Site icon Politik Merkez

Ukrayna Stratejisinde İkinci Safha

Okuyucu

Batı’nın Rusya’ya karşı Ukrayna stratejisinde ikinci safha başlatıldı. ABD ve Avrupa şimdiye dek elde ettiği kazanımı geliştirmek amacıyla uyguladığı plan hedefleri bir ileri aşamaya geçiyor. Rusya ise kendi satranç hamlesini düşünüyor, vezir mi, yoksa piyon mu sürecek? Çünkü Batı kaleleriyle, atlarıyla ve filleriyle tahkimatı sağladı, oyunu belli bir noktaya getirdi. 

Batı’nın Ukrayna planı işliyor, şu an ikinci safhaya geçildi. Batı stratejisinin plan hedefleri ve bu iki sahayı açıklayayım:

Batı için ikinci aşama uygulamaları bir geri adım mıdır veya ne kazandırır? Batı Ukrayna’ya yerleşti, sistem bütünlüğü içinde savunma anlayışı geliştirdi. Bugün Ukrayna NATO’nun bir tür sınır ülkesi gibi düşünülebilir. İstenir ise Ukrayna bir doğrudan askeri destek için uygun hale geldi. Birinci plan hedefleri tamamlandı. Sistem işliyor. Depolar dolu. Genel olarak hedeflere büyük oranda ulaşıldı. (Not: Bu tür hedefler belirlendiğinde yüzde ile varılan nokta işaret edilir. Öyle görünüyor ki yüzde 70’lerin üstünde hedeflere ulaşıldı.)

Bu durumu maksimize etmek için şimdi ikinci aşama plan uygulanacak. Bu aşamaya kazanımları pekiştirmek olarak bakılabilir. Rusya bu durumu geri adım olarak görmemektedir. O da yeni duruma göre nasıl önlem alacağını belirginleştirecektir. İstediği garanti mektubunu alan Rusya bir karar vereceğini ifade etti. Basit tabirle top Rusya’da görünüyor. Rusya bir önceki safhanın meselesini çözüyorken Batı ileri adımla pozisyonunu maksimize ediyor.

Meseleye dışarıdan bakanlar bu stratejik hamleleri göremeyebilirler. Ancak konu net, Avrupa güvenliği ve Ukrayna’nın savunulması konularında seviyesini yükselten Batı şimdi ileri adım atıyor. Bunun sinyallerini NATO Genel Sekreteri Jen Stoltenberg, İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde konuşan Linda Thomas Greenfield verdi. Bazıları için Stoltenberg’in, Truss’un ve Greenfield’in ifadeleri tam anlaşılamamış olabilir. Onlar ustaca stratejinin yeni adımına geçildiğini ifade ettiler.

Bu durumda iki husus ortaya çıkmaktadır. İnceleyelim:

Uygulamanın başlarından itibaren Birleşmiş Milletler devreye kondu. Şimdi ekonomik yaptırımlar yoluyla enerji alanındaki şirketler ve oligarkların rahatı bozulacak. Durum hakkında Duma’da yeniden gözden geçirmeye gidilecek. 

Şimdi Rusya, uluslararası hukuka uygun davranış göstermediği konusunda bir savunma yapar hale geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bu yönde konuşmaya başladı, uluslararası hukuktan yanayız dedi. 

BM Güvenlik Konseyi’nde ABD şöyle dedi: “Uluslararası topluluğa bu tehdidin tüm sonuçlarını açıkladık, sadece Ukrayna için değil, BM Şartı’nın temel ilkeleri ve modern uluslararası düzen için. […] Rusya diplomasiden uzaklaşıp Ukrayna’ya saldırmayı seçerse, sorumluluğu Rusya üstlenecek ve bunun hızlı ve ciddi sonuçları olacaktır. […] Bugünkü Güvenlik Konseyi toplantısı, dünyayı tek bir sesle konuşmaya çağırmak için kritik bir adım: Güç kullanımını reddetmek, askeri gerilimi azaltma çağrısı yapmak, diplomasiyi ileriye dönük en iyi yol olarak desteklemek ve her üye devletten komşularına karşı askeri saldırı için hesap verebilirlik talep etmek.”

Beklentilere bakalım: 

Yine de kritik bir evrede olduğumuzu işaret etmemiz gerekiyor. Rusya, Donbass’a Batı yardımı ile güçlendirilen topçu birliklerinden rahatsız. Bu konuda Ukrayna’yı hedef gösteriyor. Eğer Batı ikinci safha uygulamalarla aşırı dozda Rusya’yı köşeye sıkıştırır ise bu kez askeri provokasyon devreye girebilir: Donbass kritik! 

İşte bu noktada yöntemsel olarak ABD ile Avrupa ayrışıyor: ABD biraz daha Akıllı Güç ile ilgileniyor ve Rusya’nın ne tür oyunlar oynayabileceğini Avrupalılara hatırlatıyor. (Not: Hatırlatayım, Akıllı Güç stratejik perspektifi kapsar, mutlaka asıl amacı elde etmeyi sağlar.)

Rusya’nın taktiksel sert adımlarını görürseniz şaşırmayın; bunlar savaş yaklaşıyor mu sorusunu çağrıştırmasın. Siz daha çok Rusya’nın ekonomisine ve retoriğe odaklanın, asıl göstergeleri o noktada göreceğiz.

Şimdi anladık herhalde; Putin Doktrini’ne karşı Biden Doktrini ne demek, hedefler ve yöntemler neler?

Vladimir Putin ve Xi Jinping 4 Şubat günü bir araya geldiklerinde ellerinde oynayacakları bu kartları bulacaklar.

Buradan çıkaracağımız sonuç açık; ikinci safha sadece Rusya’yı değil, beraberinde geniş bir çemberi içine alabilecek güçte olacak.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Exit mobile version