Kitle Gücü Savaşı

7 Haziran 2022
Okuyucu

Türkiye ve Rusya’nın da içinde olduğu coğrafyayı, ABD’nin geliştirdiği 5. nesil silah kabiliyetlerini esas alarak ve güncel olayları işaret ederek size Kitle Gücü Savaşı kavramını ileri sürmüştüm. Bu yazıyı Kitle Gücü Olan Sistemlerle Hava Hakimiyeti başlıklı yazıda okudunuz. Değerli görüşleri olan birkaç uzmanla görüştüğümde, bu konuyu pek anlamamış olabilirler, daha iyi vurgulamanda yarar var, şeklinde kritik aldım. Bu nedenle sizlere aynı konuyu bu kez ABD, Çin ve aralarında sorun olan Tayvan’ı örnekleyerek işlemek istiyorum.

Önce size Kitle Gücü Savaşı’nın teorik kısmını ve önemini ana hatlarıyla hatırlatmak isterim.

Bu düşüncenin temelinde, Ağ Merkezli Harekat, Yapay Zeka (AI), Makine Öğrenimi, Sistemlerin Sistemi anlayışı, 5inci nesil ve takip edecek yeni nesil yarı-otonom ve tam-otonom uçaklar (silah sistemleri), robotik vasıtalar…

Size soruyu şöyle takdim edeyim: Hemen dibindeki bir ada olan Tayvan’a her biçimde yoğun saldırı avantajına sahip bir Çin’in, çok güçlü ve baskın bir taarruz planına nasıl karşı kim, ne ve nasıl yapabilir? Düşünülürse Tayvan’ı da içine alan hava sahasında Hava Hakimiyeti, her türden olan uçaklar, dronlar ve füzeler ile tamamen Çin’in elindeyken, ABD ve Müttefikleri tarafından, kendi kıtalarından çok uzaklardaki bu ada ülkesinde, nasıl el değiştirir.

Yazı başlığında bu konuda hazırlanmış bir simülasyon programından aldığım ekran resmini kullandım. Buradaki vaziyete bakın, sorunun cevaplanmasının zorluğunu daha iyi anlayacaksınız.

Çin-Tayvan

ABD, Büyük Okyanus’un (Pasifik’in) öteki kıyısındadır. Okyanus’un bu kıyısındaki Güney Kore ve Japonya, hatta AUKUS bölgesindekileri de ilave edin, kendi askeri üsleri, müttefiklerininkiler ve uçak gemileri marifetiyle bir araya getirilen bütün gücünü toplayın, bu durunda ABD ne yaparsa yapsın, oluşturduğu bu güç Çin’in “Kütlesel Güç“ünün üstüne çıkamayabilir. Üstelik Çin, 2027’de Birinci Kademe dediği askeri modernizasyonunu tamamlayacak, silah sistemlerini (beşinci ve altıncı nesil olanlar dahil) modernize edecek, 700 nükleer harp başlığı ve bunları atabilecek çeşitli şekillerdeki güdümlü füze sistemlerine sahip olacak, uzayda istasyonu ve internet ağ şebekesi olacak. Bu şekilde düşünülürse güç mukayesesine ilişkin hesaplamalar, tüm alternatiflere göre belirlenecektir. İşte burada ABD bir teknolojik hamle yapmalı ki, Çin’in önünde olabilsin. Bunun adı nedir? “Kitlesel Güç.“

Bir cümleyle ifade edeyim, Çin J-20 gibi uçalar üzerinde çalışıyor, ancak ben buna bakmıyorum, size savaşan bir şebeke önemli diyorum. Savaşan şebeke (ağ) ne?

Kitlesel Güç için gerekli olan sadece 5. veya 6. nesil silah sistemleri değildir, bununla beraber Sistemlerin Sistemini bütünüyle işletebilecek Çok-İşlevli Gelişmiş Veri Bağlantısı (MADL) teknolojisidir. Örneğin F-35 ile mevcut MADL çok iyi çalışmaktadır. ABD bu silah sistemlerini Japonya, Güney Kore, Avustralya gibi ülkelere vermektedir, ilave olarak kendine ait ve Birleşik Krallık’a ait üslerde ve uçak gemilerinde de F-35 ile MADL vardır. Çoğunluk uçağı görüyor, ama nedense MADL’a bakmıyor! Benim de bir önceki yazımda işaret ettiğim husus buydu. MADL’in ucu açıktır, uzay ve yer sistemleriyle, AI ile bütünüyle entegredir ve her geçen gün kendi makine öğrenmesine dayalı gelişim göstermektedir.

MADL harekat alanında kullanılan bütün unsurların her birine “akıllı güç birliği aktarımı” verebilmektedir. işte buna Kitle Gücü deniyor. Yani birkaç kovan arının tek kitle oluşturması gibi, uçakların, dronların ve füzelerin de hedef bölgesine musallat olma kapasitesini düşünün, eksiksiz ve efektif bir harekât yapmak açısından, bir kitle oluşumuna ihtiyaç vardır ve teknoloji bugün bu imkânı verebilmektedir, bugün için ABD bu sistemi inşa etmiş tek ülkedir.

Yarı-otonom F-35 ile Sistemlerin Sistemi olarak tam entegre bir harekat merkezi eşleşmesini düşünün. Örneğin yakın zamanda Balkanlardaki NATO operasyonlarında harekat merkezine akan bütün birleştirilmiş bilgi ekranları yaklaşık 20 adet kadardı. Bugün bu koca harekat merkezine gerek yok, bir F-35 pilotunun kaskındaki ekrana bütün harekat resimleri analiz edilmiş olarak gerçek zamanlı (real time) akabilmektedir. Bu bugün dünyada gerçekleştirilen imkan bakımından tektir. Üstelik F-35 pilotu burada bir koordinatör, harekat direktörü konumuna terfi ettirilmiştir. Zaten bir F-35 uçağı bir filo uçakmışçasına harekat yapabilmektedir, diğer F-35’lerler, onların taşıdığı silahlarla, havadaki diğer füze ve donlarla, füzelerde çok başlık varsa hepsiyle konuşabilmektedir. İnisiyatifi pilot uçağın sistemine verir ise sistem bütün seçenekleri belirleyebilmektedir; hedefler, öncelikler, silahlar, atış parametreleri, hepsi… Hatta F-22 gibi hava savunma uçakları ile hava savunma görevlerini dahi koordine edebilmektedir. bütün bunlar işleyen kapasitesi yüksek bir MADL ile olmaktadır. Henüz diğer ülkeler, örneğin Çin, bu konuda çalışma içindedir ve başarılı çalışan bir teknolojiyi çözümleyememiştir.

Bırakın pilotların ve tek tek çeşitli istasyonların yeteneklerini artık; bu yarı otonom uçaklar, robotik sistemlerle donatılmış (havadaki, denizdeki, karadaki ve uzaydaki) tüm istasyonlarla iletişim halinde, onların tüm verilerini kullanarak, görev bölgesindeki durumu (situation awareness) gerçek zamanlı (real time) şekilde kusursuz analiz ederek, bir Kitle Gücü oluşturabiliyorlar, tek bir organizma, tek bir kitle gibi hareket edebiliyorlar. Artık bir uçak içinde pilot veya harekat merkezindeki komutan bir basketbol koçu görevini üstlendi, sayıyı alan, savunma yapan unsur birbirine bağlı makinelerden müteşekkil.

Kitle; tek bir organizma gibi hava, uzay, kara ve deniz unsurları AI ile bir bütün, bunu bir sistem, bir bütün olarak görün ve öyle karşısına çıkın. Karşınızda makine ağırlıklı bir ağ var. Başlangıçta bir ülkeyken, daha sonra bu kitleye ülkelerin (koalisyonun veya NATO’nun) tüm organları dahil oluyor, nasıl baş edeceksiniz?

Kitle Gücü Savaşı kapsayıcı bir tanımdır ve içinde uzay, kara, hava, deniz ve denizaltındaki tüm unsurlar görev yapar. Ayrıca Yarı-Otonom ve Tam-Otonom imkanlara sahip Sürü Operasyon birimleri yer alır. Örneğin Sürü Drone Harekatı bunun içinde yer alır.

Bu söylediğim konu havada yüksek performanslı uçaklarla mümkündür. Denizde ve uzayda da eşdeğerleri oluşmaya başlamıştır. Buradaki temel prensip üstün performansın sınandığı platformun diğerleri gibi düşünerek harp etmesini sağlamak ve bunu kontrol etme yeteneğini kazanmaktır.

Ukrayna-Rusya Savaşı’nda görüldü, Rusya hipersonik füzeler kullanıyor. Bu önemli bir kütlesel-yıkıcı kabiliyettir. Hipersonik Kabiliyetler Kütle Gücü Savaşı için hesaba katılmaktadır. Ancak füze atıldıktan sonra onu yakalayamamak söz konusudur. Buna karşılık alınacak önlemlerin başında mobil olan (karada, denizde, denizaltında ve havada platformları var) sistemleri henüz atış öncesindeyken bulup etkisiz kılmaktır. Bunun için olası en iyi senaryo, yine etkili C4ISR sistemleri, bunlarla entegre yapay zeka ve makine öğrenimi ile desteklenen bir şebeke ile işletilen karar verme süreçleri çok iyi çalışan Kitle Gücü Savaş sistematiğidir.

“Kütle Gücü“ne karşılık ABD ve müttefikleri “Kitle Gücü“ ile karşılık vermeyi planladılar ve bunu bugün başardılar, şimdi ellerindeki sistemleri geliştiriyorlar. Bu demek oluyor ki 2027’de Çin bugünküne benzer bir kabiliyete erişirse, yeni gelişime bağlı olarak ABD teknolojisi bundan daha üstün olanla karşısında olacaktır. Hatta başka oluşumlar da var, Rusya, Kuzey Kore, vs. Ancak unutmayalım, savaş alanında başka birçok etken vardır, sonuç başka olabilir. Ben burada sizin, teknolojinin ilerlemesine bağlı bir anlatımla, yeni vizyondaki sistemleri anlamanıza destek veriyorum, asla muhtemel bir savaşın sonucunu söylemiyorum.

Bir güç mukayesesinde kullanılacak olan yeni Kuvvet Çarpanları; yarı-otonom veya tam otonom silah sistemleri, bunun kadar önemli olan Çok-İşlevli Gelişmiş Veri Bağlantısı (MADL), bunun işlemesinde kullanılan yapay zeka ve makine öğrenimine dayalı entegre sistemlerdir. Uçağı adedi olarak toplamak bir Kütle Gücü Savaşı formatıdır, artık bunu terk etmek gerekir. Çünkü Kitle Gücü Savaşı dönemindeyiz.

DRONLARIN GÜCÜ

Gelelim dronların gücü konusuna. RAND’da çıkan bir makalede, Düşük Maliyetli, Yeniden Kullanılabilir İnsansız Hava Araçlarının Tartışmalı Ortamlardaki Harekatı tartışıldı. Aslında bu benim işaret ettiğim yeni bir savaş türünün donlarla olan kısmını açıklamaktaydı.

Burada temelde aranan nokta, hedef çok ise (ki Çin’in Tayvan harekat alanındaki imkanları belli), elinizdeki kapasiteyi ne yaparsanız taarruz edeni saf dışı bırakacak şekilde kullanabilirsiniz? Bu durumda uzaydan harekat alanına doğru olan bir yaklaşımla sorunu çözmeniz gerekecektir. Hedefler belirlenecek, etkisiz kılınacak, aldatma yapılacak… Bütün bunlar (bunlara makineler diyelim; çünkü dronlar, bunların değişik özellikli akıllı yükleri, kendi bilgi toplama ve karar sistemleri, değişik sensörleri ve uydu-yer-hava haberleşme cihazları, MMW radyo sistemi, şimdilik 5G sistemleri var,) ancak bir ağa bağlı kendi arasında konuşabilen yapay bir akılla yönetilebilir.

Bu makalede bir ayrıntı var, hatırlatmadan geçemeyeceğim, bu savaş makinelerinin yaratılmasında akıllı cep telefonu, yaygın şebeke ve paketleme teknolojisinden fazlaca yararlanılmaktadır. Milimetrik (MMW) radyo, yüksek bant genişliği, ancak kısa menzil sağlar. Böylelikle bitişik nizamdaki dronlar birbirleriyle iletişim kurarlar. Kısa menzil bir sorun değildir, çünkü ağdakiler birbirine yakın paketlenirler ve MMW sinyalleri çok uzağa gitmediği için uzun mesafeli karıştırmayı imkansız hale getirir. İşte bu özellik bir savaşta kullanılabilecek imkanı yaratır, bir sürü halinde etki sağlayabilirsiniz.

Drone ile Blok

ABD’nin elinde bu işe yarayacak ne var? Yeni geliştirilen XQ-58 Valkyrie, Düşük Maliyetli Uygun Uçak Teknolojisi, L-CAAT.

İşte burada diğer Kitle Savaş araçları da devreye girerek, Çin kıtasındaki ve Tayvan Boğazı’ndaki her türlü tehdide karşı saldıracaklar. Bunlar değişik platformlardan (uzaydan, havadan, denizden, denizaltından, Tayvan kara parçasından) atılan veya kalkan güdümlü roketler ve füzelerle isabetli biçimde etki sağlaması gereken, çok kısa zaman sürecek bir operasyonu işaret etmektedir.

STRATEJİK GÜCE YÖNELMEK

Örneklememizi Tayvan üzerinden yaptık, ancak burası sadece bir cephedir, savaşın tamamı dünyaya yayılabilecek güçtedir. Bugün Rusya, Ukrayna’da savaşıyor görünebilir ama aslında savaşın Atlantik’ten Pasifik’e yayılma kapasitesi vardır. Benzer biçimde, savaş Tayvan’da görünebilir ancak Çin yine aynı şekilde küresel etki yaratabilir.

Çin Stratejik Kuvvetlerinin Balistik Füze Menzilleri

Taarruz imkanlarının Çin’in tüm stratejik kapasitesini (Kütle Gücü başta tüm gücünü) aynı anda yok edebilmesi veya bastırılması gerekiyor. O halde Tayvan Boğazı’nı çoktan geçtik, bu noktada Çin’in stratejik kuvvetleri nasıl yok edilcek diye sormamız gerekiyor. Başka ifadeyle Tayvan’a saldırıyı durdurdunuz, ancak Çin ile ABD ve Ortaklarının savaşı nasıl yönetilecek? İşte burada yine anahtar Kitle Gücü Savaş kapasitesidir.

SİBER-UZAY

Bir Çin-ABD çatışmasında en önemli ortam siber-uzay olacaktır. Burada her geçen gün ilerleme söz konusudur. O halde her bir savaşan sistemin siber kabiliyetlerle müşterekliğinin sağlanması bir gerekliliktir, bu çağda başka şekli düşünülemez.

Bu konuyu tersten sormak gerekir, elinizdeki hangi silah sistemleri siber-uzayda eksiksiz ve etkili çalışırlar? Örneğin B-21, F-35, F-22 uçakları, L-CAAT (örnek XQ-58), geliştirilmiş Predator MQ-20 veya UAS (Sparrowhawk Small Unmanned Aircraft Systems), AWACS, JSATARS, yeni çıkacak olan insansız tanker uçakları gibi Tam-Otonom ve Yarı-Otonom sistemler, platformlar, silahlar, füzeler, karıştırıcılar ve hepsiyle birlikte çalışan MADL bu şekilde tasarlandı ise zaten sorun kalmıyor demektir.

OTONOM KOR SİSTEMLER

Şahsen Lockheed Martin’in ürettiği ve çeşitli modern savaşlarda kullanılan T-BMCS (Tactical Battlefield Management Core System) kullandım ve gelişimindeki safhaları biliyorum. Harekatın bütünüyle sevk ve idaresi için geliştirilmiş ilk Sistemlerin Sistemi Komuta Kontrol Sistemlerinden biridir. Bunu bugün siber-uzay ile bütünleştirerek, Tam-Otonom bütün istemlerle entegre ederek açıklayan kavram Otonom Kor Sistem’dir (ACS). ABD bu fikri cevaplayacak şekilde Skyborg’u geliştirdi.

F-35

Çin’e ve Rusya’ya karşı ilk özel F-35 saldırı filosu “65. Filo“ hizmete kondu. Neden F-35, görünmezlik, özel bazı noktalar var ki bu uçak ABD’nin özellikle Çin bölgesinde yürütülecek operasyonlarda kullanılacak, bunu iyi değerlendirmek gerekiyor.

SONUÇ

Savaş artık karmaşayı çözümleyen ve buna göre tedbirlerini kendisi yaratan konsept ve projelerle desteklenmektedir, özellikle hava ve uzayda büyük bir koordinasyon-işbirliği ve yönetim vardır ve bunun adını Kitle Gücü Savaşı koydum.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Güvenlik 'ın son yazıları

50 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
82 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
139 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
187 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
212 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme