek bir yöntemin önerisini getiriyor olabilir. Ama BRICS’e yükleyeceğimiz yenilik ve günün şartlarının asıl aradığı bu değildir. Çok açık, bir yanda Çin (Xi Jinping), diğer yanda Hindistan (Narendra Modi) yer alıyorken bu ülkelerin liderlerini ne olursa ikna etmeniz mümkün olabilir? Hatta BRICS’e dahil olmak isteyen 20’den fazla ülke var, bunlar için cazip olan nedir? Bu yıl Güney Afrika’daki zirvede Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Cezayir, Arjantin, Meksika ve Nijerya ile ilgili katılım yönleriyle önemli açıklamalar beklenmektedir. Zira Mısır’ın katılım için müracaatı olduğu bilinmektedir. Sanırım sadece burada ABD karşıtlığı yok. Olan küresel gidişatın gerekliliklerine uyum sağlayabilmekte. Örneğin kendilerini bu büyük proje için hazır hisseden Körfez Ülkeleri var, bir yanda Suudi Arabistan (Veliaht Prens Muhammed bin Selman), diğer yandan Birleşik Arap Emirlikleri (Şeyh Zayid bin Sultan el Nahyan) için ikna edici nokta ne olabilir? 

İşte bu beklentiler çerçevesinde şunu söylemek mümkün, farklı, yeni, kapsayıcı, esasında tek bir ulusal merkez bankasını temsil etmeyecek şekilde ve küresel karşılığı olan bir paradan söz edilirse liderleri ikna etmek ve belli sayıdaki ülkenin cazibeye yönelmelerini tarif etmek mümkün olabilir.

O halde ne yapılabilir? Mevcut şekliyle BRICS’in 5 ülkesi tarafından garantili tahvillerle R5 desteklenmelidir, bir destek modeli kurulmalıdır. Bu, farklı sade ve faiz oranlarına sahip tahvil ihracını mümkün hale getirebilir. İşte burada BRICS’in ortak bir Emisyon Bankası devreye girecektir, niteliksel olarak dolar ve avro dahil diğer bütün likit para birimleri gibi karşılık bulacak para piyasalara sürülecektir. 

Ancak ortak tanımlı tek bir para birimi olması bile gerekmeyebilir. Değişik para birimlerinin ve ülkelerin merkez bankalarının bir usul, standart, kurallar manzumesi halinde tarifi yapılabilir, para birimine değil de kurallar manzumesine R5 denebilir. R5 kapsamındaki tüm işlemler için ülkelerin merkez bankalarının muhataplığında çalışan bir Amir Banka ihdas edilebilir. Bu da mümkündür.

Grubun en güçlü ekonomisi Çin, ortak para birimi fikrini destekliyor. Ancak Güney Afrika bu konuda çekimser davranıyor.

DOLARSIZLAŞMA

BRICS liderlerinin en fazla ifade ettikleri konu dolarsızlaştırmadır. Ticaret dolarla değiş yerel para birimleriyle yapılmalıdır, krediler, tahviller ve faizler dolar baskısından kurtarılmalıdır. BRICS’in şimdilik asıl hedefi budur, ABD karşıtlığı ve yeni düzen arayışı cinsinden olan diğer bütün söylemler haliyle politiktir.

BRICS’in Yeni Kalkınma Bankası’nın bu noktada büyük rol oynayacağını belirten Putin şöyle söyledi: “Ekonomik ilişkilerimizin dolarsızlaştırılmasına yönelik nesnel ve geri döndürülemez süreç ivme kazanıyor.

YENİ KALKINMA BANKASI

Her ne kadar BRICS için yeni fikirler ileri sürülse de henüz her şey rayına girmiş sayılmaz. Üye ülkelerden bazı ekonomistler büyük dönüşüm için henüz erken olduğunu savunuyor. 

Şu an Yeni Kalkınma Bankası’nı yöneten Brezilya Eski Başkanı Dilma Rousseff, “Yerel para birimleri doların alternatifi değil, bunlar bir sistemin alternatifleridir,” dedi. Rousseff, bankanın büyümek için bolca alana sahip olduğuna inandığını ve 7 yıllık bu bankanın dünyadaki kalkınma bankalarının en yenisi olduğunu söyledi. Şöyle ekledi: “Kendimizi gelişmekte olan ülkeler ve yükselen piyasalar için önemli bir bankaya dönüştüreceğiz. Odak noktamız şu olmalı: Gelişmekte olan ülkelerin kendileri için kurduğu bir banka.”

BRICS’in Yeni Kalkınma Bankası (kuruluş 2015), IMF veya Dünya Bankası gibi ülkelere siyasi şartlar ileri sürmemektedir. Krediler küresel projenin gerekliliği üzerine veriliyor, siyasi değil. Yerel paralar kullanılarak ABD dolarının baskısından da kurtulmak isteniyor. 

Çelişki şurada, Yeni Kalkınma Bankası, ABD merkezli mali düzene alternatif sunma niyetine rağmen, yaptırımlara uğramamak ve uluslararası mali sistemden kopmamak için üye ülke Rusya’daki tüm faaliyetlerini askıya almak zorunda kaldı. Halen mevcut uluslararası finans sistemi etkiliyken, bununla bir süre daha yaşamak durumunda kalındığı gerçeği göz ardı edilmiyor. 

Merkezi Çin’in Şanghay kentinde bulunan Yeni Kalkınma Bankası’nın şu ana kadar toplam 98 proje için 32,4 milyar dolarlık fon sağladığı ve bu projelerden 280 milyon kişinin yararlanmasının öngörüldüğü bildiriliyor. 

Banka genişliyor. Beş ülkeye ilave olarak Bangladeş, Mısır, BAE ve Uruguay’ın katılımıyla üye sayısını 9’a çıkaran bankanın, yeni üyelerle genişlemesi bekleniyor. 

YENİ TİCARET YOLU

Covid-19 ve Ukrayna’daki savaş süreçleriyle beraber aksayan ticaret yolları için alternatif güzergahların hazırlanması istenmektedir. Özellikle Rusya, Batı dünyasının yaptırım uygulaması üzerine arayışlarını sürdürmektedir. Moskova yönetimi halihazırda Asya, Afrika ve Latin Amerika ile yeni diplomatik ve ticari ilişkiler kurmaya çalışmaktadır. Rusya’nın özellikle iki önemli proje geliştirmek istediğinin altını çizen Putin, yeni limanlar, yakıt terminalleri ve genişletilmiş buzkıran filosuna sahip bir kuzey deniz yolu ile Rus limanlarını Körfez ve Hint Okyanusu’ndaki deniz terminallerine bağlayan bir kuzey-güney koridorunun önemini vurguladı.

Asıl yeni ticaret yolu Arktik bölgedir. NATO burada daha etkin olmak açısından İsveç ve Finlandiya’nın bünyeye alınması (genişleme) yolunu seçmiştir. Rusya ve Çin de karşı hamleye hazırlanmaktadır.

SONUÇ

Ben BRICS’in, ideolojik şeklideki ifadelerle ve dünyayı ikiye bölen bir kutupmuş gibi ileri sürülmesinin yanlış olduğunu düşünmekteyim. Evet doğru, mevcut yapıyı küresel gelişmeler zorluyor. Bu nedenle jeopolitik birtakım gerginlikler ve hatta savaşlar bile bu sürece bağlı olarak ortaya çıkabilir. Ama yine de sonuç değişmeyecek görülüyor, dünya bir şekilde ABD dolarının yapısından ve II. Dünya Savaşı sonrası ekonomi modelinin üstüne çıkmış görülüyor. Zaman değişimi zorluyor!

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

ABD’nin Jeo-politikası ve Küresel Ekonomideki Baskısı

DİĞER YAZI

Kapitalizmin Kritiği

Ekonomi 'ın son yazıları

455 views

Küresel Kapitalizmin Vizyonu İçinde

Keşifler, sanayi devrimleri, Aydınlanma, Rönesans ve Reform Hareketleri, Fransız İhtilali, ulus devletler ve derken hızla bugünlere gelen insanın serüvenine çok farklı yaklaşımlarda bulunanlar var. Bugünden Sömürgeciliği, Emperyalizmi ve Orta Çağı yeniden hatırlatan yazarlar var. Her şey bir yana, her yaşanan gün, hatta saniye, 8 milyarlık dünya için çok değerli!
486 views

Kapitalizmin Kritiği

Güncel konulara ve kavramlara bakarak, kapitalizm gerçeğini, yaşananları, ülkelerin, politikacıların ve entelektüelin durumunu irdeleyelim. Gerçekleri, yanılmaları ve kritikleri gözden geçirelim.
1.3K views

ABD’nin Jeo-politikası ve Küresel Ekonomideki Baskısı

Küresel ekonomik şartların aşırı derecede değişiklik göstermesinin mantıklı bir açıklaması olmalıdır. Rastgele gelişmelerin yaşanması şeklinde açıklamalar ve büyük ekonomilerin bunun üzerine politika üretmeleri pek kabul edilebilir değildir. 2008’de başlayan olumsuz dalga Covid-19'dan sonra, bugün Ukrayna’daki savaşın getirdiği olumsuz ekonomik şartları da geçti, gelişmeler salt politika deyip bakılamaz noktada, bugün Ukrayna'da bir savaş oluyorken, Hint-Pasifik’te hemen her an bir provokasyon ile şartlar gerginleştirilmektedir. Normal ekonomi yaklaşımlarıyla "normal, birbirini tetikliyor," şeklinde açıklanabilecek olumsuz ekonomik gelişmelerle, özellikle ABD kaynaklı jeopolitik ve jeostratejik girişimlerle, daha da derin sorunlar olmaya dönüştürülmektedir.
1.1K views

Global Inflation and Geopolitical Situation

Today we focused on the Ukraine issue. On the other hand, we have a big global problem, related to the economy. We do not talk about the relevance of these negative economic developments to the sanctions imposed on Russia, because the world wants this war to end. So who is making sacrifices or will make more, how will the atmosphere of Post-Ukraine develop?
1.9K views

Hiper Küreselleşmenin Etkileri

Biz ekonomiyi biliyoruz! Kapitalist misiniz, değil misiniz? Liberal misiniz, eşgüdümcü mü? Küreselci misiniz, ulusalcı mı? Kimlik siyasetini mi önemsiyorsunuz, finans politikalarını mı? Kural-egemenlikten yana mısınız, neo-liberalci mi? Kaçıncı Sanayi Devrimi gereği konuları tamamladınız? Bu içinde bulunulan devrimin şartlarına hazır mısınız? Sorular çoğaltılabilir. Ben işin bu netlikle ve bilinçlilikle olan kısmındayım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme