Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

30 Nisan 2024
Okuyucu

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD’nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.

Genel Savunma ve Silahlanma Politikası

Dünya silahlanıyor. Savaş ve barış ile ilgili silahlanma… Bu, silahın kullanılmasına ihtiyaç olacak şeklinde değerlendirildiği gibi, bazı ülkelerin savunma gücündeki büyük kapasiteden dolayı “caydırıcılık ve barış” demek şeklinde değerlendirilir. Gücün olsun gerektiğinde kullan, egemenlik sende olsun!

Teknoloji çok hızlı şekilde konvansiyonel savunma sanayii ürünleri başta olmak her akanda, dikkat çekici şekilde siber-uzayda gelişiyor. Yarı iletkenler, kritik materyal, ağ sistemleri, generative AI… Sistem, sistemlerin sistemi, kapasite, yeni kapasite, dominasyon, penetrasyon, görünmezlik, hız, güç… İleri karar verme sistemleri, atış sistemleri, zengin platform seçenekleri…

Geleceğin hava hakimiyeti mücadelesinde 5. Nesil hava araçlarıyla (örneğin F-35 bu kapasitede bir savaş uçağı) başlatılan ve 6. Nesilde gelişmiş biçimleriyle örneğini fazlaca göreceğimiz Multifunction Advanced Data Link (MADL) özellik yaygınlaşıyor. Sürü halinde birlikte harekat yapan otonom savaş araçlarının komuta kontrolu, ACCSIOM (Airborne Command and Control for Swarm Interoperable Missions), fonksiyona sahip insanlı ve insansız uçaklar revaçta olacak. Bu projede bu tür yeni teknoloji ve doktrin kapsanıyor. Savunma Sanayiinin yöneleceği alanlara örnektir. Bu arada NATO Link-16’nın fonksiyonu da gösteriliyor.

28 Nisan’da Otonom Orduların Tartışması başlıklı yazdığım polemolojik makaleye bakmanızı öneririm. Yakın gelecek için neye ihtiyaç olacak. Warbot‘lar, cyborg‘lar diğer robotlar, drone‘lar, otonom (özerk) savaş biçimleri ve bütün bunlara hücum demenin yeteneği!

Aslında bütün bunları ben daha önce (7 Haziran 2022) ABD’nin simülasyon çalışmalarına bakarak da yazmış idim. Kitle Gücü Savaşı incelememe bakınız. Otonom Kor Sistem’dir (ACS) kavramını bilmeden savaşın senaryosunu bile tahmin edemezsiniz. Büyük güçlerce kabul edilebilecek bir savaş, ancak kontrol edilebilen bir savaş olmalıdır.

Pozisyonlar

Bugün Türkiye savunma, siber, uzay gibi alanlarda bölgesel ve küresel çapta “ben de varım” diyebildi. Bu hızlı silahlanma ve teknoloji dönemi işbirliklerinin ve ortak girişimlerin önünü açtı. Bu iyi değerlendirilmesi gereken bir konu.

Çin’in silahlanması programlı, 2027 ve 2030 hedefleri var. ABD, 70-80 yılda bu seviyede ve politik-ekonomik sistemini de buna göre kurmuş halde. Çin 10-15 senedir bu konuya yoğunlaştı. ABD aranın kapanmasının mümkün olmaması için yeni adımlar atmanın peşinde. Yani oyun büyüdü ve şiddetlendi!

Oyunu Hint-Pasifik’teki ittifak girişimleriyle, ekonomik ve ticari hamlelerle, nüfuz alanlarındaki rekabetler, büyükten küçüğe yapılan yatırımlarla görmekteyiz. Konu sadece Tayvan Boğazı’na indirgenebilir ama bu değil. Asıl oyun Tayvan merkezli gösterilmekle birlikte küresel çapta, gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler bakımından küme hareketleriyle, hatta uzayı da içine alan ortamda gerçekleşmektedir.

Körfez ülkeleri, Avrupa Birliği ülkeleri, Slavlar, Orta Asya ülkeleri, Hintliler, Afrikalılar, Anglo-Saksonlar, Pasifiktekiler, her biri kendine özgü ve diğerinden farklı konumlanma stratejilerini benimsediler.

Örnek: ABD’nin Tarzı

Nisan 2024, ABD Ukrayna için kesenin ağzını açtı. Verilen silahların içinde Lockheed Martin yapımı ileri teknoloji ATACMS de var. Bu satıhtan satıha atılan füzeler (SSM), MLRS ve HIMARS’tan atılabilir. ABD daha önceden bu roket sistemlerini vermişti. Şimdi yapılan yardımla aslında ABD yardım parasını Ukrayna hesabına yazıyor, ama aslında o para kendi ülkesinde kalıyor, bu örnekte görüldüğü gibi Lockheed Martin’in gelişmesini destekliyor. Ukrayna bu füzelerle Rusya’yı alt edemez, belli bir süreliğine canını yakabilir. Meclisten yasa çıktı çıkacak diye bir sürü tartışma varmışçasına atmosfer oluşturuldu. Hatta ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, “bir Amerikan askeri ölmeden Rusya’yı yeniyoruz,” bile diyebildi. Başkan Joe Biden 24 Nisan’da son imzayı attı.

ABD silah sanayi süreçleri önemli ölçüde müttefikler arası ilişkilerde böyle işler. Savaşlar pahalıdır. Ancak ABD ekonomisi de büyümek için bu yolları arar, bulur, dener. Savaş kime veya kimlere yarıyor, siz düşünün! Kim kazanır? Ekonomisi daha güçlü olan, daha çok ülkeyle ortaklık ve işbirliği yapan, politik etkinliğini arttıran ve kendi para, nüfuz ve silahını dünya sathına yayan… Bunu için dünyayı veya belli kritik bölgeleri kontrol etmek gerekir ki ABD bugün bunu yapıyor. Ukrayna savaşıyor, Rusya Savaşıyor (ki işgali fiilen başlatan Ruslar), Batılılarca fasılalarla yardım bütçeleri açıklanıyor, silah endüstrisi geliştiriliyor, ABD (ve diğerlerinin mesela İngiltere, Fransa, Almanya…) dolarları ülkede kalıyor, bütçede büyüme sağlanıyor, diğer yandan fatura Ukrayna’nın hanesine yazılıyor. Para ne zaman, hangi yolla geri ödenir, bu başka bir açıklama konusu. Ama ateşkesler, barış konferansları ve anlaşmaları boşuna yapılmaz… Burada masaya faturalar da konur. Buna egemenlik hakkını kullanmak mı desem!..

ABD yerine Rusya olsa da benzeri olacaktı. Ama bu konuda hiçbir ülke ABD’nin eline su dökemez. Bu bir sistem!.. Bu arada füze reklamı yapanlar da bir hayli çok olur. Peki Biden değil de Trump olsaydı değişir miydi? Hayır. Sistem bu. Biz sadece tartışırdık. Bütün bunlara gerekli zemini kimler hazırlar? İstihbarat ne işe yarar?

Yeni Üstünlük Mücadelesi Kavramları

Türk Savunma Sanayii konusunu her fırsatta konuşuyoruz. Ben de yazılarımla ve imkan olursa medyada bunlara değiniyorum. Elbette yapılabilecekler yapılıyor! Ama geçmişteki gibi, hiç yapılmıyor demiyoruz artık, çalışmalar olabildiğince iyi. Mesele ne o zaman? Süreklilik. neyi işaret etmek doğrudur? Değişimin sürekliliğini. Bu anlamda sadece silahı değil doktrin ve konsepti de imal etmek ve ihraç etmek gerekmektedir. Bunu yapmadık değil.

Yeni üstünlük mücadelesi kavramları:

Türk SİHA’larının operasyonda “oyun değiştirici” olarak kullanılmasını ifade ettik. MMU Kaan için de konuşurken “sistemlerin sistemi” ifadesini öne çıkardık. Ben bu konuyu ABD ile TBMCS’in (Tactical Battlefield Management Core System) geliştirilmesi ve kullanılmasında öğrenmiştim. “Sistemlerin sistemi mimarisi” nasıl olmalı, şeklinde.

Ama şimdi seviye, ifade ettiğim gibi, ACS’ye (Autonum Core System) yükseltildi. Diğer kullandığım kavram: “Dominasyon”. “Tam Baskılama ve Üstünlük” olarak ifade etmemiz mümkündür. Buna ABD, Full-spectrum Dominance veya Full-spectrum Superiority demektedir. Sanırım bu konuyu hep beraber biraz daha çalışmamız gerekiyor. Bugün bu husus karşımıza bir ABD askeri doktrini şeklinde çıkıyor, ama aslında küresel ve bölgesel üstünlük mücadelesinde bir silahlı kuvvetin neyi, nasıl yapaması gerektiğine cevaz veren nitelikte yeni bir vizyon. Sistemlerinizi ve doktrinlerinizi geliştirmekte geç kalırsanız, o (bunu yapanlar) sizden önde demektir!

Bir de “penetrasyon” konusunu ifade edeyim. Penetrasyonu “nüfuz etme” olarak çevirelim. Bunu genel olarak “istihbarat” anlatımlarında, Gazze’de İsrail’in tünellere karşı kullandığı “mühimmat” türlerinde ve yine son olarak İran ve İsrail “misillemeleri” döneminde kullandım. Penetrasyon, bundan böyle çok katmanlı kullanılabilecek bir kavram. Anlayış olarak silahın, atma vasıtasının ötesine geçti bile… Ülkeler operatif ve stratejik amaçlı penetrasyon kabiliyeti ile birbirlerine mesaj gönderiyorlar, üstünlük mücadelesinde masa-saha diplomasisinde bir dil olarak kullanıyorlar.

Zaten “istihbaratta penetrasyon” başlı başına bir olay! Nüfuz ettiğiniz coğrafyada, ülkede, noktada, sahayı düzenlerseniz hasmınız hiçbir şey anlamaz, siz sürekli hayat normal akışında gidiyor zannedersiniz.

NATO’nun caydırıcılığını her defasında açıklamak durumunda kaldım. Amacım, NATO iyidir/kötüdür tartışmak değil, caydırıcılığın güvenlik-politikasını en iyi sergileyen anlayış olduğunu vurgulamak. “Caydırıcılık” konusunu anlamaz isek neden silahlanıldığını da anlamamış oluruz.

Sonuç

Benim açıklamalarımda bulacağınız önemli husus silah sistemlerinden önce vizyon ve doktrin konusudur. Silahlanıyoruz, ama “önce bunu yapalım sora bakarız” dememliyiz. Doktrin de “yerli ve milli” olmak zorunda.

Buraya tekrar yazayım ki üzerinde çalışanlar olabilir: Stratejik oyun kurma, sistemlerin sistemi mimarisinin gelişimi, otonom sistemlerin komuta kontrolü, sürü halinde ortak çalışan otonom kor sistemler, tüm katmanlarda tam dominasyon ve penetrasyon, yeni ve teknolojik istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Otonom Orduların Tartışması

DİĞER YAZI

Etki Ajanlığı Yasası

Güvenlik 'ın son yazıları

182 views

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.
74 views

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.
108 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
155 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
199 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme