Bu bir kitap olacak. Bu günü gününe tutulan notların birikimi ile gerçekleşecek. Geçenlerde bir twit attım ve ne dedim biliyor musunuz? Yazar adaylarına, günlük tutar gibi olanları not edin, bir ay sonra iki ciltlik eser sahibisiniz! Evet, böyle olduğunu size bizzat göstereceğim. Kitabın adını
DevamıSizce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Amerika Birleşik Devletleri'nin Küresel Çaresizlik Sendromu’na mı tutuldu? Evet, ancak henüz bitmedi, bu etkili yöntemin domino etkisi sürecek! Başardım demek için önce stratejik başarı gerekir. Küçük düşünmemek gerekir. Mevzi üstünlükler kazanım gibi görünse de zafer değildir. ABD'nin, Küresel Çaresizlik Hastalığı konusunu bilmeksizin uluslararası sahada veya bölgelerinde politika yapanlar, bugün Putin dahi çaresizse, dünya nereye gittiğini bilmiyorsa, yarın ne olacağı hakkında net fikrin ne olduğu hakkında tereddüt varsa, insanlar paralize haldeyse, siz neyi anlatıyorsunuz?
DevamıGün yüzüne çıkan bir konu bu; büyüyen ülkeler, güçler, hegemonya talepleri bir yanda, ülkelerin, toplumların ve insanların güvenlik taleplerini güvenceye almak diğer yandadır. Bunun dengesinin sağlanamadığı her durum insanlığa zarar verir, mevcut sistemler değiştirilmeye ihtiyaç duyar. Bu büyük ikilemi size Ukrayna Savaşı boyutunda açıklayacağım.
DevamıPKK/KCK terör örgütü ile mücadele konularında son merhalede neler söylememiz gerekir? Değişenler neler? Eğer bugün bu tür soruların cevabını verirken "eskide kaldı" diyebileceğimiz türden anlayışları, çatışma yöntemlerini ve terminolojiyi kullanır isek, durumun kavranması ve verilen mücadelede tam başarı elde edilmesi güçleşir. O halde bugünün icaplarına göre olan tabirler ve önlemler neler olabilir, bunlara bakalım.
DevamıKonu her ne kadar terörizm olsa da sonuçta ABD ile rakipleri Çin ve Rusya’nın kendi aralarındaki ilişkiye ve muhtemel anlaşma durumlarına bakmamız gerekiyor. Ana konular bellidir, küresel ekonomi, iklim krizi ve küresel terördür. Terörizme alan açmak adına neler yapılacak, öncelikle bunlara bakacağız. Afganistan’dan çekildikten sonra ABD açısından Sıfır Kayıplı Savaş ve Siber-Uzay, buna karşılık Asya-Pasifik bölgesinde ise (o iyi bildiğimiz) Vekalet Savaşı daha öne çıkmış görülmektedir. Bu durumda dünya terörle yaşamaya mahkûm ediliyor!
Devamıİşte bu formül (rejim-terör-meşruiyet) bir büyük ülkenin stratejisi, diplomasisi ve politikası için örneklik etmektedir. 1990’dan bu yana görülen örnekler çoğaltılabilir, derinlemesine açıklanabilir, ama sonuçta durum belli; istikrarsızlık ve muhtaçlık yaratmak, ötekileştirmek ve düşmanlaştırmak, hedef göstermek, parçalamak bölmek… Demokrasi nerede ve kime, dememiz gerekiyor. Örneğin Irak’a demokrasi halen gelmedi. Suriye’de veya Libya’da olabilecek mi? Hayır, çünkü Irak örnektir. Afganistan’da yirmi yıl kalan ABD milyarlarca dolar harcadı, sonuç terörist dediği Taliban’a boyun eğmek mi olmalıydı? Bu kadar basit mi? Şimdi ABD yetkilileri (ki değişik zamanlarda Taliban ile pazarlık masasına oturdular) açıklamaya devam ediyorlar, "Şeriat devleti kurmaya çalışan Taliban kötüdür," diye. Paradoksu görebiliyoruz elbette, ama formül bu, paradoksal bir meşruiyet ve politika sürdürülüyor. Sonu gelmeyecek olan bir savaşın yeni bir cephesinin daha açıldığı belli. Sadece Afganistan’daki Taliban yetmeyebilir. Başka terör örgütleri de devreye konabilir. Bunları yakında öğreneceğiz.
DevamıÜlkeler savunma ve refah problemlerini çözerek gelişirler ve bir güç mücadelesi içindedirler. Olan kaynakları kullanmanın bir adım ötesinde, ülkeler, başkalarından önce davranarak kazanım elde etmek adına, kıyasıya bir rekabet içindedirler. Rekabet sonucu elde edilenlerle beraber ülkelerin gelişme hızı ve etkisi rtaya çıkar. Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir. Uzunca süredir savunma alanında enerjisini harcamaktadır. Savunma alanındaki Türkiye’yi incelemek başlı başına önemli bir konudur. Bu önemli konuyu Soğuk Savaş döneminden başlayarak ele alacağız ve yakın gelecek için bugün çözülmesi gereken problemleri tanımlayarak analizimizi tamamlayacağız. Özellikle Türkiye’nin savunma alanında ABD dahil dünya sistemine kattığı değerleri bu şekildeki bir takdimle ilk defa okuyacaksınız.
Devamı14 Haziran’da yapılan NATO toplantısı ve ikili görüşmeler üzerine somut konulardan biri de Afganistan meselesi oldu. Bu doğrultuda bugün Ankara ABD heyetini ağırlıyor. Savunma Bakanı Hulusi Akar, Afganistan’da (NATO şemsiyesi altında Meclis’ten asker gönderme teskeresi onaylı ve süresi uzatılan, teknik destek, insani yardım görevi yapan,) Türk askeri varlığına ilave asker gönderilmesinin söz konusu olmadığını ifade etti. Konu Kabil Hamid Karzai Havaalanı’nın işletilmesi olacak. Afganistan konusunu ABD cephesinden irdeleyelim.
DevamıGünümüzün medya ve siyasetle ilgili sorunlarını mimetik alan etkileşimiyle ele alacağım. Köklü adımların atılmasında geçmişten geleceğe mimetik filtreler nasıl kullanılıyor, buna bakacağım. Savaş üzerine bir değerlendirme yapacağım. Bugünün post-modern kurgusunun temellerini araştıracağım. İnsana ait gelişim katlanarak, ancak onun yarattığı şiddetin yöntemi de bir o kadar karmaşık. İçinde idealler ve buna ait kavramlar var, ama büyük bir çelişki yaratırcasına anlatabileceğimiz, bir kendi arkaik kalıbını güncelleyerek tekrarlama durumu söz konusu. Bir mücadele olacak ise bu temelden yaklaşarak bir strateji geliştirilebilir; insanın geleceğe yansıttıklarına bir filtre daha konabilir, kırılmalar ve döngüler üzerine çalışılabilir, amaç, kuralsız hale dönüşen ve sinsice sürdürülen şiddeti azaltmak olmalıdır.
DevamıABD’nin küresel üstünlüğü tartışılıyordu ve Joseph S. Nye 2005 yılında etraflıca yazdı, Yumuşak Güç (Soft Power) bahsini ve sonra anlaşıldı ki Sert Güç (Hard Power) kadar etkili. 2021 yılı itibarıyla işbaşına gelen ABD Başkanı Joe Biden Yönetimi açıkladı, bu yöntemlerin her ikisinin de toplamı anlamına gelen Akıllı Güç (Smart Power) ile hasımlarına üstünlük sağlayacaklar. Bakıyoruz bu tarz girişimler arttı. Bu itibarla konuya dikkat çekmek isterim, mademki konu Akıllı Güç, o halde neden bunun gereklerini analiz etmiyoruz? Hatta ülkemize yansıyan örneklerini bu cepheden değerlendirmiyoruz?
Devamı