Site icon Politik Merkez

Nükleer Savaş Riski

Okuyucu

CNN’e konuk olan Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov’un açıklamaları üzerine Nükleer Savaş ihtimali yeniden gündeme geldi ve hararetle tartışılmaya başlandı. Ben de size bu konuyu ne mana taşır, açıklamak isterim.

Biz uzmanlara göre milyon kere, milyon kere, milyonda bir ihtimal de hesaba katılması gereken bir değerdir. Savunma alanında ise nükleer seçenek her zaman için masada tutulması gereken bir dosyadır. Hazırlıklar eksiksiz yerine getirilir ki “kâbus planları” sürekli güncel tutulur.

Ukrayna-Rusya Savaşı başlamadan yazdım, tarih 21 Şubat 2022, başlık Avrupa Güvenliği, Nükleer Tehdit ve Ukrayna idi. Çünkü bu mesele ne zaman olsa gerekli olacaktı! Bu yazıyı uluslararası ilişkilere merakı olanlar okuyabilirler.

ABD ve Rusya zaten bir süredir nükleer meselelerde anlaşmaları yenilememe gibi bir eğilime girdiler. Hatta önceki ABD Başkanı Donald Trump zamanında Orta Menzilli Kuvvet Anlaşması (INF) yenilenmedi. Avrupa’daki nükleer silahlar ve atma vasıtaları modernize edilmeye başlandı. Avrupa zaten tedirgin idi. Diğer yandan Çin’in 2035 hedefi 1.000 nükleer başlık olarak hesaplandı. Bundan sonra yer kürede neyin denkliğinden söz edilecekti ki? Bunlar stratejik meseller, uzun vadeli hesaba muhtaçlar. Hesaplar yeniden yapılmaya başlanmıştı bile.

Yazılarımda Ukrayna meselesinin Rusya’nın nükleer tehdidine evrildiğini yazdım. (Hatırlatma: Tehdit var demek, savaş başladı demek değildir.) NATO zirvesinde (24 Mart) uzmanlarca nükleer planların görüşüleceğine de dikkat çektim. (İlgili yazılar: 22 Mart, Onurlu Çıkış; 19 Mart, Ukrayna Savaşı’nda Durum; 17 Mart, Ukrayna-Rusya Savaşının Durum Değerlendirmesi) Daha sonra Kremlin Sözcüsü Peskov’un açıklaması oldu. Bunun üstüne ABD’nin aynı tonda cevabını duyduk. Birden nükleer tartışma başlamış oldu.

“VAROLUŞSAL TEHDİT”

Peskov’un ifadesinde geçen “varoluşsal tehdit” ne demektir? Bu Rusya’yı parçalamak, topraklarını işgal etmek manasında söylenmiş bir varoluşsal tehdit değildir. Moskova’nın rejimi, politikası ve küresel nüfuz alanlarının korunması ile ilgilidir. Ukrayna’ya karşı söylenmiş bir söz değildir; bilakis ABD ve Ortaklarına karşı söylendiği açıktır. Bu bir ihtar çekmek veya caydırmak için söylenmiş üst perdeden bir ifadedir.

CAYDIRMA VE NÜKLEER HARP SEÇENEKLERİ

Lütfen görselden takip ediniz. 

Caydırma konusu iki olasılık için geçerlidir: 1) Onurlu çıkış için; 2) Tümüyle kazançlı çıkmak için. 

Rusya, Ukrayna savaşından onurlu şekilde çıkmak ve barışa oturmak istiyor ise bu tonda bir ikaz yapabilir. Ukrayna savaşını mutlaka kendi lehine bitirmek istiyor ise yine böyle bir ikazı yapma ihtiyacı duymuş olabilir.

Bu olasılıklar içinde Peskov sözlü tehdit kullandı. Ama unutmayalım, Rusya nükleer atma vasıtalarını sürekli gözler önüne sürüyor. Hatta hipersonik füze kullanması, harekatın dinamiği gereği olduğu gibi, bir de bu amaçla söz konusudur. Diğer ifadeyle bütün bunlar bir kararlılık gösterisidir. Karşı tarafın cayıp caymayacağına veya iddialarından yaptıklarından vazgeçip geçmeyeceğini böylece görebileceğiz.

Eğer cayma veya vazgeçme söz konusu olmadı ise ne olacak? sınırlı nükleer silah kullanımı! Bu ise başlı başına oyunu değiştirmek demek olur. Bu durum uluslararası hukuk bakımından zaten bir savaş sebebidir ve geri dönüşü olmayabilir.

Bir de genel nükleer harp seçeneğine göz atalım. Ya doğrudan bu safha meydana gelebilir ki kimse böyle olmasını istemez, ya da sınırlı kullanımdan sonra yine bir cayma veya vazgeçme olacak mı diye sınanır, değilse nükleer savaş kaçınılmaz olur denir.

KABİLİYET

Böyle durumlar için planlar mevcuttur. Yürürlükte olan asli bir plan vardır. Bunu destekleyen, olasılıklara göre devreye konacak olan acil durum planları (contingency plan) hazırdır. Siyasiler bunları öne sürerler/sürdürürler. Amaçları baskıyı alabildiğine arttırmaktır. Ama neden? Basitçe, kazanmak için. Ya kaybetmek kaçınılmaz oldu ise bu duruma giden yol olabilir mi? Evet. Bu kapı açıktır.

Basitçe nükleer silahlar; taktik, orta menzilli ve stratejik şeklinde sınıflandırılabilirler. Halen Ukrayna sahasında kısa menzildeki bir noktaya, topla, taktik bombardıman uçaklarıyla veya gemilerdeki roketlerle atabilecek vasıtalar vardır. Bunlar tercihen düşük kilotonluk nükleer mühimmatı kullanabilirler. Bu kabiliyetin olması başkadır, gerçekten uygulamak başka.

Nükleer silah atılırken patlama yeri, irtifası ve açısı, verimi, kilotonu, serpinti dağılma biçimi hesaplanır. Bunların detayı atılan mühimmatın verdiği mesajın anlaşılmasına da gerekçe teşkil eder. Bu işin uzmanları bunu yorumlayabilirler.

SONUÇ

Hangi safhadayız? Caydırma, kararlılık. Gidilen yol savaşan taraflar için onurlu çıkış istikametidir. Rusya elini yüksek tutuyor ve uygulanan kapsamlı yaptırımların karşılığını bu şekilde de vermek istiyor. 24 Mart’ta yapılacak G7 ve NATO zirvelerinden verilecek mesajları dikkatlice izleyeceğiz.

Nükleer silahlar konusuna büyük güçler olarak, en azından Rusya, ABD, Avrupa ve hatta NATO ve G7 gibi bakmak şarttır. (İlk planda Çin’i veya diğer güçleri daha sonra düşünmek gerekebilir.) Planlar, kabiliyetler var, ama kullanmak başka bir husustur. Başından bu yana Avrupa, “Ukrayna meselesi için bir dünya savaşı olmasın,” demekteydi. ABD ve NATO ise her defasında, “savaşa girmek istemiyoruz,” demekteydi. Bakalım şimdi ne olacak?

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Exit mobile version