Yunanistan’a, Kıbrıs Rum Kesimi’ne, Avrupa’ya ve terörü destekleyenlere sözüm var, bölgesel barış ve istikrar için atılacak adımların yine bu bölgedeki insanlara yararı olacaktır, bunu unutmayalım. Dünya büyük bir pandemiden ekonomik sıkıntıdan çıkıyor, Amerikan demokrasisi yanıyor, insanlar işsiz, sosyal adalet diyor, Avrupa’nın sorunları büyük, dünyada akıl değişiyor… En azından şöyle düşünmedik mi? Pandemiden sonra biraz da olsa insan gibi düşünmeye başlayacağız! İşte size fırsat, haydi o zaman! Türkiye ne diyor, siz ne tür adımlar atmalısınız?
Ey Yunanistan! Bir Lozan Antlaşmamız var. Antlaşmadaki hakkımızı koruyayacağız ve sizin istismar ettiğiniz noktalarda hakkımızı arayayacağız. Ege ve Akdeniz konularında çözümsüzlüğe doğru ilerlediniz, Kıbrıs’ta kalıcı barışı engellediniz, bütün bunlara hakkınız yok, olmayacak da!
Ey Kıbrıs Rum Toplumu! Derebeylik ve şımarıklık dönemleri bitmedi mi?. Bırakın hak ve adaleti, Kıbrıs’ın sizde kalan kesimini dünyanın karanlık finans döngüsüne itenlere bile evet dediniz. Barış ve istikrarı istemeyenlerin oyununa dahil oldunuz. Türk Toplumu’nu görmezden gelmek istediniz. Avrupa’daki karanlık finans dünyasının sizi kayırmasını hak bildiniz. Birleşmiş Milletler’in barış çabaları için son noktaya getirdiği plana hayır dediniz.
Ey Avrupa! Türkiye’yi birliğinizin kapısında tutan zihniyetin geri planında ne var? Sömürgecilik mi, Hıristiyan Demokrat Partiler mi, yoksa adaleti siyaset yapma alışkanlığı mı?
Ey terörü meşrulaştıran akıllar! Siz dünyanın bu şekilde daha adil ve huzurlu olacağını mı düşünüyorsunuz? Tuttuğunuz taşeronlar en fazla mazlum insanlara zararlı, istismarın bu kadarı da fazla, insanlık dışı!
Türkiye ne yapıyor? Suriye’de sınırını koruyor, teröre karşı duruyor, topraklarını koruyor. Bu yanlış mı? Irak’ta teröre karşı mücadele veriyor. Bu da mı yanlış? Libya’da deniz sınırının anlaşmasını yapıyor. Hatta benzer anlaşmaları deniz komşusu diğer ülkelerle de yapmak istiyor. Akdeniz’e istikrar getirmek istiyor. Türkiye hakkını arıyor, bölgesel barışın ve istikrarın tesis edilmesinde kendiyle alakalı konularda çaba sarf ediyor. Türkiye hem Karadeniz’in hem de Akdeniz’in barış denizi olmasını istiyor. Ne var bunda?
Size ne zararı oluyor bu tür olumlu çabaların? Size derken ülkelerin halklarını ve yönetimlerine tesir eden kötü niyetli odakları ayırmak gerektiğini biliyorum. Ama neticede Türkiye’nin karşısında olan politikacılar, diplomasi, vs. Buna bakılıyor… Türkiye diyor ki, iç sorununuzu çözün de gelin masaya. Çıkarlarınızı hesap ederken adil paylaşımı, hakkı ve adaleti gözetin.
Türkiye Akdeniz’de, Avrupa’da, Ortadoğu’da, Karadeniz’de, Avrasya’da… Bunu değiştirmek mümkün değil. Oynamayın sınırlarla, karıştırmayın içeridekileri… Barışı tesis etmek ve zenginlikleri paylaşmak daha önemli. Geç kalınmasın. Geç kalmanın zararı bölgede yaşayan insanların tümüne, bu önemsiz bir şey mi?
Gürsel Tokmakoğlu
