Belarus-Polonya Göçmen Krizi

12 Kasım 2021
Okuyucu

Geçtiğimiz haftalarda ortaya çıkan ve dünya gündemine oturan Belarus ve Polonya sınırında kendini gösteren düzensiz göçmen krizine ana hatlarıyla göz atalım. ama göreceğiz bu Doğu Avrupa’da boydan boya kırılan bir fay hattıdır, Baltık’tan Karadeniz’e kadar. Bu fay hattının batısında Atlantik doğusunda ise Rusya var.

Küresel göçle ilgili uzun bir sorun sahasının henüz kapısından yeni girdik. Bugün Belarus-Polonya sınırındaki olay aslında bundan sonra daha büyük ölçeklerde olacakların küçük bir örneği. Göçün nedenleri doğal olarak gelişen iklim değişikliği, daha iyi hayat yaşama arzusu, terörizm ve savaşlar, gibi biliniyor olsa da bu konuyu politik açıdan kullanmak da sayılacaklar arasına girdi.

Geçtiğimiz günlerde Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen bu krizi tanımlarken doğrudan göçten bahsetmedi, hibrit kriz dedi. Bu ifade bize göstermektedir ki politik amaçlı bir planın bu göç sadece bir parçası.

Cari durum şöyle, şimdilik 3-4 bin arası Orta Doğulu ve Afgan göçmen havayolunu kullanarak Minsk’e gidiyorlar, buradan karayolu ile Polonya sınırı önünde duruyorlar, tel örgüden geçip Polonya’ya girmek istiyorlar, hesapladıkları varış noktası Almanya. Belarus bu göçmenlere engel olmuyor. Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları açısından böyle bir hak var ve insanlar Birleşmiş Milletler’in de kararlarında yer aldığı gibi bu haktan yararlanmak istiyorlar. Ancak Avrupa Birliği ülkeleri bu konuda çok hassaslar, nüfus hareketlerine karşı bu insani hakkı kabul etmiyorlar. Doğal olarak mesele yasadışı olarak niteleniyor. Sonuçta Polonya sınırını şu an 12 bin, birkaç gün sonra görüleceği üzere 15 bin askerle koruma altına almakta. Amaç Polonya sınırından geçişleri önlemek. 

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ve ona akıl veren Rusya Devlet Başkanı Putin hedef tahtasına konuyor ve bu krizin planlı olduğu ifade ediliyor. Lukaşenko bir gün önce yaptığı açıklamada sert çıkış yaptı, Polonya böyle davranırsa ve AB duyarsız davranırsa Belarus’tan Avrupa içlerine giden doğalgaz boru hattı Yamal’ın vanasını kapatabileceğini söyledi. Bu bir tehdit ifadesiydi. Buradan yola çıkarak kriz hakkında değerlendirmeler yapıldı.

Yeni açılan Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattının kullanılmaması için hem Avrupa’dan hem de Amerika Birleşik Devletleri’nden bir baskı var. Oysa Merkel ve Putin Kuzey Akım-2’nin kullanılması ile alakalı anlaşmayı imzalamışlardı. Bütün bu baskılar nedeniyle doğalgaz arzı noktasında da büyük bir kriz var. Rusya doğalgazı kısıtladı ve bu nedenle küresel fiyatlar yükseldi. Bu sonbahardan itibaren dünya yüksek fiyatlı doğalgaz ile sorun yaşarken bu düzensiz göçmen akını da tuz biber oldu. 

Bölge çok önemli. Baltık, Dünya Savaşları’nın güzergahı, Rus ve Alman orduları buralardan geçtiler, işgaller oldu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında halen Baltık’taki Rusya toprağı Kaliningrad, Polonya’nın stratejik Gdansk kendinin hemen kuzeyinde bir mevki. Ruslar bu toprağını askeri üs gibi kullanıyor, nükleer silah siloları dahi var. Denizden ise önemli bir limanı var. Belarus’un kuzeyinde sınır komşuları Litvanya ve Letonya. Güneyinde ise şu an Rusya ile kriz yaşana Ukrayna var. Rusya Kırım bölgesini işgal etmişti. Belarus Devlet Başkanı geçtiğimiz günlerde Kırım’ın Rusya toprağı olduğunu ifade etmişti. 

Bu jeostratejik yaklaşımla Belarus-Polonya krizinin başka sebepleri de söz konusu olabilir. Eğer Avrupa Birliği’ne ve NATO’ya girmekle ilgili süreçlerde Ukrayna, Atlantik ile Rusya arasında kalıyor ise Baltık’tan Karadeniz’e kadar hat üzerinde yaşanan kırılmada başka birçok olay gibi düzensiz göçmen ve doğalgaz krizleri de birer konu başlığı halinde ele alınacaktır.

Bu durumda son cümleyi şöyle kuralım, dünya göçmen krizleri noktasında işin başında, aynı şekilde Baltık-Karadeniz fay hattı üzerinde yaşanan kırılmanın da başında. Daha fazla derinleşme potansiyeli olan sorunlardan sadece biri göçmenler. Evet, o zaman bu hibrit bir kriz.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

ABD Gözüyle Çin’in Askeri Stratejisi ve Küresel Riskler

DİĞER YAZI

Baltık’tan Hazar’a Hibrit Savaş

Güvenlik 'ın son yazıları

157 views

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.
70 views

Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD'nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.
64 views

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.
99 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
141 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme