Taliban ve Afganistan Merkezli Vekalet Savaşı

17 Nisan 2021
Okuyucu

ABD askerini Afganistan’dan neden çekmek istiyor? ABD, Afganistan’da Taliban’a yeni bir görev mi verdi? ABD-Taliban anlaşmasının asıl açıklaması nasıl yapılmalıdır? Hedefte Çin ve İran mı var? Yoksa bu gerçekten Afganistan-Taliban anlaşması mı olacak? 

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) bugün Joe Biden yönetiminin asker çekmeye karar verdiği Afganistan’a, 11 Eylül 2001 küresel terör saldırısını müteakip, yirmi yıl önce El Kaide orada diye gitti. Ama ABD baktı ki Afganistan çok başka özelliklere sahip, Soğuk Savaş’ın sonlarında (1979-89) Sovyetler Birliği’nin gidip on yıl sonra yenik düştüğü jeostratejik bir ülke, hatta Amerikalılar için Vietnam kadar ürkütücü bir yer. Ve bugün Biden, Taliban diye küresel bir tehdit varken Afganistan’ı 1 Mayıs 2021 itibarıyla terk etmek zorunda olduklarını söylüyor. Takvimin yetişip yetişmeyeceği başka bir tartışma konusudur, ama hedef bu tariftir. Bu durumda bir yandan küresel terör tehdidinin varlığından bahsedeceksiniz, Çin’in nüfuz alanına yakın kritik coğrafyalarda mevzilenme ihtiyacı duyacaksınız, ama diğer yandan Taliban ile anlaşmaya varıp bu ülkeyi terk edeceksiniz. İşte bu çelişkili ve içinde önemli soruları barındıran adımlar sadece başka ülkelerde değil ABD’de de tartışmalara neden olmaktadır.

Daha öncesi şöyle, ABD ve NATO’nun Afganistan’daki rolü, 1 Ocak 2015’te tam güvenlik sorumluluğunu üstlenen Afgan hükümet güçleriyle birlikte sona erdi. Önceki Başkan Donald Trump (2017-2021) Beyaz Saray’a gelmeden bu iş bitmişti ve savaşı bitiren kararı o da vermemişti. Yine de aksayan, ayak sürüyen askeri ve politik kesimleri görünce Trump, Şubat 2020’de, “Afganistan’da ne işimiz var, bitirin artık şu sonu belli olmayan savaşı,” demişti. Hatta Taliban-ABD anlaşmasını bizatihi Afganistan’a ziyaretle eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo yapmıştı. Bugün Biden da aynı noktada, aslında Pentagon’un devam eden planını uyguluyor. Biden, Zalmay Halilzad’ı ABD’nin Afganistan Uzlaşması Özel Temsilcisi atadı, takipçinin adı bu kişi.

ABD burada 800 milyar dolardan fazla para harcadı. Sadece savaşmadı, altyapı tesisleri, yollar, iletişim hatları, askeri üsler inşa etti. NATO da beraberinde görev yaptı. Türk askeri de bu kapsamda bölgede görev aldı. Afgan halkının kalkınmasına dönük köklü projeler uygulamaya kondu. Sonuçta 2.218 Amerikan askeri hayatını kaybetti. Bu durumda 1 Mayıs itibarıyla geri çekilme emrini bekleyen ABD asker sayısı 2.500’dür.

Güçlü bir biçimde Trump zamanında başlayan bugün Biden’ın da onayladığı bu çekilme sürecinde Taliban sadece Afganistan’da varlık sürdürmüyor, Pakistan’dan da destek alan bir kaynağı, geri bölgesi var. Coğrafi ve kültürel şartlarla Afganistan-Pakistan sınırının geçişlere yönelik esnekliği bugün ABD ve NATO’nun küresel terörle savaşını düşündürten önemli bir nedendir. Bu cepheden bakıldığında eğer Pakistan ordusu güçlü olur ise Taliban ile savaşmak daha başarılı bir hal alacaktır. Sadece bu noktadan bile bakılsa konu bölgesel bir hal almış görünmektedir. Kaldı ki Afganistan ABD için çepeçevre sorunlu konuları barındıran bir ülkedir.

Sorunun merkezindeki Afganistan’da Devlet Başkanı Eşref Gani’nin sunacağı öneriler önem kazanmaktadır.ABD askerini geri çekmek için Taliban’a, hükümetin yarısını bile vermeyi masaya koymuşlardır ve buna “geçiş hükümeti” diyeceklerdir. Peki sonra ne olacak dersiniz? Bu şartlarda Taliban daha da güçlenmiş olmayacak mı? O halde çeyrek asra yakın zamandır dünya bu coğrafyada hangi nedenle savaşıldığını bildi? Bugün ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ghani’ye yazdığı bir mektupta, “yeni, kapsayıcı bir hükümet için bir yol haritası” ve “yeni bir anayasa hazırlanması” konusunu öneriyor. Bu bakımdan ABD ilgili Afganistan toplantısının Türkiye ev sahipliğinde yapılmasını bildiriyor. 

Bugünlerde Türkiye, Afganistan konusu için kolları sıvadı. Afganistan Barış Süreci İstanbul Konferansı 24 Nisan-4 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Afganistan’daki bazı kesimler Taliban’ın bu konferansa mutlaka iştirak etmesini istiyorlar ve Afgan hükümetiyle müzakere masasında olması gerektiğini ifade ediyorlar. “Aramızda anlaşalım, ABD 1 Mayıs’ta çekilme işlemine başlasın ve 11 Eylül’de tamamlasın,” diyorlar.

ABD bu toplantıyı ne Pakistan’da ne Suudi Arabistan’da ne de (madem kendi sorunu) Washington’da veya (madem NATO misyonu var) Brüksel’de yapmak istedi. Türkiye’nin Afganistan’da güvenilir olması, Pakistan ile yakın ilişkileri önemli, ama tarafların içinde bu bölgede ABD’nin gözü önünde büyümüş Taliban da var. Bir barış anlaşması imzalanırsa Türkiye burada inisiyatif sahibi ülkeler içinde olacak mı? 

Güvenlik yönüyle durum nedir? ABD’nin terk ettiği Afganistan’da Taliban nüfuzunu geliştirince, başta El Kaide’den dağılan grupları ve DAEŞ gibi farklı isimlerdeki küresel terör örgütlerini de yanına çeker. Bunun manası iyi anlaşılmalıdır. Bölge Çin’in İpek Yolu güzergahında, Çin ile giriş kapısına sahip, İran’a komşu bir coğrafyada güçlü bir Taliban oluşumu bırakılmaktadır. Bu durumda Biden bölgeyi bir kaos atmosferine mi sürüklemek istiyor? İçinde ABD askerinin olmadığı ama küresel terörün yer aldığı Çin ve İran’a karşı büyük vekil savaşçılar Taliban şemsiyesi altında mı birleşecek? ABD-Taliban anlaşmasının derinlerinde bu plan mı var? Yirmi yıllık ABD ve NATO savaşının neticesi böyle mi bitecek?

Konuya ABD, Afganistan’dan çekiliyor, deyip bakmamak gerekir. Eğer ABD asker çekiyorsa bu coğrafyada bir plan işleyecektir. Konunun sadece milyar dolarlık harcamalar olduğu kanısına da kapılmayın. ABD için para ne iş için var? ABD küresel askeri dağılımını neden yapıyor, bölgesel komutanlıkları neden var? Afganistan’dan asker çekince ABD, CENTCOM’u lağvetmeyecek ki? Bu durumda Afganistan merkezli bir vekalet savaşı yeni başlıyor diyebilir misiniz? Bu durumda Uzun Savaş da bitmiyor görünüyor.

Beklentiler var, barış gelir diyenler de… On yıl Ruslar, yirmi yıl Amerikalılar Afganistan’da. Kim neden Afganistan’daydı ve neyi kazandı? Bugün barışın anahtarının Taliban’da olduğunu işaret edenlere bakarak endişe duymadan geçemiyorum.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Güvenlik 'ın son yazıları

51 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
82 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
139 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
187 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
212 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme