turkiye-dogu-akdeniz-politikasini-neden-degistirdi
Türkiye Doğu Akdeniz Politikasını Neden Değiştirdi?

Türkiye Doğu Akdeniz Politikasını Neden Değiştirdi?

28 Kasım 2018

Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve doğalgaz kaynakları konularındaki tutumunu incelemekte yarar vardır. Zira düne göre belirgin bir yöntem farklılığından söz etmek mümkündür. Anlayış farkına bir göz atalım.

Başkaları ne yaptılar? Örneğin İsrail ana hatlarıyla, kendisi ve işine yarayacak partnerleri için lobi yapan, gerekirse çatışma çıkaran, çatışmaları körükleyen, terörü destekleyen, uluslararası anlaşmaları kendi penceresinden okuyup sürekli başkalarıyla anlaşmalar imzalayan, proje üretip şirketleri bu projelere bağlayan bir yöntemi uygulamaktadır.

Yunan ve Rum kesimi (GKRY), Avrupa ve İsrail ile müşterek çalışan, geri planda iş çeviren, Avrupa ile güvenlik ve enerji anlaşmaları imzalayan, uluslararası anlaşmalara ilave anlaşmalar imzalayan, Doğu Akdeniz’de ısrarla bir kaynak arayan görüntü vermektedir.

Türkiye ise kabaca, uluslararası anlaşmaları harfiyen kabul eden ve bunları savunan, deniz kuvvetleri unsurlarını sahada sürekli kullanan, Avrupa Birliği (AB) konusunda bir anlaşma olur ise diğer paylaşımların da gerçekleşebileceğine inanan ve bu merkezden bakılırsa biraz yavaş hareket eden görüntü sergilemektedir.

Ayrıca Türkiye uzunca süredir İsrail’in veya Amerika’nın bölgedeki çok taraflı ve çok maksatlı olumsuz hareketini izlemeyi kendine vazife edinmemiştir. Üstelik diğer ülkelerin (Avrupa, İsrail ve ABD başta) dolaylı yollarla destekledikleri terörle ve iç çekişmelerle enerjisini harcamak durumunda kalmıştır.

Türkiye uzun yıllar şunu yapmamıştır, örnek veriyorum; “Benim enerji kaynağına ihtiyacı var, Doğu Akdeniz’de doğalgaz var, öncelikle ve her ne olursa olsun bu gazı çıkarmam gerekir, engelleri aşmak için gerekirse her türlü anlaşmazlıkları körüklemem ve bazı oldubittiler yapmam mümkündür…” Bugün bu tarzın dışında adımlar atıldığını görmek pekala mümkündür.

Demek istediğim, Türkiye uluslararası hukuka ve iyi komşuluk ilişkileriyle güven anlayışına fazlaca saygılı davranmıştır. Halbuki diğerleri politikalarını böyle yapmamaktadırlar ve Türkiye bu gerçeği biraz da bedel ödeyerek görmüştür. Şimdi başkalarının yaptığı yanlışları yapmıyor (çünkü yanlış her daim yanlıştır, insanlığa rağmen örneğin terör desteklenemez, insanlar evlerinden mahrum bırakılamaz, vs.); ancak proaktif politikalarla hareket etme yolunu seçiyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

trump-suudi-veliahdina-yol-gosterecek-mi
ÖNCEKİ YAZI

Trump Suudi Veliahdına Yol Gösterecek mi?

guterres-bilinen-bir-oykuyu-animsatti
DİĞER YAZI

Guterres Bilinen Bir Öyküyü Anımsattı

Politika 'ın son yazıları

Stratejik Derinleşme

Politikada "stratejik derinleşme" terimini ifade etmekle, beraberinde neleri söylemiş oluyorum: Aktif, nötür (yeni-izolasyonizm) ve karma politikalar, politik seçenek olarak aynı anda yapılması gerekenler.

İran’ı Konuşmak

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekiler için dün, bugün cenaze töreni yapılıyor ve yarın toprağa verilecekler. Peki bu durumda bizler İran'ı nasıl konuşmalıyız?

Reisi’nin Olayı

Dün öğle saatlerinde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Amirabdullahiyan'ın içinde olduğu bir helikopter, Azerbaycan sınırında İlham Aliyev ile açılışı yapılan barajların töreninden sonra dönüşte kötü hava şartlarında düştü ve sadece İran değil, herkes şokta. Enkazı Türkiye'den kalkan Akıncı İHA buldu. Ben bir havacı olarak burada kendi açımdan bazı hususlara değineceğim.

Rusya’nın Kharkiv Harekatı

Son günlerde Ukrayna-Rusya savaşında önemli bir gelişme var. Rusya için Kharkiv harekatı çok önemli bir koz olacak. Bu kez Rusya tarafı daha derli toplu harekat yapıyor, politikada daha akıllıca ifadeler seçiliyor. Zelensky ise endişeli görünüyor.

Politik Vizyona Göre Konumlanma Stratejisi

Ülkeler için sihirli kelimeler refah ve güvenlik, öyle değil mi? Peki 2030’lardan sonrasına bakın, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye özelinde cevap arayın, vizyonumuz ve stratejimiz ne, refah ve güvenlik için neler düşünülmeli? Bu stratejik-vizyona esas olacak şekilde, politik anlayışımız, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik etkileşimlerimiz ne durumda, neredeyiz, ne tarafa doğru gidiyoruz, riskler neler?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme