Azerbaycan-Ermenistan Barış Süreci

12 Kasım 2020
Okuyucu

Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya 10 Kasım’da yürülüğe giren ateşkes anlaşmasıyla yeni bir sayfa açmış oluyor. Hep birlikte bundan sonra bu iki ülkede ve bölgede olacak gelişmeleri takip edeceğiz. Şimdi ateşkesin yorumundan geleceğin önemli konu başlıklarına beraberce bakalım.

Son yazımın başlığı Trans-Kafkaslar’da İstikrar idi. Buna dönük ilk adımın atılmasına dayanarak böyle yazdım. Neden? 1) Ermenistan işgal ettiği toprakları zorla da olsa Azerbaycan’a geri vermekle ilgili sürece girmiş olmasından, 2) bölgedeki barış ve istikrar sürecini Türkiye ve Rusya yönetecek olmasından dolayı böyle işaret ettim.

Hatırlarsak, 27 Eylül’de kahraman Azerbaycan Ordusu harekatına başlamıştı, 10 Ekim’de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov çatışan tarafları Moskova’ya davet etmişti ve orada ”insani ateşkes” denen metni ortaya sürmüştü; ancak ateşkesin kalıcı olmadığına ve bir anlaşmaya varılamadığına dair de pek çok ipucu vardı. Metindeki bir konu çok önemliydi, Lavrov, ”erken barışçıl bir çözüme ulaşmak amacıyla esaslı müzakerelere başlanacak,” demişti. Bir de Azerbaycan Dışişleri Bakanı’nın görüşmelerin uzun sürmesine karşılık bir açıklama olarak takvimden söz etmesi akıllarda kalmıştı.

Bu demekti ki, dışarıya verilen mesaj açıktı; 1) Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sorunu çözme iradesine sahipti, 2) kendisi barış ve istikrar zeminini araştırırken, bir insani ateşkes metni ortaya koymak suretiyle, Batı dünyasına, özellikle de Minsk Grubu Eş-başkanları Fransa ve ABD’ye, siz karışmayın dedi, diğer yandan Azerbaycan’ın sahada belli bir seviyede askeri kazanım elde etmesi sürecini yönetti.

10 Kasım’da yürülüğe giren ateşkes anlaşmasında Minsk Grubu vurgusu yoktur. Başka bir ülkenin örneğin Türkiye’nin de adı geçmemektedir. Bu ateşkes metni diplomasi ile alakalı dengeleri ifade eder tarzdadır. Ancak Türkiye, görüldüğü üzere, uygulama için gerekli mutabakat zabıtlarıyla devreye konmaktadır. Türk heyeti 10-12 Kasım’da Bakü’de hazır bulunmuştur. Bunun nedeni ateşkesin devamındaki mutabakatları imzalamak olmuştur. Şöyle düşünülmelidir, Bakü’de aynı zamanda Rus heyetinden de yetkililer hazır bulunmuştur, evraklar imzalanmak üzere gidip gelmiştir.

Burada ortaya çıkan sonuç şudur: Azerbaycan kesin bir zafer kazanmıştır. Azerbaycan kendi tarihini yazıyor, bu onun tarihinde altın harflerle yer bulacak bir zaferdir.

Diğer önemli bir konu da Dağlık Karabağ’ın özerkliği gibi bir hususun artık tarihe gömülmüş olmasıdır. İşgal edilen topraklar geri alınmıştır, bir kısmı zorla, diğer kısmı ise bu mütareke yoluyla, bu bölge tekrar Azerbaycan’ın olmuştur. Nasıl Azerbaycan topraklarında Ermeni nüfus varsa ve eşit vatandaşlarsa, Karabağ’da da huzur ve sükun içinde yaşayacaklardır.

İmzalanan ateşkesin kalıcı olması için gerekli hususlar belirlenmiştir. Bundan sonraki adım Azerbaycan ve Ermenistan arasında bir anlaşma imzalanmasıdır. Bu anlaşma ile yeni statüko kesin olarak yerli yerine oturmuş olacaktır. Bu yeni statüko barış ve istikrar yaratacaktır.

Ateşkes metninde neler var? 1) Çekilme takvimi, 2) barışı güvence altına alma misyonu, 3) insani hususlar, 4) yeniden yapılanma ve ulaşım kolaylıkları. Sonuçta güvenlik güçlerinin yanı sıra bölgede sivil açıdan da yapılacak pek çok konu vardır. Önemli olan bölgenin hakça ve huzurla yeniden yaşanabilir bir yapıya kavuşturulmasıdır.

Sn. Aliyev bölgeye maddi imkanları seferber ederek imar ve onarım faaliyetlerine önem vereceğini ifade etti bile. Ancak bu her ne olursa olsun bir haksızlığın ve zulmün neticesinde olan çatışmaydı (savaş da denebilir). Bu savaşa sebep olanların bihakkın cezalandırılması uluslararası hukukun da gereğidir. Dolayısıyla savaş tazminatı ve diğer hukuki konular barış anlaşması metnine girmesi gereken hususlar olacaktır. Şimdi uzun bir süre, belki 5-6 yıl, işte bu konulara odaklanılacaktır.

Ama bir de bu sürede medyanın çabasına ihtiyaç vardır; doğru ve istikrarı sağlamak amaçlı bilgilendirme faaliyetleri.

Azerbaycan zaferinden sonra Rusya kazandı, bu tamam. Türkiye de kazanan taraf oldu. Başından itibaren verilen destek ve diplomatik çabalar meyvesini verdi. Tek tek sıralamayalım, ama sonuçta Türkiye bölgesinde barış ve huzuru isteyen bir ülke ve bu manada iyi bir ortak olduğunu bir kez daha kanıtladı, bu en önemli vurgudur.

Kim kaybetti? Paşinyan kaybetti, bu da kesin bir sonuç. Paşinyan’ı kukla idare eder gibi yönetmeye kalkışan zihniyet de kaybetti.

Bundan böyle sadece Karabağ içindeki güvenlik, imar ve normalleşme süreçleri değil, Ermenistan’ın iç politikası da doğru bir çizgiye oturmak zorundadır. Ayrıca Nahçıvan-Azerbaycan yol bağlantısı da bölgeye kalkınma ve dinamizm getirecektir.

Esasında bütün bunlar neticesinde kazananlardan birisi de teröre bulaşmamış, gerçek Ermeni halkı olacaktır. Burada uzun yıllardır ekonomik ve sosyal açıdan çıkmaza sokulmuş bir Ermeni halkından söz ediyoruz. Çıkarcı devlet ve unsurlar bu halkın üzerinden kendi çıkarlarını yönetmeye kalkıştılar, bunlardan kurtulmak en fazla masum insanların arzusudur ve hakkıdır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Biden Ne Dedi, Ne Demedi?

DİĞER YAZI

Çin Neyi Bekliyor?

Politika 'ın son yazıları

80 views

Yerelde Yapısalcılık

Bir olaya bakış yöntemimde felsefe ve tarih olmaz ise ben bunu oldukça eksik görürüm. Hemen herkesin siyaset, seçim, belediye, vs. konuştuğu noktada ben, bu işte temel felsefe ve asıl stratejik açıklama nerede diye arıyorum. Dolayısıyla felsefi yaklaşım ve stratejik bakış tarzı siyaset üstüdür. Benim açıklamalarım bu noktada değerlidir; mevcut yapılanlar gibi değil, başka türlü tartışmaları kapsamaktadır. Açıkça yazayım: Kim kazanacak, iktidar veya muhalefet ne yapacak, türü ifadelerle değil; imar neye göre olmalı, altyapı ve üstyapı nasıl planlanmalı, ülke ekonomisine uyumluluk ne şekilde sağlanmalı, kanunlar ne içerikte olmalı, gibi piramidin üstündeki meseleler önemlidir.
126 views

Emperyalizm

Bugünün anlayışı, küresel imkanlar içinde sahip olunan alanları artırmak ve güçlenmek, değer üretimi rekabetinde gerilerde kalmamak fikri üzerinedir. Ruslar gibi sürekli “kahrolsun emperyalizm” diyeceğinize, “ben hangi değeri üretebiliyorum, hangi büyük pazarda kaça satıyorum,” diye bakın isterim. Bugün ülkeler bazında ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, birlik bazında Avrupa Birliği, küresel şirketler bazında sürekli sayısı artan ve yenilik üretenler, esasen bunlar değerleri zorluyorlar ve muhatap alınıyorlar. Daha fazla muhatap alınabilmek için yapılması gerekenler belli! Olan şu: Muhatap alınanların ve değer üreticilerinin daha fazla yayılması fikri!..
136 views

Doku Bozumu

Bu makale Ortadoğu'da kangren olan meseleleri stratejik düzlemde incelemektedir. Mevcut dokuyu bozan yapay düşünceler ile gerçekte olanlar arasındaki farkı bütün çıplaklığıyla dile getirmektedir. Halen bölgede savaş, çatışma, suç, terör, işgal, soykırım, gibi pek çok olumsuzluk yaşanmaktadır. Uluslararası sistem bu olup bitene çare bulamamaktadır. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Libya, gibi ülkelerin halkları harap ve bitap düşmüş durumdadırlar.
192 views

Devlet-dışı Aktörler

Burada gayet karmaşık, iç içe geçen ve masum insanların istismarına dönük olayları ihtiva eden, bütün gayrimeşru faaliyetleri, politikaları, planları ve operasyonları, terörizmden tutunuz, vekalet savaşlarına, buradan iç savaşlara, gri bölge operasyonlarına, meşru görünse de esasen çıkara hizmet edenlere, meşru siyaset yapmak ve bunu geliştirmek varken, siyaset alanını anti-demokratik yöntemlerle daraltanlara kadar, birçok durumu kısaca da olsa açıklama imkânımız oldu. Meşruluk ile gayrimeşruluk arasındaki perdeyi görmek veya belirlemek çok çok önemlidir. Ben de sizler de hep birlikte bu dünyada birer aktörüz, tıpkı devletler, hükümetler, liderler, şirketler, gibi. Politika, insana has bir yetenek, işlev ve özelliktir. Meşruiyet dahilinde kalabilmek çok önemlidir. İnsanlar, istikrar, barış ve esenlik içinde yaşamayı, gelişmeyi, evlatlarını refah ve güven içinde yetiştirmeyi istemektedir.
127 views

ABD ile Yeni Bir Sayfa mı?

Geleceğe bakıyoruz, öyle değil mi? Mesela NATO’nun genişlemesi yönüyle İsveç’e onay verildi, bunun karşısında F-16 modernizasyonu gerçekleşecek. Hatta şimdiden aradaki başka tıkanıklıkların giderilmesi açısından olumlu açıklamalar yapılıyor, kamuoylarına bilgiler veriliyor, bunların bir anlamı olmalı.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme