Yakın zamanda “Yeni Küresel Devrim” konusunu işlemiştim[1]. Bu devrim sürecinin içinde olduğumuzu işaret etmiştim. Şimdi de post-kapitalizm ve buna bağlı yönetim erkinin yapısını sistemsel olarak ortaya koyacağım.
DevamıPolitik tercihiniz sizin olsun, bana dış politikadaki tercihlerinizi günlük ve uzun vadeli yaşamınıza nasıl yansıtıyorsunuz, cevap verebilir misiniz? Sizce bu yönde emin durumda mısınız, her şey kontrolünüz altında mı? Demokrasi mi, otokrasi mi? Fırsatçılık mı, eşitlikçilik mi? Egemenlik mi, teslimiyet mi?
DevamıSizce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Amerika Birleşik Devletleri'nin Küresel Çaresizlik Sendromu’na mı tutuldu? Evet, ancak henüz bitmedi, bu etkili yöntemin domino etkisi sürecek! Başardım demek için önce stratejik başarı gerekir. Küçük düşünmemek gerekir. Mevzi üstünlükler kazanım gibi görünse de zafer değildir. ABD'nin, Küresel Çaresizlik Hastalığı konusunu bilmeksizin uluslararası sahada veya bölgelerinde politika yapanlar, bugün Putin dahi çaresizse, dünya nereye gittiğini bilmiyorsa, yarın ne olacağı hakkında net fikrin ne olduğu hakkında tereddüt varsa, insanlar paralize haldeyse, siz neyi anlatıyorsunuz?
DevamıAslında algılarınıza yönelen hazırlanmış sözcüklerle yönlendiriliyorsunuz. Bırakın bu savaşı, savaş sonrasında olması istendiği özelliklerdeki aklınızın bu fırsattan istifadeyle ne şekilde yapılandırıldığını düşünün, en azından bir nebze! Öyleyse objektif olmak bile bir yetenek ve çaba gerektirir, sonuçta kültür meselesidir.
DevamıBu makalede çok önemli iki başlıği irdeleyeceğim: Birincisi, Küresel Stratejik Tecrit; ikincisi ise bir Dünya Savaşı olasılığı. Küresel Stratejik Tecrit ifadesini daha önce duymadınız. Duymamanız normal, ilk kullanılıyor. Bu çapta bütün yelpazeyi kapsayan, koordineli icra edilen bir yaptırımlar yumağı konusunda kararlılık gösterebilmek çok farklı bir iddiadır. Bu dünya için yenidir. Soru şu, ABD ve Ortakları ne oldu da Rusya’yı böylesi bir yaptırımlar yumağı ile pes ettirebileceğini düşünebiliyorlar? Hayret edici pek çok konuyla karşı karşıyayız, ama bu soruyu mutlaka cevaplandırmalıyız. Bunu yapmazsak, ne olup gittiğini pek anlayamayız!
DevamıUkrayna ve Rusya arasındaki savaşın "harekât hedefleri" yönüyle takibini aşağıdaki formatta güncelleyerek sürdüreceğim. Bu ülkemizde pek bilinmeyen bir formattır. Örnek bir analitik çalışmadır. Bu alanda çalışanlar için ders niteliğindedir. Ancak bu analiz ile esas bakımından burada verilmek istenen, Ukrayna Savaşı’nın ve küresel yaptırımların etkisinin gidişatı hakkındadır. Buradaki güncellemelere bakarak topyekûn değerlendirmeye ve gelişme sonuçlarına dair fikir elde edebileceksiniz.
DevamıBugün Ukrayna konusunu konuşmaya devam ettik, yarın da konuşacağız. Cari konular bunlar… Asıl akılda kalması gereken husus ise "büyük kırılma" ile ilgilidir. Bu büyük kırılmayı görmeden, büyük resme iyi bakmadan 2040’lara gelinirse, o vakit bir hayli zorluk çekilir. 2040 yılı nereden çıktı diyeceksiniz. ABD’nin ve Çin’in planları bu zamana karşılık geliyor, dolayısıyla Rusya da buna ayak uydurmak durumundadır. Peki ya Türkiye neyi düşünmeli? Bakın, bu yazı size post-modern savaş yöntemini, kazanan ve kaybeden tarafını çok net açıklayacak, büyük mücadele içinde yaşananlara böyle bakmayanlar küçük düşünenlerdir, hesap bilmeyenlerdir!..
DevamıSizlere Ukrayna meselesini değişik açılardan açıklayacağım hem politik hem askeri-stratejik. Acaba Rusya zor durumda mı? Müdahil ülkeler bir savaş yapmadan bu işin altından kalkabilecek mi? Türkiye’nin arabuluculuğu neden değerli? Bu gibi soruları etraflıca açıklayacağım. Yoğun propaganda ortamındayız. Akılları karıştıran kamplar var. Dolayısıyla konuyu kapsamlı anlatmak zorundayım. Önce politik mülahazaları, sonra Ukrayna sorununu bütün yönleriyle açıklayacağım, peşinden çok önemli gördüğüm askeri-stratejik mülahazalara geçeceğim, ne de olsa bu bir savaş halidir, Türkiye’nin yerini belirledikten sonra konuyu başlayacağım. Bir tarihi kırılma zamanındayız, hassasiyet gösterilmesini tavsiye edeceğim.
DevamıBiz ekonomiyi biliyoruz! Kapitalist misiniz, değil misiniz? Liberal misiniz, eşgüdümcü mü? Küreselci misiniz, ulusalcı mı? Kimlik siyasetini mi önemsiyorsunuz, finans politikalarını mı? Kural-egemenlikten yana mısınız, neo-liberalci mi? Kaçıncı Sanayi Devrimi gereği konuları tamamladınız? Bu içinde bulunulan devrimin şartlarına hazır mısınız? Sorular çoğaltılabilir. Ben işin bu netlikle ve bilinçlilikle olan kısmındayım.
Devamı2020 çok yıkıcı geçti, şaşırtıcıydı, yaşananlara inanamadığımız anlar çok oldu. 2021 bir tür hazmetme dönemi olarak geçti. Ama aslında belirgin bir dönüşümün ana hatlarıyla belirginleştiği dönemdi. Geride bırakacağımız bu yılda Batı kültürü, Batılı olmak, Transatlantik, NATO, egemenlik, Asya, Pasifik gibi ifadeleri çokça duyduk. Ben de bu kavramlar ve kurumsal yapılar çerçevesinde çok temel konu başlıklarını tartışmışsak istedim. Olup biteni iki kavramla özetlemek istedim: Politika ve savunma. Özellikle Soğuk Savaş sonrasından bugüne, buradan da 2030’a giden yolda, sadece ülkeler değil, bireylerin bakış açılarıyla gelişen refah ve güvenlik ihtiyacına bağlı çok temel bir konu hakkında bilgilerimizi tazeleyelim istedim. Örnek olarak sıcak Ukrayna meselesine değineceğim. Çin stratejisi üzerinden geçeceğim.
DevamıTarihi bir akışla daha ziyade Batılı sermaye ve kültürün hakimiyetiyle beraber küresel kapitalizm nasıl gelişme göstermekte, bu konuyu açıklayalım. Benim bir taraf olmam söz konusu değildir, burada yapmak istediğim; bütüncül sorulara cevap verebilmek, 2050’ler şeklinde öngördüğüm geleceğe nasıl bakılması gerektiğini kapsayıcı bir açıklama getirmek ve zaman içinde yeterince tartışılmamış bazı kavramları sizlere bu çerçeve içinde sunmaktır.
Devamı