Biden Ne Dedi, Ne Demedi?

8 Kasım 2020

ABD 46. Başkanını seçti. Her ne kadar belli prosedürler devam edecekse de Müstakbel Başkan Joe Biden ve Yardımcısı Kamala Harris ekranların karşısına geçip zaferlerini ilan ettiler. Ne dediler ne demediler, bakalım. Özellikle Türkiye yönüyle kısaca değerlendirelim.

Tarihteki en fazla oyla kazandığını ifade eden Joe Biden şunları söyledi: ”Ülkenin dört bir yanında bir umut gördük. Bana gösterilen güvenden dolayı çok mutlu oldum. Bölen değil birleştiren bir Başkan olacağıma söz veriyorum. Tüm halkın güvenini kazanmak için çalışacağım. Zaten ABD’de bundan ibarettir. Bizim yönetimimiz de bunun için çalışacak. ABD’ye dünyada yeniden saygı duyulması için çalışacağım… Başkan Trump’a oy verenlerin yaşadığı hayal kırıklığını anlıyorum. Ben de iki kez kaybettim ama şimdi birbirimize şans verelim. Şimdi, sert söylemleri bir kenara bırakma, tansiyonu düşürme ve birbirimizi dinleme ve kaydetme zamanı. Rakiplerimize düşmanımız gibi davranmayı bırakmak zorundayız, onlar düşmanımız değil, Amerikalı. Bizim amacımız ahlakı, adaleti, bilimi ve umudu üstte tutmaktır. Virüsle mücadelemiz, ekonomi ile mücadelemiz önde olmalıdır. Irkçılıkla mücadele bizim önceliğimiz olacaktır. Öncelikle salgını kontrol altına almamız lazım. İlk olarak bilim adamlarını atayacağım. Pazartesi günü, 20 Ocak 2021’de salgınla mücadele planımızı hayata geçirecek önde gelen bilim adamı ve uzmanlardan oluşan bir ekip kuracağım. ABD’nin ruhunu geri getirmeliyiz. İyiliğin kazanmasının zamanı gelmiştir. ABD’nin dünya için bir ışık olduğunu düşünüyorum. Dünyaya ilham vereceğimizi düşünüyorum. Çok büyük bir dönüm noktasındayız, umutsuzluğu yenebiliriz. Daha adil ve saygı duyulan bir ABD’ye inanıyorum.”

ABD demokrasisi kendine özgü güç erkleri ile dikkat çekicidir ve bir başka demokrasiye uymayan yönleri vardır. Başkan çift şapkalıdır; bir şapkasıyla ABD’yi idare eder ve diğer şapkası ile de II. Dünya Savaşı sonrası kurulmasında ağırlığının olduğu mevcut dünya düzenindeki sistemi seçilen yönetimle etkiler. Hangi alanlarda? Ekonomi, politika, teknoloji, kültür, hukuk, askeri, medya…

Bu kez ABD bir kırılma yaşıyordu. Çin ile rekabetin o beklenen merhalesine gelmişlerdi; ya Çin ABD’yi geçecekti ya da ABD belli politikalarla yeni dünya düzeninin kurallarını ortaya koyacaktı. Burada seçilen başkanın atacağı adımlar elbette bazı yeni küresel sorunların da sebebi olacaktı.

Dünya iki kutuplu dönemi ”Soğuk Savaş” bitince kapattı. Bugün ”yeni” diye merakla beklenen durum, ki anahtarları bir manada Biden’ın elinde olacak, arada geçen ”tek kutupluluk” ve sonrasında oluşan ”belirsiz dönem”in de tamamlanması şekilde cereyan edecek.

İşte Joe Biden’ın konuşması bu bakımdan bir ipucu vermeyen türden ve sadece seçimle ve seçmenle ilgili mahiyettedir. Asıl beklenen ise bundan sonraki söyleyecekleri olacaktır.

Bugüne kadar Barack Obama, Donal Trump dönemlerinde yaşananları ayrıntılı biçimde yazdım. Bugünden sonra hep birlikte Biden’ın uygulamalarını yazacağız, okuyacağız, tanık olacağız. Bu bize bir yandan merak diğer yandan endişe konusu olmaktadır. Endişe şundandır, sorunlar çok büyüktür; ama alınacak tedbirler eğer çok şeyi alışılagelenden farklı noktalara taşıyacak olursa, acaba buna dünyanın diğer yerlerinden ne gibi tepkiler verilecek, bu konuda belirsizlikler ve hatta beklenen krizler nasıl alt edilecek?

ABD’de siyaset birden fazla gücün ortak noktada buluşmasıyla veya kendine göre doğan pazarlıklar neticesinde gerçekleşir. Bu güç bileşenlerinin yarın nelerle ortaya çıkacakları, yani bu günden sonra ABD politikalarının ne şekilde gerçekleşeceği hususu dikkatle izlenecektir.

ABD’nin düşmanları Çin ve Rusya’dır. Bu ülkelere diplomatik dille düşman demese de en büyük rakip demektedir. ABD’nin bu büyük rakiplerine yaklaşımlarını ve diğer ülkelerin konumlanmasını ayrı ayrı göreceğiz. Diğerleri içinde örneğin Almanya, Türkiye, Yunanistan, İsrail gibi ülkeler vardır. Bu durumda ABD satranç tahtasında düşmanı Rusya’ya ve Çin’e göre büyük hamleleri planlarken (örneğin) Yunanistan gibi ülkeleri asıl hamlelerinin dolaylı etkisi bağlamında değerlendirecektir. Bu tabii dolaylı hamleleri ABD tarafı 2019’dan bu yana Gri Bölge Planı şekilde dile getirmektedir, bilinmeyen bir konu değildir. Burada merak edilen atılacak hamlelerin ne şekilde olacağıdır.

Örneğin Türkiye ”ABD’nin gri ülke planı” içinde ne tür politikalarla karşı karşıya bırakılacaktır? Bu soruya göre değişik ülkeler, elbette Türkiye de, kendi planlarını yapacak ve adımlarını atacaktır. Bu kez Türkiye hazırlıklıdır, ”Yeniden Asya” ve ”Rusya ile işbirliği” konuları ABD’nin bakış açısını etkileyecek mahiyettedir. Türkiye Doğu Akdeniz’den itibaren bir eksende Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA), diğer eksende Hazar ve Orta Asya ile birleşen politikalarında etkinlik gösterecek ve ABD’nin bu alandaki çıkarlarına ve hamlelerine göre pozisyon alacaktır. Proaktif politikalarla hamlelerin önden ve isabetle atılması önemlidir. Türkiye bu yönüyle ABD’nin de ortak hareket edebileceği, bölgesel istikrar için kilit rol üstlenebileceği bir ülkedir. Türkiye bu bakımdan çok taraflı politikalara hazırlıklıdır ve ABD bunu değerlendirecektir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Trump Kaybetti mi?

DİĞER YAZI

Azerbaycan-Ermenistan Barış Süreci

Politika 'ın son yazıları

Stratejik Derinleşme

Politikada "stratejik derinleşme" terimini ifade etmekle, beraberinde neleri söylemiş oluyorum: Aktif, nötür (yeni-izolasyonizm) ve karma politikalar, politik seçenek olarak aynı anda yapılması gerekenler.

İran’ı Konuşmak

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekiler için dün, bugün cenaze töreni yapılıyor ve yarın toprağa verilecekler. Peki bu durumda bizler İran'ı nasıl konuşmalıyız?

Reisi’nin Olayı

Dün öğle saatlerinde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Amirabdullahiyan'ın içinde olduğu bir helikopter, Azerbaycan sınırında İlham Aliyev ile açılışı yapılan barajların töreninden sonra dönüşte kötü hava şartlarında düştü ve sadece İran değil, herkes şokta. Enkazı Türkiye'den kalkan Akıncı İHA buldu. Ben bir havacı olarak burada kendi açımdan bazı hususlara değineceğim.

Rusya’nın Kharkiv Harekatı

Son günlerde Ukrayna-Rusya savaşında önemli bir gelişme var. Rusya için Kharkiv harekatı çok önemli bir koz olacak. Bu kez Rusya tarafı daha derli toplu harekat yapıyor, politikada daha akıllıca ifadeler seçiliyor. Zelensky ise endişeli görünüyor.

Politik Vizyona Göre Konumlanma Stratejisi

Ülkeler için sihirli kelimeler refah ve güvenlik, öyle değil mi? Peki 2030’lardan sonrasına bakın, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye özelinde cevap arayın, vizyonumuz ve stratejimiz ne, refah ve güvenlik için neler düşünülmeli? Bu stratejik-vizyona esas olacak şekilde, politik anlayışımız, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik etkileşimlerimiz ne durumda, neredeyiz, ne tarafa doğru gidiyoruz, riskler neler?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme