milli-politikalarda-turkiye-kararliligi
Milli Politikalarda Türkiye Kararlılığı

Milli Politikalarda Türkiye Kararlılığı

27 Temmuz 2019
Okuyucu

Türkiye kararlıdır. Hangi konularda? Öncelikle uluslararası politikada. Nasıl? Bu yazıda nasıl sorusunun detaylarını ele alacağız. Görülen o ki Türkiye’nin muhatapları değişmiştir. Türkiye konjonktür gereği başat güçlerle muhataplık içine girmiştir. Böyle bir konjonktürde Türkiye sorumluluğunun bilincinde olarak üstüne düşeni inisiyatifle gerçekleştirmeye hazırdır ve gerekeni de yapmaktadır.

Türkiye, muhataplarıyla ilgili konularda belli bir kararlılık gösterdiği nedenle aynı zamanda politik açıdan avantajlıdır. Kararsız olsaydı sorun olurdu. Anlaşılan o ki, Türkiye’ye yakın geçmişte yaşatılanlar aslında bu tür bir avantajı elde edemesin için idi.

Kim bu Türkiye’nin güncel muhatapları?

  • Birleşmiş Milletler (BM): BM’nin kendisi sorundur, güncellenmelidir. Küresel ısınma gibi çok temel mevzular vardır. Özelde olan konular on yıllardır çözüm beklemektedir. Kıbrıs, Suriye, mülteciler/sığınmacılar…
  • Avrupa: Avrupa meselesi derindir. Masada duran Avrupa Birliği (AB) noktasından mülteci/sığınmacı meselesine kadar çok konu vardır. AB meseleleri çözmeden çıkar elde amacını yürütmektedir. Doğu Akdeniz, Kıbrıs, güvenlik, mülteciler/sığınmacılar …
  • Rusya: Ukrayna, Suriye, güvenlik, enerji…
  • İsrail: Filistin, Suriye, Irak, güvenlik, enerji…
  • Amerika: Yukarıdakilerin hepsi geçerlidir. Özelde neler var? Suriye’yi bölmek istemektedir. F-35’leri vermem diyor. ABD’nin tek taraflı yaptırım tehdidi açıkça ifade edilmektedir.
  • Diğerleri: Türkiye’nin doğrudan muhatabı Yunanistan, Irak, Suriye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, vs. gibi görünmektedir. Türkiye uzun yıllar bu ülkeleri muhatap almıştır. Ancak görülmüştür ki bu ülkeler ya parçalanmış ya egemenliklerini kaybetmiş ya muhataplık imkanlarını başka güçlere teslim etmiş durumdadır.

Türkiye kararlılıkla aynı şeyi söylediği için hepsine karşı sağlam bir politika izliyor. Adına ne derseniz deyin, politik güç milli güç unsurları içinde çok önemli bir unsurdur.

Türkiye:

  • Ortadoğu proje alanı değildir. Israrla hatırlatılan şu; IŞİD gibi terör örgütlerini politik kazanç için alet olarak kullanmayın, bu insanlığa zarar verir. Bundan başka, Ortadoğu’da mezhepçilikleri körükleyerek çıkar elde etme işinden kurtulun. Ortadoğu meselesinde temel konu Filistin olarak gösterilir. Filistin’de BM kararları gereği kalıcı çözüm esastır. Yüzyılın Anlaşması gibi oldubittiler asla kabul edilemez.
  • Suriye bölünmemelidir. Sığınmacılar için muhataplar sözünü tutmadılar. Terör mutlaka durdurulmalıdır. PKK terör örgütü ve bundan türetilmiş her örgüt küresel tehdit unsurudur. Kuzey Suriye için taraflar ve müttefikler önlem almaz ise Türkiye inisiyatifini kullanır. Türkiye Kuzey Suriye’de asla bir terör devletçiği kurulmasına müsaade etmez.
  • Doğu Akdeniz eşit paylaşılmalıdır. Kıbrıs sorunu BM kararları ve girişimleri çerçevesinde kalıcı çözülmelidir. Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları karşılıklı görüşmelerle yapılmalıdır. Rumların ve Yunanlıların sorumsuzca yapacakları her faaliyetin karşısında Türkiye ve Kıbrıslı Türkler olacaktır. Türkiye kendi gemileriyle Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz aramaya devam edecektir. Türkiye ve teknik taraflar, Avrupa’ya nakledilecek doğal kaynaklar için en uygun jeostratejik köprü olduğunu bilmektedir, bu açıdan işbirliğine açıktır.
  • Güvenlik konusu milli bir konudur. Türkiye güvenliğini kısa vadeli düşünmemektedir, asırlarca sürecek barış ve huzur ortamı yaratmak adına düşünmektedir. NATO konusunda Türkiye üstüne düşeni yapmakta, ama karşılığını bulamamaktadır. Milli çıkarlar için Türkiye önce müttefiklerine gider ve savunması için girişimlerde bulunur. Karşılığını bulamaz ise piyasadan başka ortaklar ile anlaşmasını yapar. S-400 konusu böyledir. Patriot füze sistemi verilmediği için bu yola girilmiştir. F-35 projesine en başından beri Türkiye ortaktır. Hakkını istemektedir. ABD F-35 savaş uçaklarını vermez ise Türkiye Boeing yolcu uçağı anlaşmasını tekrar düşünecektir. Ama daha önemlisi müttefikleri ile birlikte savunmasını geliştirmekten yanadır. İsrail ve başka güçlerin etkisiyle eğer ABD, Türkiye’nin milli güvenliğine karşı bir engel oluşturur ise bunu kabul etmek mümkün değildir. Diğer yandan Türkiye her bir savunma sanayii konusuna “milli üretim” modeliyle bakmaktadır. Öncelik budur. Türkiye nasıl İHA/SİHA ve Atak helikopter projelerini gerçekleştirdi ise Milli Muharip Uçak (MMU) projesini de gerçekleştirme kararlılığı içindedir. Değilse ortak üretime gidilmesi temel çözüm olarak ele alınır. Avrupa ile NATO da işin içinde olacak şekilde ortaklıkla SAM-T projesi geliştirilecekse Türkiye buna girer. Benzer şekilde savaş uçağı projeleri dahi görüşmeye açıktır.
  • Her egemen ülke gibi milli çıkarlarını öne koyar. Bu uğurda ne gerekiyorsa yerine getirme kararlılığı içindedir. Türkiye NATO üyesi ülkedir. AB’ye girmek istemektedir. Ama kapıda tutulması noktasında fazla kalamaz. Türkiye’ye oldubittilerle dayatılan her bir durum ters teper. Küresel barış ve huzur için çaba sarf eden her bir ülke, güç ve kurum Türkiye’yi var olan kapasitesiyle değerlendirmelidir. Türkiye Pasifik’ten Atlantik’e barış içinde yaşanması ve ticaretin geliştirilmesi noktasında üstüne düşeni yapmaya hazırdır.

Peki, Türkiye’nin yeni muhatapları bütün bu olup bitenden habersiz mi? Hayır. Anlaşılan o ki; Türkiye’yi direnme noktasında uzunca süre tutarak acil kararlar vermesini, masada taviz vermesini ve daha az milli çıkar elde etmesini bekleyen taktikle hareket etmektedirler. Bu bir güç mücadelesidir ve Türkiye bunun bilincindedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

kuresel-demokrasinin-gelisimi
ÖNCEKİ YAZI

Küresel Demokrasinin Gelişimi

guvenli-bolge
DİĞER YAZI

Güvenli Bölge

Politika 'ın son yazıları

27 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
37 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
49 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
54 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
82 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme