Eleştiriler

27 Eylül 2023
Okuyucu

Sizlere günümüzün iyi algılanması gerektiği bağlamında, özellikle bizi ilgilendiren yönleriyle, sosyal bilimler ve dış politikaya dair bazı eleştirilerimi aktaracağım. Dünya hızla değişiyor, güç dengeleri bildiğimiz biçimden oldukça farklılaştı, eğer bunlara ait kavramlara ve anlayışlara vakıf olamıyorsak, konuşuruz ama aslında başka bir şey anlatırız.

Bilinç Üzerine Eleştiriler

Küresel güçlerin kendisinden ve değiştirdiklerinden nerelerde bahsedildi? Küreselleşmenin ev sahipliğini yapan dünyanın gelişmiş yerlerinde, bunlarla iç içe uluslararası ilişkiler ve dış politika alanlarında. Bu önemli konu bizde neden yeterince anlaşılamadı? Uzun hikâye…

Geçtiğimiz günlerde (23 Eylül 2023) Kapitalizm başlıklı bir makale kaleme aldım. Kendimce, ülkemde bu konuda eksiklik var dedim. Hatta uluslararası güçler ve dengeler, strateji ve jeopolitik konular üzerinde çalışanlar için bu gibi temel konuların açıklanmasının gerekliliğini düşündüm. Bunu önemsedim. Sistemde öncelikle dikkat çekmek istediğim nokta, Küresel Ekonomik Katman idi. 

Kapitalizmi, ulus devlet sistemini yeterince anlamadan, küreselleşme ve aktörleri hakkında söz sahibi olunabilir mi? Küresel ekonomi katmanından liderleri işaret etsem, herhalde belli çevrelerce bu bir magazin konusu derler.

Konuşulanlara bakıyorum, sanırım henüz zamanı gelmemiş! Ciddi konular, Atlantik, Hint-Pasifik, Kafkaslar, Baltık, Orta Asya, Orta Doğu, Afrika… Bildik sözcükler ve fikirler; bir yetersizlik hali var ve bu devam ediyor.

“Devlet dışı küresel aktör” diyebileceğimiz iş insanı Elon Musk tartışması giderek büyüyor, dış-politik çevrelerince de derinlemesine incelenen bir hal alıyor. Bazıları konuyu magazin gibi görüyor.

Bana göre BAE Emiri Şeyh Muhammed bin Zayid, bir ülkenin liderliği yanı sıra “devlet temelli küresel aktör”olarak da ele alınmalıdır. 

Diyelim ki, Elon Musk veya Muhammed bin Zayid, peşi sıra İsrail ve Türkiye liderleriyle görüşme yaptıysa, bunu (örneğin) ABD Başkanı Joe Biden’ın dış temasları gibi düşünmek gerekir. 

Eğer konu küresel ekonomik katmandaki liderlerin ise ABD Başkanı Joe Biden, ABD’deki başkanlık yarışı, ABD’nin dış politikasındaki öncelikler bile dikkatle ele alınmalıdır, görünür taraf var, görünmeyen de…

Ha keza hızla gelişen uluslararası ilişkilerin konuları, devletlerin ve devlet dışı aktörlerin yeni tür kümeleşme girişimleri, aynı şekilde dikkatle ele alınmalıdır.

Aşağıdaki sorulara evet/hayır şeklinde cevap verebilirsiniz: Dünyada hızla yeşil enerji dönüşümü oluyor, siber-uzayda hareket çok fazla, bir savaş var, ama diğer taraftan birtakım ülkeler, mali disiplinle ve yeni projelerle dünyaya yeni bir sistem örgüsü oluşturmakla meşguller, bunun sonuçları bugünden belli mi? Bu şartlarda ve gelişen yöndeki istikametinde güç mücadelesi dünkü gibi mi sürer? Bazı devletler ve devlet dışı aktörler oyun dışı kalabilirler mi? Yeni aktörlere yer açılır mı? Her durumda küresel mali büyüme kendini garanti eder mi? Hızla gelişen yenilikler ve yeni normaller bazı güçleri ve grupları gerilerde bırakır mı?

Sanırım biz daha bu noktalara gelemedik!

Küresel güç ne demek? Bunu da yazdım, Kontrol Edilebilir Küresel Gelişme başlıklı makalede (12 Eylül 2023).

Benim üzerinde durduğum, bir dönem ulus-ötesi olarak da işaret edilebilen kurumların, şirketlerin ve oluşumların (aktörlerin), halen küresel nitelikte varlığı ve gelişim içinde olmalarıdır. Örneğin küresel şirketler her geçen gün sayıca artmakta ve güçlenmektedir. Bunlar kendilerine göre daha yarayışlı, hatta çoğu yenilikçi olan yatırımları öne çıkarmaktadır, kendilerine uygun yeni kurallarla veya mevcutlara göre kuraldışı hareket alanları yaratmakla ilgilenmektedir. Küresel güçler, mevcut her yapıyı zorlayacak potansiyeldedir.

Gri süreçte, küresel güçler, her türlü kurala yeni bir tarif gerilmesini, çoğunlukla da kural dışı kalınmasını, bu konuda her aktörün özgün modelliyle, serbestçe hareket edebileceğini, buna uygun esnek gelişme ortamlarının yaratılmasını, sermayenin, ulusların kural baskısından kurtulması gerektiğini istemektedir. Küresel güçlerin asıl talebi, uluslar sistemi tarafından, kendilerine çok hızlı genişleyebilme imkânının yaratılmasıdır. Buna karşılık uluslar, paranın merkez bankaları tarafından basıldığı noktada, küresel aktörlerin sürekli yeni değer birimlerini işaret ederek ortamın istikrarsızlaşmasına sebep olmalarından şikayetçiler. Ancak her türlü yeni teknolojinin yarattığı sosyo-ekonomik sinerjiden de yararlanmanın yollarını arayan ulusların, halen küresel aktörleri kontrol etmeyi istemeleri sürmektedir. İşte bu duruma, zorlu bir geçiş süreci, denebilir.

Eğer liderler, politikacılar, uzmanlar, bu çok hızla gelişen şartların gerisinde iseler, bana geçmişin aklıyla yarını anlatmaya çalışıyorlarsa, olmaz! Beklenen, bugün hızla gelişen şartları bihakkın anlamak ve yarını buradan yola çıkarak açıklamaktır.

Bugün dünyada üç tür anlayış var: Bir tarafta her yönüyle bilinen, yapısı sağlam, kontrolü nasıl elinde tutacağını bilen ama yorgun bir statüko var, diğer tarafta ise ne yapacağını netleştirememiş, sertliğe daha yakın, protest anlayışa sahip, anti-kolonyalizmi vaat eden grup var. Bunların arasında ise kaybetmeyen ve fakat güçlenen fırsatçı bir yapının varlığından söz etmek mümkündür. Sorayım, sizce hangi grup taşıyıcı özelliklere sahip? Bunu netleştirmeyenlerden ben ne öğrenebilirim? 

Bu noktada düşüncem şöyle, kontrollü geçiş süreci daha güvenli yol olacağından, süreci belirsizliklere sürüklemek isteyeceklere karşı avantajlıdır. O halde bu fikir, temkinli olmanın yararına inananlar tarafından satın alınacaktır. Esasında gelişmelerin üç ayaklı olmasını insanlık için yararlı görmekteyim. Bir tarafın baskın olması dünyayı büyük bir yanlışa da sürükleyebilir, bu nedenle denge ve çok seslilik daima daha tercih edilen gelişmedir.

Bugün yaşananlar, önümüzdeki asırda yüzleşeceğimiz yeni durumları işaret etmektedir. Öyleyse bu durumun fazlasıyla “farkında olunması” gerekmektedir. İnsanın durumsal farkındalığı (situation awareness) en başta olması ve geliştirilmesi gereken bir özelliktir. Filozoflar bu açılardan çalışmaktadır. İnsanoğlunun durumsal farkındalığına dair daha fazla yatırım yapmak gerekmektedir. Olması gereken yatırım, bu incelediğimiz dönemde bizlere ezberletilen yatırım biçiminin (az da olsa) yönünü değiştirmek demektir. (Bkz: Tarihin Farkında Olmak, 12 Eylül 2023)

Yöntem Üzerine Eleştiriler

Bilim ne sadece literatür takipçiliğiyle ne de sıradan bir muhabbet şeklinde yapılır. Bilim, televizyon reytingiyle kariyer yapılan bir iş alanı değildir.

Dünyada, yani bizimkilerin abonelikle literatürünü takip ettikleri yerlerde, okuyup öğrendikleri membada bilimsel çalışma oluyor: Bilimsel teori ortaya atılıyor, bu sınanıyor… Ham madde, mamul madde gibi… Teori yaratılıyor, üstüne senaryolar yazılıyor, sahadan bilimsel yöntemlerle veri toplanıyor (milyonlarca veri, üç-beş madde değil), birinci derede referanslar elde ediliyor, bunlar için aylarca yıllarca gözlem yapılıyor, veriler senaryolara göre düzenleniyor, simülasyonlar yapılıyor ve makine çalıştırılıyor, ne olabilir sorusunun cevabı büyük matematik denklemleriyle elde ediliyor, sonra sonuçlar tek tek tartışılıp yorumlanıyor. Bilimsel bulgu, analiz, sentez, yorum şeklinde ortaya konuyor. Saygın yayınlarda paylaşılıyor, bizimkilerin gitmeye imkanları olursa, o bilimsel kongrelerde sununlar oluyor, bir daha tartışılıyor, konular bir daha saygın literatüre giriyor. 

Amaç sahada bulunmak mı? Herkes seyahat ediyor… Amaç birileriyle network kurmak ve mail atmak mı? Herkes atıyor… Ama soruyorum, sizin haberleştiklerinizi başka kimler arıyor da ona bir türlü ulaşamıyor?

“Bu da var, şu da…” “Bak bir de aklıma şu geldi…” “Aaa bi’de Çin var tabi!..” “Hindistan diye bir ülke var…”Bunlar tek tek çuvala konuyor; o da var bu da. Sonra çuvaldan çıkar, izleyenlere yolcu vapurumda “bir alana bir bedava” der gibi göster… Bunu yapmak, hatta kronolojik olarak konuşma yapmak, heyecanlı üsluplarla dinleyenleri etkilemek… Ne diyelim? Buna literatür takipçiliği dedik, ama bir de şu, aymazlık!

Bilim insanı zaten bilim alanındadır. Örneğin (fikirlerini beğenin veya beğenmeyin bazı isimleri yazıyorum), Immanuel Wallerstein, Samuel Huntington, Zbigniew Brzezinski, Joseph Nye, Lawrence Freedman, Francis Fukuyama, Bernard Lewis, acaba bu gibi şahsiyetler “arkadaş ben bilim insanıyım” demişler midir? Zaten öyledir ve yaptıklarıyla değerdir. Bizde bu referans isimlerin kavramlarını alt alta yazınca mı bilim insanı olunuyor? Sistem bu mu? Peki memlekette bilim yaptığını söyleyenin iyisini-kötüsünü neye göre seçeceğiz? Peki dünyada meşhur, saati yüzbinlerce dolar hesabıyla konuk edilen kaç bilim insanı ismi sayabilirsiniz? Mesela bizde bir Henry Kissinger veya John Maynard Keynes çıkmadıysa, açıklayabiliyor muyuz? Bugün teoride, modellemede, yöntemde çığır açan bilim insanlarımız kimler? Sonuç ne? Yeni fikir ve sağlam önerme ne?

Bu böyle olmaz! Bu sosyal bilimlere çeki düzen verilmez ise bilimden konuşmak şöyle dursun… 

Riske giren bilim insanı görmek istiyorsunuz, bilimsel risk, nerede? Bilimsel risk almadan konuş, geç…

Bizde özellikle medyada görünen ve uzman diye bilinenler olmuşlar tedarikçi, pamuk veya tütün eksperi gibi… “Bu mal biraz ince, kurtlu, fiyatı üç kuruş aşağı…” 

Generalist başlıklı makaleme bakmanızı tavsiye ederim (21 Eylül 2023). Burada uluslararası ilişkilerde ekonomide, hatta askeriyede generalist örnekleri verdim. Bu makalede de Kissinger ve Keynes isimlerinden bahsettim. Uzmanların kendi konularında nasıl olması gerektiğini etraflıca açıkladım.

Generalist, yani genele yetkin kimse ise farklı kafa yapısına sahip, özel eğitim alan, tecrübeli, az bulunan kimselerdendir, hatta özel yeteneklidir, bunların içinde liderlik yapabilecekler de çıkacaktır. Generalist, zamanın ruhuna, kavramlarına, düşünce sistemlerine, bütün bilimsel alanlara, güç çeşitlerine, hatta mühendisliklere vakıftır, beyni aynı anda şema çizer, detayları ayrıştırır ve bütünleştirir, fonksiyon analizi yapar, kendine göre teoriler üretir, soyutlama yapar ve kısa sürede bunları gerçek olaylarla sınamadan geçirir, stratejisttir, jeopolitiği iyi bilir, lider donanımlıdır.

Sonuç

Neredesiniz? Konum verin. Ben söyleyeyim: Piyasa Ekonomisi Katmanı dediğim noktada, bir yerdesiniz; ama Dünya Ekonomisi Katmanı içinde olmadığınız çok açık. Halbuki bunu çözmeden olmaz!

Bundan dolayı, “Immanuel Wallerstein, Samuel Huntington, Zbigniew Brzezinski, Joseph Nye, Lawrence Freedman, Francis Fukuyama, Bernard Lewis, Henry Kissinger veya John Maynard Keynes acaba şunu mu demek istedi” diye kırk kitap yazıyor, bir o kadar da okuyorsunuz, işin diğer tarafı, yarın yine yazacaksınız…

Düşünün, dünyada büyük ülkeler ve şirketler yapay zekâ, yarı iletkenler, nadir elementler, otonom, robotik, temiz enerji, siber-uzay alanlarına yatırım yapıyor, kampanya konuları hep bunlar üzerine, politikacılar bunlarla ilgileniyor? Acaba yarın Mars’a gitmek zorunda mı kalacağız? Yeni bir virüs salgınına mı hazırlanmaktayız? Hem mademki iklimler değişiyor, o halde neden büyük güçler tekrar nükleer testlere başladılar ki? Yeni bir savaş hazırlığı mı var?

Bana Putin’in ideologları gibi Nazizm’i veya Yeni Emperyalizm’i anlatmayın. Bana zannettiklerinizi gerçekmiş gibi de anlatmayın. Kendinizi “hem çok akıllıyım hem güzel!” şeklinde anlatmayın. Sakın Amerika’yı keşfettiğinizden falan bahsetmeyin!

Kültür 'ın son yazıları

377 views

Devrim

Bize devrimin ne tarafı kaldı? Diyeceksiniz ki hangi devrimin? Açıklayacağım. En başta şöyle sloganik işaret edeyim: Devrimden değil, sapkınlardan ve geç kalmışlıktan kork!
579 views

Generalist

Ülkeler ve dünyamız için iyi bilinmesi gereken bir konuyu işleyeceğim, generalist olmak. Buna karşılık gelen bir sözcük aradım bulamadım, yine de ben genele yetkin diyeceğim. Genele yetkin kimseler kimler, örnekleri neler? Uluslararası İlişkiler, Ekonomi ve Askerlik sahalarında örnekler vereceğim, neden gerekli, bunu açıklayacağım.
532 views

ENTELEKTÜEL SORUNSALI

Temelde insanın doğası, zamanın getirdikleri ve sürekli gelişen küresel zorluklar var. Bunun üzerine her alanda tereddüt uyandıran değişik adımlar ve gerçek bir hedef. Sözü edilen şu, kalkınmak! Eğer artık kalkınmışlar sınıfında olmak istiyorsanız!.. Gerçekten istiyor musunuz? İşe bu emelin ne denli büyük bir mücadeleyi gerektirdiğinin farkında olmakla başlanmalı. İşte tam da bu noktada, düşünsel içerikli bir açıklamam olacak. 
2.1K views

Sıradan ve Mükemmel

Bu makalede sizlere insan zihni içerisindeki tarif veya algı ile gerçeğe ilişkin olanın farkını açıklayacağım. Ele alacağım temalar sıradancılık, mükemmelcilik ve gerçeklik ötesi hakkındadır. Başta soralım, karşılaştığınız şey gerçek mi, yoksa gerçek ötesi mi?
974 views

Anakronizm ve Propaganda

Anakronizm ile politik propaganda arasında ciddi bir ilişki vardır. Kitle psikolojisiyle ilgilenenlerin çalışma alanında bu tür konular yer alır. Askeri alanda ise Psikolojik Harp buna göre inşa edilir.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme